Haberler

“Şehir mimarisi belediyelerden alınmalı”

Tarih: 16 Ağustos 2005
Günümüz mimari uygulamalarını eleştiren Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Özer “Ömründe kümes yapmamış kimselerden ve şehirleri yaşanamaz alanlar haline getiren belediyelerden şehirlerin mimari uygulamaları alınarak yeni kurulabilecek ‘Şehir Mimari Kurulları’na bırakılmalıdır” dedi.

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Özer konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

“Mimarlık sanatı, bizim kültür birikimimizin temel esaslarındandır. Dolayısıyla bizim mimarlık sanatımıza da, inanç esaslarımız, değer sistemimiz ve zihniyetimiz hayat vermelidir. Aynı zamanda dünyaya bakışımız, günlük yaşayışımız, çevre ve temizlik anlayışımız, örf, âdet, komşuluk münasebetlerimiz de mimarlık sanatımızın esaslarını teşkil etmesi gereken en önemli unsur olmak zorundadır.

Özellikle Osmanlılar, bir şehri kurarken, öncelikle şehir üzerinde ciddi çalışmalar yaparak gerçek şehir silüetini tamamlayacak şekilde şehrin en yüksek tepelerine mabetleri yerleştirmişlerdir. Onların etrafında kademeli olarak eğitim kurumlarını, hastaneler, imaretler, hamamlar, çarşılar ve diğer alanları ana merkezlerde, talî merkezlerde de ihtiyaca göre bunların gerekli kısmını inşa etmişler, meskenlerini bunların etrafında uygun bir düzenle yerleştirerek mahalleler oluşturup, ana ve tali yolları ile birlikte, o zamanın ihtiyaçlarına cevap veren altyapı ve üst yapılarını oluşturmuşlardır. Bugün ise nerenin ibadethane, nerenin konut, nerenin çarşı, nerenin hastane olduğu belli değildir. Hatta nerenin kaldırım, nerenin park, nerenin yol ya da mezbelelik olduğu hiç mi hiç belli değildir.

Bugünün Türkiye’sinde sıradan bir yer için kırk kez tören düzenlendiği ve bu şekilde ülke kaynaklarının çarçur edildiği bir dönemde Celâleddin Karatay’ın, meşhur kervansarayının açılışına giderken bir konak mesafe kala “nefsine bir büyüklenme ve riya gelmesinden edişe ediyorum” diyerek yerine vekil göndererek geri dönüşü, günümüz için oldukça ütopik olsa gerek. Bugün bir ürünün ambalajında gösterilen hassasiyet bir şehir için maalesef gösterilmiyor.

Dünya Mimarlar Birliği Başkanı’nın İstanbul gezisinde söylediği “Bana kimse İstanbul’daki bu yapıları Mimar Sinan’ın torunlarının yaptığını söyleyemez” sözünü bugün Konya’daki Bursa’daki, Erzurum’daki yapılar için de hiç kimse bu yapıları Selçukluların torunlarının yaptığını iddia edemeyeceğini de eklemek gerekir.

Batı, insanı etkilemek için aşağıdan yukarıya yükselen görkemli soğuk eserler üretirken Osmanlı, mütevazi, iddiasız, sade, kolon üstünde durmayan zemin üstüne oturmayan mimari geliştirmiştir. Günümüz Türk Mimarisi ise modernizm diye bir şeylerin taklidini yapmakla meşgul. Modernist mimarlar sanat değeri olan eserler değil beğenilen eserler yaparak şehrin değerini düşürmek ve şehrin vebaline girmektedirler. Modern Mimari adıyla şehirler katledildi. Şehirleri kötü ağaçlıklarla alalade alanlar haline getirmektedirler. Ömründe belki de kümes yapmamış insanlara Ummanları taklit ettirerek mimarimizi katlettiler.

Basra harap oldu, bari küllerini savurmayın. Şehirler modern mimari adına enine gelişmesi gerekirken dikine geliştirilerek yaşanmaz alanlar haline getirildiler. Bu ne biçim bir şehir ne biçim mimaridir ve ne biçim bir ülkedir ki? 10 katlı bir Zümrüt faciasını 8 günde tüm Türkiye zor kaldırdık. Bina yapmayı sadece mühendislik, kolon ve kirişten ibaret sayıp bunu da başaramayan zihniyetler bu faciaların sorumlularıdırlar.

Bir yere tabiat-ı zedeleyecek şekilde bir yapıya müsaade edilmesi de ihanettir. Şehrin Mimarisi Selçuklu ve Osmanlı’nın yaptığı gibi tabiatı yüceltici şekilde inşa edilmelidir. Bugün ülkemizde bu kaygılar maalesef taşınmamaktadır. Üstelik geçmişte sadece kamu binalarını mimarlar yapar diğerleri halk kendi yapardı. Günümüz mimarlarının, mimarların yapmadığı eski yapılardan bile öğrenecekleri çok ama çok şeyleri vardır. Üstelik eskiden imar kanunları da yoktu belki ama doğayı koruma bilincine sahip ve estetikten anlayan bir halk vardı.

İnsanı ve çevreyi yok sayan merkeziyetçi diktatoryal yapılardan oluşan yeni çirkin şehirleşme oluşumuna derhal son verilmelidir. Dünyadaki güzellikleri yok etmeden bırakınız yok etmeyi zedelemeden ona yeni güzellikler katmak için şehirlerin mimari uygulamaları belediyelerden derhal alınmalıdır. Şehrin mimari uygulamaları, içinde belediye, üniversite, mimarlık odaları, İl Çevre Müdürlüğü, sağlık, tüketici ve çevre dernekleri ile Türkiye’nin kıymetini yeterince bilmediği Değerli Bilge Mimar Doç Dr Turgut Cansever gibi mesleğinin zirvesindeki sanat adamlarından oluşan “Şehir Mimari Kurulu” kurularak buralara bırakılmalıdır. Siyasi iktidarın ülkeye ve geleceğimize yapabileceği en büyük büyülüklerden biri de budur” dedi.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.