Haberler

Mimarlıkta Sayısal Simgesellik

Tarih: 13 Aralık 2010 Derleyen: Pınar Koyuncu
Dünyanın en eski mesleklerinden biri olduğu bilinen mimarlık, en basit şekilde "yapı tasarlamak" olarak algılansa da, bu tasarlama sürecine dahil olduğu bilinen çok fazla etken ve değişken var. Aslında insanın barınmak için mekanlara ihtiyaç duyması gerekliliği ile ortaya çıkan mimarlık mesleğinin, çok eski çağlardan beri yapma çevre oluşturulurken estetik yaratıcılığı da gözetmek kaygısını ön planda tuttuğu görülüyor. Estetik kaygısının yanı sıra, tasarım sürecinde tasarımcıyı etkileyen, ona ilham veren veya yaptıklarını bir çerçeveye oturtmasının sağlayan etmenler modern çağda değişmeye ve çeşitlenmeye devam ediyor. Sanat, psikoloji, ekonomi, sosyoloji, statik, matematik hatta müzik gibi, mimarlığın kapsamına giren, yanına yaklaşan veya etrafında dolaşan çok fazla kavramdan bazılarına tutunmak, bazılarını terk etmek ise tasarımcının tercihlerine kalıyor.

Bazı kavramların mimarlıkla beraber anılması veya mimarlıkta araç olarak kullanılması gerekliliği herkesin hemfikir olduğu bir konuyken, mimaride sayısal bazı "şifre"lerin veya mesajların kullanılmasının veya tasarımın bu sayısallık üzerine kurulmasının da pek çok örneği var. Bu konuda akla gelebilecek en eski ve "gizemli" örneklerden biri de şüphesiz Mısır'daki piramitler. O günün şartlarında nasıl inşa edildikleri konusunu bir kenara bırakılırsa, çok uzun süredir tarihçi, arkeolog ve mimarların gözdesi olan piramitlerle ilgili yıllar içerisinde ortaya çıkarılmış çok çeşitli sayısal bulgular var. Bu bulgulardan bazıları, eski Mısırlılar'ın matematik zekalarının gelişmişlik düzeyi ve astronomi bilgilerine bugün bile bizleri hayran bırakıyor.

Her biri 20 ton ağırlığında olan taşlardan inşa edilen bir piramit kimin adına yapıldıysa, o kişinin doğduğu ve tahta çıktığı günler olmak üzere yılda sadece iki kez bulunduğu odaya güneş giriyor. Dört yüzünden her biri tam olarak dört ana yöne bakacak şekilde inşa edilmiş olan Büyük Piramit'in açıları, Nil'in delta yöresini iki eşit parçaya bölüyor ve tabanının çevresi, yüksekliğinin iki katına bölündüğünde pi sayısı (3,14) elde ediliyor. Dünyanın kara kitlesinin merkezinde yer aldığı söylenen Büyük Piramit'in dört yüzeyinin toplam yüzölçümü, piramit yüksekliğinin karesine eşit. Büyük Piramit'le dünyanın merkezi arasındaki uzaklık, Kuzey Kutbu'yla arasındaki uzaklığa eşit ve kuzey kutbuyla dünyanın merkezi arasındaki uzaklığa eşit. Keops Piramidi'nin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı yaklaşık olarak güneşle dünya arasındaki mesafeyi veriyor (149,504,000 km). Piramitlerin üzerinden geçen meridyen, karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor.


Gize Piramitleri

Tahmini olarak MÖ 3000 yıllarında inşa edilmiş Gize'deki üç piramit olan Keops, Kefren ve Mikerinos, aralarında bir Pisagor üçgeni olacak şekilde düzenlenmiş. Yani bu üçgenin kenarlarının birbirlerine göre oranı 3:4:5. Ayrıca piramitler dev bir güneş saati görevi de görüyor. Ekim ortasıyla Mart başı arasında düşürdüğü gölgeler mevsimleri ve yılın uzunluğunu gösteriyor. Piramidi çeviren taş levhaların uzunluğu bir günün gölge uzunluğuna eşit. Bu gölgelerin taş levhalar üstünde gözlenmesiyle günün 0,2419 bölümünde yılın uzunluğu yanlışsız olarak saptanabiliyor.


Vitrivius insanı ve Mona Lisa, Leonarda da Vinci'nin Altın Oran çalışmaları

Bilim ve teknolojinin çok ilerlediğini düşündüğümüz 2000'li yıllarda, piramitlerle ilgili çözülebilmiş matematiksel sırlardan bazıları bunlar. Ayrıca piramitlerin tabanının yüksekliğine oranı, doğada pek çok varlıkta gözlemlenebilen ve 1,618.. olarak devam eden bir sayıya eşit olan "Altın Oran". Bu oran insan vücudunda ve yüzünde, deniz kabuklarında, DNA'da, kar kristallerinde ve dikdörtgenlerde görülüyor ve uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan bir bağıntıya dayanıyor. Leonardo da Vinci'nin günlüklerinden birinde bulunan, insan vücudundaki oranları gösteren "Vitrivius Adamı" çizimi Altın Oran denince ilk akla gelen imgelerden biri olmasına rağmen, bu kavramın tarihi çok daha eskilere dayanıyor. Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş olan bu bağıntı, mimari ve sanatta çok eskiden beri kullanılıyor fakat matematikte ve fiziksel evrende ezelden beri var olmasına rağmen, birçok kez yeniden keşfedildiği düşünülüyor. Da Vinci ve Picasso gibi sanatçılar tarafından kullanıldığı bilinen bu oran, mimaride ise Mısır Piramitleri'nden sonra Atina'daki Partenon Tapınağı'nda, Konya'daki İnce Minareli Medrese'nin taç kapısında, Sivas Divriği Külliyesi'nin genel planlarından bazı ayrıntılarına pek çok yerde, Mimar Sinan tarafından yapılan Süleymaniye ve Selimiye Camileri'nin minarelerinde ve Le Corbusier'in bazı tasarımlarında görülüyor.


Kulesite Alışveriş Merkezi ve Selçuklu Kulesi, Konya

Günümüzde ise, sayısal bir simgesellik esas alınarak tasarlanan mimari yapıların geçmiştekilere göre çok daha basit bir mantık yürütülerek yapıldığını söylemek mümkün. Buna verilebilecek örnekler ise ülkemizde son yıllarda ortaya çıkan "kentin plaka numarasından" yola çıkılarak inşa edilmiş yapılar. Konya'daki Kule Site alışveriş ve eğlence merkezi, Konya'nın plakasına atıfta bulunularak 42 katlı olarak tasarlanmış, Selçuklu Kulesi olarak da adlandırılan bir ofis bloğuna sahip. Nalçacı Caddesi üzerinde 2004'te açılan Kule Site'de bir de çarşı bloğu bulunuyor. Düzlükte yer alan Konya'nın neredeyse her yerinden görülebilen bu kule, 163 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek yapıları listesinde ilk 10 içinde yer alıyor ve bu özelliği ile de Konyalılar için bir gurur kaynağı. Kulenin en üst katında seyir terası ve döner bir restoran bulunuyor. 1 saat içerisinde bir tam tur yapan bu katta yemek yerken 360 derece Konya manzarası izlenebiliyor.


Varyap Meridian projesi

Londra'da yapılan 2010 Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri Yarışması'nda dünyanın en iyi mimari projesi seçilen Varyap Meridian da, tasarımında bu tür bir simgesel anlam taşıyor. Varyap'ın sahibi Trabzonlu ve İstanbul Ataşehir'de inşa edilmekte olan Meridian projesinde de Trabzon'un plaka numarasını temsil eden 61 katlı bir bina yer alıyor. Türkiye'nin LEED kayıtlı ilk lüks yeşil konut projesi olan Varyap Meridian kapsamında 1,500 konut, 5 yıldızlı otel, iş merkezi, ticaret ve sosyal alanlardan oluşan ekolojik yüksek standartlı binalar inşa ediliyor. Avrupa'dan iki yılda 6 ödül alan projenin 2012'de bitirilmesi planlanıyor.


BIG'in 8 House projesi yapım aşamasındayken (Fotoğraf: Dragor Lufthavn)

Sayısal bir anlam taşıdığı düşünülebilecek güncel projelerden biri de Danimarkalı mimarlık ofisi Bjarke Ingels Group (BIG) tarafından tasarlanan "8 House". Fakat planı 8 şeklinde olan proje incelendiğinde tasarımın çıkış noktasının herhangi bir sayısal anlamı olmadığı, tasarım sürecinin bir sonucu olduğu anlaşılıyor. Bu sonuç, yapının formunun elverdiği işlevsel ve mekansal olanaklar olarak ortaya çıkıyor. Farklı yaşam ve ticaret işlevlerini yatayda birleştirme fikriyle yapılan tasarımda, yapıdaki her birimin gün ışığı, temiz hava ve manzaradan yararlanması amaçlanıyor. Tasarımın ilk evresinde, farklı işlevlerin üst üste yığılmasıyla elde edilen, avluya sahip dikdörtgen yapı ortadan "burularak" köşeli bir 8 şekline dönüştürülmüş ve iki içi avlu oluşturulmuş.


Pentagon'un hava fotoğrafı


Pentagon'un görünüşü


Pentagon'un kesitleri

Mimarisinden sayısal simgesellik anlamı çıkarılabilecek binalardan biri olarak, adını Washington'daki beşgen biçimindeki binadan alan ABD'nin Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı Pentagon da ele alınabilir. Dünyadaki en büyük ofis binası olan Pentagon'un inşası oldukça basit olmasına rağmen, yapı pek çok farklı tasarım özelliğini bir arada barındırıyor. Devasa binanın planı eşkenar bir beşgen şeklinde olmakla beraber, her biri beş katlı olan beş eş merkezli kanada sahip. Pentagon'un yapılacağı alan olarak Arlington Farms bölgesi seçilmiş ve böylece 11 Eylül 1941'de temeli atılan bu kocaman yeni binanın Mall'deki binaların klasik mimarisini etkilememesi amaçlanmış. Binanın beşgen şekli de aslında ilk seçilen alan olan Arlington Farms'ın şeklinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış, ancak Başkan Roosevelt Washington D.C.'nin manzarasının yeni bina tarafından engellenmesini istemediği için Hoover Havaalanı bölgesini seçmiş. Fakat bina, ilk düşünülen arazi için tasarlandığı şekliyle, beşgen olarak uygulanmış. Çünkü sil baştan bir tasarım yapmanın hem çok maliyetli olacağı düşünülmüş, hem de Roosevelt beşgen şeklindeki tasarımı beğenmiş.

Altında hangi düşünceler yatıyor olursa olsun, matematikten ve dolayısıyla sayılardan ayrı düşünülmesi imkansız olan mimariye simgesel anlamların yüklenmesindan vazgeçilmeyecek gibi görünüyor. Modern insanın bile hayalgücünü zorlayan astronomik ve matematiksel hesaplamalar yerine, illerin plaka numaralarına atfedilen kat sayısı veya proje arazisinin geometrik şekli gibi basit hesaplara dönüşmeye başlasa da...


Kaynaklar:
Wikipedia
www.kulesite.com
www.varyapmeridian.com
http://911research.wtc7.net/pentagon/architecture.html

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.