Haberler

Paris'in altında 6 milyon insan iskeleti

Tarih: 15 Nisan 2011 Kaynak: Zaman Yazan: H. Salih Zengin


Paris'in üstü kadar altı da turist çekiyor. Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'in mezarının da bulunduğu Pére Lachaise; Chopin, Oscar Wilde, Moliére, Balzac, Jim Morrison, La Fontaine ve Proust gibi isimlerin sessiz misafirhanesi. Dar koridorlarına sağlı sollu 6 milyon insan iskeletinin istif edildiği Catacombre yeraltı mezarlığı ise Fransız tarihinin geçmişi üzerine suskun bir dinleti sunuyor.



Fransa'nın başkenti Paris her yıl 30 milyondan fazla turisti ağırlayan; müzeleri, sanat galerileri, ünlü lokantaları ve alşveriş merkezleriyle cazibesini günbegün artıran bir şehir. Herkesin adını sıkça duyduğu Louvre Müzesi, Champs-Elysées (Şanzelize) ve Eyfel Kulesi'nde dolaşmak yerine adımlarımızı her yıl binlerce turisti ağırlayan ölülerin dünyası iki ünlü mezarlığa doğru sıklaştırıyoruz. Müze kültürünü mezarlıklarına da taşıyan Fransızlar ünlü isimleri buluşturdukları 42 hektarlık Pére Lachaise ve yerin onlarca metre altındaki Catacombre isimli toplu yeraltı mezarlığına turist çekmeyi başarıyorlar.

İlk olarak tarihi eser kapsamındaki Pére Lachaise mezarlığındayız. Girişi ücretsiz ve ortasında büyük bir kilise bulunan Pére Lachaise 70 bin kişi kapasiteli, ancak bugüne kadar 1 milyondan fazla insan gömülmüş. Her yaştan gruplar halinde gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi göstereceği birçok ünlü isim burada yatıyor. Önemli kişilikleri ziyaret ederek ve mezarı başında hayat hikâyesini anlatarak geçmişi yâd ediyorlar. Birçoğumuzun henüz kendi devlet, din ve kültür adamlarımızın mezarlarının yerini bilmediğimizi düşünürsek bu ziyaretlerin ne kadar anlamlı olduğu ortaya çıkıyor.



İlk ceset 5 yaşında bir çocuğun

Paris'in merkezindeki mezarlıklar 18. yüzyıl sonlarında kapatılınca mezar ihtiyacını şehir dışında karşılamayı düşünen Fransızlar, buraya ilkin 5 yaşında bir kız çocuğunu gömmüşler. 1804 itibarıyla sadece 13 mezar taşı bulunan bu mezarlığa Parisliler merkez dışında kaldığı ve fakir bir bölgede olduğu için gömülmeyi istememiş. Haliyle mezarlığa ilgiyi artırmak için mezarlığa 1817'den sonra Moliére ve Honoré de Balzac gibi dünyaca tanınan ünlü isimleri taşımaya başlamışlar. Haliyle bir süre sonra da Parislilerin rağbet ettiği ünlü bir mezarlığa dönüşmüş Pére Lachaise. Napoléon'un dine daha yakın ve dinden beslenen bir duruş sergileme arzusu mezarlıklara da yansımış ve şehre dinî sembollerin hakim olduğu mezarlıklar yapılmış. Tabii herkesin hangi dinden olursa olsun, o dinin kurallarına göre gömülme hakkını tanıması da peşinden gelmiş. Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman insanların bir aradalığı yer üstünde olmasa bile toprak altında bir medeniyetler buluşmasına işaret ediyor. 1871'deki iç karışıklıklar sırasında yoğun çatışmaların yaşandığı mezarlık, çocukluğumuzun ünlü masalcısı La Fontaine ile komşusu Moliére'e ev sahipliği yapıyor. Ünlü edebiyatçı Honoré de Balzac, ABD'li şarkıcı Jim Morrison, Fransız aktör ve şarkıcı Yves Montand, romancı Colette, ünlü müzisyen Chopin, Proust, Edith Piaf'ın da mezarlarının bulunduğu Pére Lachaise'de 2000 yılında vefat eden Ahmet Kaya ile Yılmaz Güney'in mezarı da yer alıyor. Oscar Wilde'ın mezarlığı ise gençlerin en çok rağbet gösterdiği yer. Wilde'ın anıt mezarı renkli kalemlerle yazılan aşk sözcüklerinden ve mezar taşını öperek poz verenlerden geçilmiyor. Hayat ve ölüm bu tarihî mezarlıkta iç içe yaşıyor.

Yeraltında 6 milyon kafatası
Paris'in en ilginç yerlerinden bir tanesi de Catacombre yeraltı mezarlığı. 1810 yılında açılan ve yerin onlarca metre altında, Paris evlerinin yapımında kullanılan taşların çıkarıldığı 1,7 km uzunluğundaki eski taş ocağının daracık koridorlarından başlıyor yolculuk. 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından sağlı sollu kafataslarının ve bunlara ait kemiklerin odun gibi istif edildiği ürpertici bir manzara çıkıyor karşınıza. Kemiklerle ve kafataslarıyla poz veren insanların bundan ne kadar ibret aldığı tartışılır elbette ama bu ölüler şehrinde kendinizi tuhaf duygular hissedeceğiniz aşikâr. Peki 6 milyon kafatasının ve insan kemiğinin burada işi ne?

Hikâyesi Ortaçağ'a kadar uzanıyor bu mezarlığın. Ortaçağ'da ölüleri yakma prensibine dayalı Paganizm karşısında Hıristiyanlık üstün gelince ölülerin gömülmesi gerekliliği ortaya çıkar. Yaklaşık 700 yıl devam eden bu süreç milyonlarca ölünün Paris'te açılan mezarlıklara sığmaması sonucunda yönetimi çaresizliğe sevk eder. Hıristiyanlığı yeni kabullerinden dolayı ölülerin defni konusunda yetersiz bir bilgi ve kültür sahibi olan Fransızlar ellerindeki cesetlerle ortalıkta kalıverir. Gömme işlemlerinin çok sağlıklı yapılamaması nedeniyle artık sistemin çökme evresine geldiği 18. yüzyılda cesetler, Paris'te büyük salgın hastalıklara davetiye çıkarır. Bir yandan hastalıklar diğer yandan şehrin planı için yapılan imar faaliyetleri Paris'i bir çıkmaza sürükleyince mezarlıkların hepsinin bir yere taşınması fikri ortaya atılır. Bunun için de şehrin altında bulunan kilometrelerce uzunluktaki taş ocakları hedef olarak belirlenir. 280 km uzunluğa ulaşan taş ocakları bugün elbette kullanılmıyor ama 1,7 km'lik kısmına 6 milyon iskelet refakat ediyor. Yılda ortalama 200 bin kişinin ziyaret ettiği Catacombre'nin giriş fiyatı 8 Euro. Aman dikkat! Bazıları gibi hatıra olsun diye birkaç kemik parçası ve kafatasını çantaya atmayın sakın. Çıkışta çantalar kontrol ediliyor.

Takvim
<<Nisan 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.