Haberler

Cephe Sanatı ve Jean Nouvel

Tarih: 26 Ocak 2010 Kaynak: New Yorker Yazan: Paul Goldberger Çeviren: Serzan Gök
11. Cadde, 100 no'lu adreste bulunan ve Fransız mimar Jean Nouvel tarafından tasarlanan yeni apartman binasına göz atacak olursanız yuvarlak hatlara sahip cephesinin ve farklı yönlerde rastgele bir şekilde açılandırılmış pencerelerin bir nevi süs eşyası gibi dikkat olduğunu farkedeceksiniz. Bina bir bilezik gibi şıngırdıyor adeta. Ondokuzuncu caddenin diğer tarafında yer alan ve Frank Gehry tarafından tasarlanan IAC Binası'nın düz ve süt beyazı cephesinin yanında bu yapı sanki biraz daha heyecanlı gibi görünüyor. Frank Gehry'nin bu yapıyı "vizyon makinesi" olarak tanımlaması da biraz fazla zorlama olsa gerek. Ancak dünyanın en ünlü ve ismi tanıdık mimarlarından olan Jean Nouvel'in kendin güvensizliği gibi bir durum söz konusu bile değil. Genelde mimarlar sizi abartılı bir cümbüş ile etkilemek isterler çünkü sunabilecekleri başka birşeyleri yoktur ama Jean Nouvel'in tasarımı sizi etkilemekle kalmıyor; aynı zamanda mimarlığı daha ciddi bir biçimde düşünmenize de yol açıyor.


Ön planda Frank Gehry'e ait IAC Binası, arka planda Jean Nouvel'e ait 11. Cadde, 100 no'lu apartman binası (New York)

Geçen sene Pritzker Mimarlık Ödülü'nü kazanan, 64 yaşındaki Jean Nouvel'in ismi tasarladığı binalardan çok daha fazla tanınıyor. Bu durum özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde geçerli çünkü 2006 yılında tamamlanan Minneapolis'deki Mississippi Nehiri'ne bakan oldukça etkileyici koyu mavi çelikten yapılmış Guthrie Tiyatrosu'na kadar bu ülkede hiçbir projesi yoktu. Ayrıca kendine özgü bir stili olmadığı için projelerini sınıflandırabilmek de kolay değil. Ama tüm tasarımları içlerinde oldukça yırtıcı ve sert bir güzellik barındırıyorlar ve de modern malzemenin kışkırtıcı bir şekilde kullanılmasıyla duygusal bir tepkiyi ortaya çıkarma amacını temsil ediyorlar. Önde gelen mimarlık yayınevlerinden Taschen kendisine adadığı büyük bir kitabı yayınladı: "Jean Nouvel tarafından Jean Nouvel: Tüm Çalışmaları 1970-2000". Kitabı gözden geçirecek olursanız, özellikle cephelerdeki hareketliklik ve iç/dış mekanların sınırlarının belirsizleşmesi gibi, bazı temaların sürekli olarak tekrarlandığını farkedebilirsiniz. Mimarın gerçekleştirdiği başarılı ve farklı tasarımlar, kitabı son derece ilgiyle okumanıza yardımcı olacak. Bu kitap planlanmış bir katalogdan ziyade bir hikaye kitabını andırıyor, kitanın kahramanının bir sonraki yapacağı şeyin ne olduğunu merak ediyorsunuz.

Jean Nouvel 1980'li yılların ortasına kadar Paris dışında pek tanınmış bir mimar değildi. Eski Fransız cumhurbaşkanlarından François Mitterrand'un öncülüğünü yaptığı, Seine Nehri'nin sol kıyısında yer alan Arap Dünyası Enstitüsü mimarlık yarışmasını kazanınca, ismi de ön plana çıkmaya başladı. Bu projede otuzbin adet ışığa hassas mercek perdelerini cephe camının arkasına yerleştirdi. Adeta fotoğraf makinasının lenslerinin açılıp kapanması gibi, bu mercek perdeleri de ışığın binaya girişinin kontrol edilmesi için kullanıldı, ama aynı zamanda Arap mimarisinde yaygın olan "mashrabiya" adı verilen geleneksel mimarlık tarzı da bu sistem sayesinde tasarıma yansıtıldı. Paris Camisi örneğinde olduğu gibi Arap mimarisini olduğu gibi taklit etmek yerine, Jean Nouvel tasarımında son derece gelişmiş Batı tarzı mimarlık anlayışını Arap estetiği ile bir araya getirdi.


"Mashrabiya" tekniğinin Arap Dünyası Enstitüsü projesinde modern yorumu

Bu projesinin hemen ardından Paris'in batı yakasındaki La Defense gökdelen bölgesinde "Tour san Fins (Sonu Olmayan Kule)" adlı bir yapıyı tasarladı. Yüz katlı ve silindir şeklinde olması planlanan gökdelenin dış cephesinde yer alan camın yukarılara çıkıldıkça daha hafif renkli ve şeffaf olması öngörülmüştü; böylelikle yapı adeta bulutların arasında yok olacaktı. Bu proje uygulanmadıysa da Jean Nouvel'in bina cephesinde belirsizlikler yaratmak potansiyelini denemesi için bir dönüm noktası oldu. Daha sonraları yine Paris'te yer alan Cartier Vakfı için tasarladığı tamamı camdan oluşan bina cephesine bakıldığı zaman, bu cephenin yapının kenarlarından dışarı çıkıntı şeklinde devam ettiği gözlemlenebilir. Binanın önünde bir bahçe, bahçenin önünde ise tek başına duran bir cam panel yer alıyor; böylelikle bahçe duvarı ile binanın duvarı arasındaki farkın adeta belirsizleşmesi amaçlanmış. Jean Nouvel'in Barselona şehrinde tasarladığı ve en üst noktası yarı kubbemsi gökdeleni de başka bir cephe deneyi sayılabilir. Bu yapının Norman Foster'in Londra'da tasarladığı Gherkin Binası ile benzerlikler gösterdiği kesin ancak farkları da çok belirgin. Norman Foster'in tasarladığı gökdelen son derece durağan ve hafif iken; Jean Nouvel'in gökdelenindeki binlerce pencerenin açılıp kapanabilmesi bu pencerelerin arka planında yer alan renklerinin de cepheye yansıması sağlanıyor. Bazen bu yapının cephesi o kadar zengin görünüyor ki sanki cephe kaplaması olarak cam değil de ne olduğu belirsiz bir malzeme kullanılmış. Jean Noouvel bunu bir "ilüzyon" olarak nitelendiriyor.


Arap Dünyası Enstitüsü, Paris

Richard Meier ve Charles Gwathmey gibi mimarların etkin olduğu New York emlak piyasasının Jean Nouvel ile çalışması da kaçınılmazdı. 11. Cadde, 100 no'lu bölgede yer alan bu yapı mimarın New York'taki ikinci eseri. İlk eseri olan ve Soho'nun 40 Mercer Caddesi'nde bina süpriz bir şekilde pek ses getirmeyen projelerinden birisi oldu. Böylesine tarihi bir caddedeki projenin Anıtlar Koruma Komisyonu'ndan olumlu cevap almayacağı düşünülse de gerçekte durum hiç de öyle olmadı. Binanın cephesindeki çelik iskelete monte edilmiş mavi renkli cam kaplamaları, ölçeği ve kalitesi ile bir ondokuzuncu yüzyıl caddesine son derece rahat bir şekilde uyum sağladı. Ama şaşırtıcı tasarım öğelerine sahip olmadığı için sanki bir Jean Nouvel projesi hissini vermiyor.

Jean Nouvel'in uyum sağlamasını gerektiren bir sokak dokusu 11. Cadde'de mevcut değildi; ayrıca yapının doğusundaki High Line bölgesini saran Frank Gehry'nin tasarladığı yeni inşaat projeleri; kuzeyinde ise belirsiz bir Orta Manhattan (midtown) şehir dokusu vardı. Proje planda L şeklinde bir yapı olarak tasarlandı. L şeklinin içindeki Orta Manhattan'a bakan ve siyah renkli tuğlalardan oluşan cephelerde, farklı ölçek ve şekillerde pencereler yer alıyor. Jean Nouvel esas süprizi 11. Cadde ve 19. Cadde'deki cephelerinde gerçekleştirdi. Oldukça büyük prefabrik metal örgülerden oluşan cephelerde yer alan farklı ölçek, şekil ve açıdaki pencereler, düşünülebilecek her pozisyonda yerleştirilmiş. Cephenin tamamına bakıldığında sanki çok geniş ve planlanmış bir Mondrian tablosunu ya da rastgele yerleştirilmiş irili ufaklı camdan oluşan çatı kiremitlerini anımsatıyorlar. 1600'den fazla pencerenin her birisinin ışığı yansıtma derecesi farklı olduğu için öğleden sonra güneş vurduğunda yapı sanki bir yıldız kümesi gibi parıldıyor. Eğer yeni inşa edilen her modern binanın bir öncekine göre daha düz ve narin olduğunu düşünüyor ve bu rutinden sıkılıyorsanız, bilin ki Jean Nouvel de sizin gibi düşünüyor.

Cephenin eğri bir şekilde olması nehir manzarasına sahip daire sayısının artmasına da yardımcı oldu. İnşaat piyasasının son derece iyi iş yaptığı dönemlerde iç mekanlara önem veren yatırımcıların taleplerine birçok mimar cevap vermezken, Jean Nouvel tam tersine, lüks apartman dairelerinin iç mimarisini tasarlama çağrısına son derece olumlu yaklaştı. Hiç kimse onu, apartman dairelerinin satılması ve para kazanmak için, sıradan yapılara ismini verdiği suçlamasında bulunamaz. Bir röportajında yatırımcılarla çalışmak ile ilgili sorulan soruya şu cevabı vermişti: "Eğer bir yapı ekonomik şartlar sonucunda oluşuyorsa o tasarımın bir anlamı olamaz." 11. Cadde'ki apartman dairelerinin hepsi son derece farklı ve inanılmaz şekildeki pencerelerden ışık alıyor. Ayrıca Jean Nouvel kare şeklinde lavabolardan banyo küvetlerine, musluklardan paslanmaz çelik mutfak dolaplarına kadar her detayı bizzat kendisi tasarladı. Yapının hemen girişindeki yarı karanlık ve sakinleştirici lobideki pencereler binanın arkasındaki boş alandaki ağaçlara bakıyor. 21 metre uzunluğundaki hem kapalı hem de açık olan bir havuz da projede yer alıyor. Bu havuz bodrum katında başlıyor sonra da iç avludaki bahçeye açılıyor.


53. Cadde'deki gökdelen tasarımı (New York)

Jean Nouvel her ne kadar bu yapı sayesinde dikkatleri üzerine çekse de; esas ilgiyi New York'da şimdilik inşa edilmeyen ve de Modern Sanat Müzesi'nin (MoMa) hemen yanında yer alan 53. Cadde'de tasarladığı seksen iki katlı bir gökdelen sayesinde çekiyor. İlk tasarlanan proje 380 metre yükseklikte olacaktı; yani Empire States gökdeleni ile aynı yüksekliğe erişecekti. Ancak başka bir mimar tarafından tasarlanan orjinal tasarımı son derece kaba bir şekile sahip cam bir gökdelen olması nedeniyle, Jean Nouvel bu projeyi tekrar gözden geçirdi. Ünlü mimar kuleyi dış cephesinden saran çelik taşıyıcı desteklerin yapının kullanılacak kısımlarının da üstünde devam ettirerek, kulenin yükseldikçe incelen bir doruğa sahip olmasını sağladı.

Önerilen bu projeden, yapıya komşu olacaklar hiç hoşlanmadılar ve de yeterince kalabalık olan Orta Manhattan'da böylesine bir projenin gereksiz bir müdahale anlamına geleceğini iddia ettiler. Ekim 2009'da Şehir Planlama Komisyonu, Jean Nouvel'in kuleyi 60 metre daha kısa yaparak üst kısımlarını projeden çıkarması şartıyla, projeyi onayladı. Bu son derece olumsuz bir karar çünkü kulenin yüksekliği bu projeden hoşlanmayanları halen tatmin etmiyor, aynı zamanda yeni tasarım orijinalinde sahip olduğu etkileyiciliğini kaybetti. Komisyon başkanı Amanda Burden projenin Empire States Binası ile aynı yükseklikte olacak kadar iyi olmadığını düşündüğünü, bu yüzden komisyonun Orta Manhattan'ın gökdelenler grubu arasında çok öne çıkmasının doğru olmayacağına karar verdiğini bildirdi. Yani komisyon gökyüzünü de bir nevi Anıtlar Kurulu'na çevirdi. İlginçtir ki Kurt Vonnegut bir zamanlar Manhattan'dan bahsederken "Ulusal Gökdelen Parkı" nitelendirmesini kullanmıştı ve sanki komisyon da onun sözlerini ciddiye almış. Sorun şu ki Jean Nouvel'in tasarımlarını yeniden tasarlamak ve içeriklerini boşaltmak imkansızdır. Bu mimarın tasarımları bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ya bu tasarımı olduğu gibi uygularsınız ya da uygulamazsınız ama değiştirmeye kalkışırsanız hiçbir şey anlamamışsınızdır demektir.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.