Haberler

Çocuklarımız Geleceği İnşa Edecek

Tarih: 22 Nisan 2011 Kaynak: Coolhunter, Archdaily, World Architecture Community, UIA Resmi İnternet Sitesi Derleyen: Selin Biçer


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde Arkitera Mimarlık Merkezi olarak tüm çocukların bayramını kutluyoruz. Geleneksel bayram kutlaması olarak bir güne özel olarak belli mevkilerdeki insanların koltuklarına bir çocuk oturtulur ve hep birlikte yaptığı hareketlere, ağzından her çıkan kelimeye güleriz. Arkitera editörleri olarak bu baştan savma görevi yapmayı reddedip onun yerine bu kez kendimizi çocukların yerine koymaya çalıştık.

"Mimarlık ve Çocuk" kavramına iki zıt yönden baktık. Çocuk için mimarlık ne anlama geliyor? Mimarlıkta çocuğun yeri ne? Mimarlık kültürüne ilgi duyan siz sevgili takipçilerimizin ilgisini bir kez daha geleceğimizi kuracak olanlar için çekmek istiyoruz. Böylece belki bir daha hiçbir çocuk, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere kendi yaramazlığından dolayı düşürdüğü lavabo yüzünden hayatına veda etmez.

Çocuklar cenneten geliyor, onların gözlerindeki parlaklık sönmeden, renkleri solmadan, içlerinden heyecan kaybolmaya başlamadan önce onlara her şekilde bunun tadını çıkartma fırsatı vermek gerekiyor. Yetişkinler olarak biz bugün onlara öğretmeli ve iyiyi tecrübe ettirmeliyiz ki onlar da yarın bize öğretebilsinler.

Mimarlığın sayısız tanımlamaları içinde "mekan tasarlama sanatı" kuşkusuz en yalın olanı. Mimarlık, kültürü teknoloji ve insan algısıyla buluşturan bir olgu. Yapılaşma mimarlık, peyzaj mimarlığı, tarihi koruma, planlama gibi disiplinlerin çevresinde gelişiyor. Yapılar fizik kanunlarına göre malzemelerin sanatsal ifadesiyle insan ihtiyaçları ve toplum örgütlenmelerine olan inanç doğrultusunda şekilleniyor.

Çocuklar ise doğuştan gelen sorgulama ve oyun kurma yetenekleriyle inşa etme becerisine sahipler. Aslında çocuklar legolarıyla oynarken, minderden evler yaparken, bebekleri için evler düzenlerken ya da saklanırken yetişkin bir mimarın geçirdiği süreçleri bilinçsiz bir şekilde yaşıyorlar. Onlar eğer mimarsa, işverenleri bebekleri, oyuncak hayvanları, askerleri, hayali arkadaşları ya da kendileri oluyor. İster istemez mekanlarını yaratırken işlevini de önemsiyorlar. Kimi zaman canavarlardan saklanıyor, hayvanları koruyor ya da sevmedikleri arkadaşlarından kaçabiliyorlar. Kum, kağıt, lego, kaya ya da ağaçlar gibi ellerindeki malzemelerin imkanlarının farkında olup bu sınırlamalar içinde hareket ediyorlar. Ayrıca evin şık perdeleri ya da babaanneden yadigar işli yorganla oynayamayacaklarını iyi biliyorlar, gelecek cezalara karşı tedbirli davranıp izinli oldukları ölçüde kullanabiliyorlar. Oyun oynayacakları mekanın boyutlarını doğru algılamayı da beceriyorlar. Ayrıca farklı fikirdeki oyun arkadaşlarıyla ortak akıl bulma konusunda da oldukça başarılılar. Ödevlerini yapmak, belli bir saatte yatmak, yemeğe yetişmek, banyo yapmak gibi oyunu bölen ya da sonlandıran zaman kısıtlamasını planlamayı da öğrenebiliyorlar. Hatta bu bölünme sırasında oluşabilecek yıkım tehlikelerine karşı önlemler almayı da ihmal etmiyorlar.

Şehirlerin nasıl yaratıldığının farkında olan, tasarlanmış olanın insan davranışlarını nasıl etkilediğini anlayan, doğa ve yapılaşmış alanların birbirini nasıl etkilediğini gören ve bireylerin kendi çevrelerini nasıl etkilediğini kavrayan bugünün çocukları yarının dünyasını daha bilinçli bir şekilde kuracak ve belki de geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamayacaklar.

Mimari disiplinlerin birer parçası olarak bizler çocuklarımıza bu konuda yardımcı olabiliriz. Mekan algılarını arttırmak için birlikte evin içinin ve dışının resimlerini yapabilir ve gerçeğiyle kıyaslayabiliriz. Onlara kitap okurken hikayede geçen binaları ve çevresini detaylarıyla anlatabilir ve kahramanların durumlarına olan etkilerine dikkat çekebiliriz. Onlara bu mekanları zihinlerinde nasıl canlandırdıklarını sorabilir, hatta çizmelerini isteyebiliriz. Evdeki malzemeleri kullanarak ufak maketler yapmaları için onları cesaretlendirebilir, oluştururken malzemenin nasıl kullanıldığını gösterebiliriz. Çocukları hayvanat bahçelerine götürüp hayvanların nasıl mekanlarda yaşadıklarını incelemelerini sağlayabiliriz ya da en azından belgeseller yoluyla da bu olanağı onlara sunabiliriz. Yaşadığımız yerdeki farklı işlevlerdeki binaların neden birbirinden farklı gözüktüğünü ya da farklı hissettirdiklerini sorup mekan okumasını en basit haliyle açıklayabiliriz. Okul ile ev arasındaki yolu çizerek anlatmalarını isteyebiliriz. Yolculuk sırasında farklı bölgelerde yapıların neden farklılaştığı hakkında konuşabiliriz. Bir inşaatın önünden geçerken burada insanların nasıl çalıştıklarını, kimin hangi işi yaptığını anlatabiliriz.



Bunları yapma konusunda yardım alabileceğiniz bazı web siteleri mevcut  (http://www.archkidecture.org). Bu sitelerde çocukların detayları ayırt etme ve dikkatlerini sınadığı oyunlar da bulunuyor (http://www.getty.edu/gettygames/detectives/).

Bu 23 Nisan'da çocuklarla oynamanız için bir oyun tavsiyesi:

Jeodezik Kulüpevi

Malzemeler:
- Gazete
- Bant
- Keçeli boya
- Şerit metre
- Zımba
- Süpürge sapı

Yapım Talimatları:



- Gazetenin bir sayfasını süpürge sapı yardımıyla bir köşesinden yuvarlayarak bir boru oluşturun.

- Boruyu sabitlemek için bant kullanın.

- Bu şekilde 71 cm uzunluğunda 35 adet ve 63 cm uzunluğunda 30 adet boru üretin.

- Uzun olan boruları kalem ile işaretleyin ki ayırması kolay olsun.

- İşaretli olan uzun borulardan 10 tanesi ile bir çember oluşturun.



- 10 kenardan her birine kısalardan 2 tane ve uzunlardan 2 tane olmak üzere boruları birbirinin üstüne bindirerek köşelere zımbalayın. Kubbenin tabanını oluşturmak için bu biçimden bir tane daha oluşturun. Bu ikileri kendi içlerinde birleştirerek üçgenler yaratın.

- Üçgenleri kısa borularla birbirlerine tutturun. Kısa borulardan oluşan 10 kenarlı bir şekil elde edeceksiniz.



- Kısa borulardan 5 adet kullanarak bu şeklin köşelerine (birer köşe atlayarak) sıkıca birleştirin.
- Uzun borulardan 15 adet kullanarak yeniden üçgenler oluşturun.



- Kalan kısa çubukları bu üçgenlerle birleştirin. Ve şeklin merkezinde açıkta kalan uçların hepsini birleştirin.

Bu faaliyetler matematik, fizik, jeoloji, coğrafya, kimya, tarih, hayat bilgisi, sosyal bilgiler ve estetiğin bir kombinasyonu olan mimari çalışmanın kapsamını gösteriyor. Bu basit bilgileri vererek, konuşarak, çizerek, hatta uygulayarak mimarlık hakkında hiçbir bilgisi olmadığı halde, mimarlık fakültelerinde öğrenim hakkı kazanmış öğrencilere verilen temel eğitimi küçük yaşta çocuklarımıza kazandırmış oluyoruz. Büyüdüklerinde meslekten biri olmasalar bile mimari bilince ve kültüre sahip kişiler haline geleceklerini unutmamalıyız.

Profesyonel anlamda bazı kurumların çocuklara yönelik çalışmaları da mevcut. Amerika, Michigan Mimarlık Vakfı ve AIA Michigan birleşerek "Architecture - It's Elementary!" adı altında ilkokul öğrencilerine yönelik bir program gerçekleştirdi. Programa yerel mimarlar ve mimarlık disiplinlerine ait üyeler katıldı. Avusturalya'da Australian Institute of Architects "Mimarlık ve Çocuklar" adı altında mimarlar, mimarlık öğrencileri, öğretmenler ve akademisyenlerin katıldığı ilköğretime yönelik benzer bir programı uyguladılar. İskoçya'da ise "Making Spaces" isimli bir mimari yarışma düzenlendi. İskoç Hükümeti'nin "Daha İyi Okullar: İskoçya'nın Geleceğine Yatırım" politikasını destekleyen 0-18 yaş arası için düzenlenmiş mekanlar arasından iyi örnekler ödüllendirildi.

Pittsburgh, New York, Norwalk, Guadalajara, Mississippi gibi şehirlerin bazı bölgelerinde farklı dallara hitap eden çocuk müzeleri de bulunuyor.




David Adjaye tarafından tasarlanan Faith Ringgold Çocuk Müzesi

Dünyanın dört bir yanında çocuklar için mimarlık kampları düzenleniyor. Frank Lloyd Wright Vakfı, mimarın ölümünden bu yana her yaz Wisconsin'deki Taliesin Evi'nde 5. - 12. sınıflar arasındaki çocukları bir araya getirip yaratıcı düşüncenin önünü açmaya çalışıyor. The Pennsylvania State Üniversitesi Mimarlık ve Peyzaj Bölümleri ise mimarlığa ilgi duyan lise öğrencilerine yazın 4 günlük bir kamp yapma imkanı veriyor. Öğrenciler burada maket yapmayı ve mimari yazılımları kullanmayı da öğreniyorlar. Kuzey Illinois Üniversitesi, Prof. Jon Davey önderliğinde yaşları 9 ila 18 arasında değişen öğrenciler için tarihi yapılar ve inşaatlara geziler yapıyor.



Cincinnati'de Mimarlık Vakfı ile AIA, "Çocukların Mimarisi" isimli bir etkinlik düzenledi. Etkinliğin teması ulaşım yapıları olarak belirlendi. Yetişkinlerin aksine, çocuklar konuya zaman yolculuğu, füzeler ve korsan gemilerini düşünerek farklı açılardan baktılar.



Bunun yanında Baloncuktan Metro, Tembel Tren gibi ayakları hafif yere basan projeler de yer aldı. Bu çalışma sırasında çocukların en çok yeşil çatı ve sosyal alanlar üzerinde yoğunlaştığı görüldü.



Tüm bunların yanı sıra, UIA Mimarlık ve Çocuk Çalışma Programı çerçevesinde Avusturya, Avusturalya, Kostarika, Hırvatistan, Mısır, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Japonya, Malta, Meksika, Moğolistan, Polonya, Rusya, Slovenya, İsveç, Türkiye, Bulgaristan, Macaristan, Portekiz ve ABD'de çocuklara iyi mimari ve sürdürebilir çevrenin nasıl olduğunu anlatan etkinlikler düzenlendi.

Türkiye'deki Çalışmalar

Türkiye'deki çalışmalar TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yürütüldü. Çalışmalar sırasında Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden (ÇOKAUM) uzmanlardan yardım alındı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile birlikte çalışıldı. UNICEF tarafından MEB ile birlikte yürütülen "Çocuk Dostu Okul Projesi"nin danışma kurulunda da yer alan Mimarlar Odası'nın web sitesindeki açıklamada bu çalışmalardan şu şekilde bahsediliyor:

"Mayıs 2002'de bir grup mimar, çocuk gelişimci ve heykeltraş tarafından deneme etkinlikleri olarak başlamış ve Temmuz 2002'de UIA Berlin 2002 Kongresi'ne katılımından sonra felsefi tabanını UIA Çocuk ve Mimarlık Çalışma Grubu tarafından yayınlanan "YAPILI ÇEVRE EĞİTİMİ REHBERİ"ne oturtmuştur.

Çalışmanın temel amaçları şöyle sıralanabilir:

- Mimarlığın kendi kurgu ve kavramlarını çocuk diline çevirip onlara anlatmak ve anlattıklarını onlardan geri dinlemek, çocuk sadeliği ile gereksiz ayrıntılardan sıyrılıp mesleğe bakışı yenilemek,

- Algıları henüz şartlanmamış çocukların yaratıcılıklarını teşvik etmek, onlara söz ve eylem hakkı vermek yoluyla çocuk kültürüne ve mimarlık kültürüne katkıda bulunmak,

-Çocuklarda kentlilik bilincinin gelişmesine katkıda bulunmak,

Çalışmanın başlamasının ardından ilk bir yıl içerisinde gerçekleştirilen çeşitli atölye çalışmaları ve bir hafta süren bir yaz okulunun ardından edinilen birikimler 1000 Mimar 1000 Okulda projesinde somutlanmıştır. Mart 2003'te ilan edilen ve Ekim 2003'te okul buluşmalarına başlanan 1000 Mimar 1000 Okulda Projesi, Ankara merkez ve sekiz ilçesinde uygulanmaktadır. Projenin temel amacı; çocuk kültürü ile mimarlık kültürünü karşılıklı etkileşim içerisine sokarak her iki alanın da gelişmesine olanak sağlayacak verimli bir üretim ve paylaşım ortamını sağlamaktır. Birbirleri için tanımlı kılınan bu iki kültürün ortak üretimi çalışmanın tarafları ve toplum için önemli çıktılar sağlayacaktır. Proje, bu çerçevede, bir dizi buluşmanın birbiriyle örtüşen bir düzen içerisinde gerçekleşmesini öngörmektedir. Bunlar:

1- Mimar - Çocuk Buluşması:
Mimarların kendi kurguladıkları projeler çerçevesinde çocuklarla buluşmaları olarak özetlenebilir. Mimarların, mimarlık öğrencilerinin, çocukların, okul idarelerinin ve öğretmenlerin emek yoğun çalışması ile paylaşımın yoğun, ürünlerin nitelikli olduğu bir ortam elde edilebilmiştir.

2- Mimar - Mimar Buluşması:

Okullarda uygulanacak etkinliklerin kurgusu, uygulama sonrası değerlendirmesi ve uygulama sonrası açılımların oluşturulması süreçlerinde projeye katılan mimarlar ve mimarlık öğrencileri kendi aralarında pek çok toplantı yapmışlardır. Bu toplantılar mimarların mimarlar ile buluşmasına, üretmesine olanak sağlayan atölye çalışmaları olarak ele alınmalıdır.

3- Mimar - Okul Buluşması:
Ülkemizdeki okul binaları çoğunlukla, tip proje politikası ile üretim sürecinde mimarın dışarıda kaldığı, standart, yetersiz mekansal çözümlemelerle hiçbir farklı mekansal talebe karşılık veremeyen yapılardır. Mimarın bu ve benzeri olanaksızlıklar içinde fonksiyonunu yerine getirmeye çalışan okul binalarındaki varlığı önemlidir. Bu sürecin dönüştürülmesi için mimarın söz hakkının olmasının yolu mimarın okullardaki varlığı ile mümkün olabilir.

4- Mimar -Mimarlık Buluşması:
Herhangi bir kavramı çocuk diline çevirerek anlatabilmek o kavramı her ayrıntısı ve açılımı ile özümsemiş olmayı gerektirir. Projeye katılan mimarlar, çocuklara anlatmak üzere ele aldıkları mimarlığın temel kavramlarını tekrar düşünmek, kendi mimarlıkları ile tekrar yüzleşmek zorunda kalmışlardır. Bu süreçte en popüler sorumuz "Mimarlık nedir?" olmuştur.

5- Mimar - Toplum Buluşması:
Yukarıda anlatılan buluşmalar, toplamda mimarın toplumla buluşmasının, toplumla mimar olarak ilişkilenmesinin süreçlerini farklı yollardan tanımlamaktadır. Proje süresince ortaya çıkan yeni kurumsal ilişkilenmeler meslek grubu olarak mimarları toplumun sivil yapısı içerisinde daha fazla söz sahibi hale getirmektedir."

Dersin Adı: Mimarlık Oyunu
Dersin Konusu: Çocuk Parkı




Bu çalışmalar sırasında Yasemin Karakaya İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencileriyle birlikte Mimarlık Oyunu projesi gerçekleşti, 2003-2004 eğitim öğretim yılının 9 haftasında çocukların kullanımı için varolan çocuk parkı yeniden keşfedildi.

Çocuklar için Tasarım
Çevrenize bir bakın. Etrafta koşuşturan çocuklar görüyor musunuz?



Bizler ve bizden önceki nesiller sokaklarda oyunlar oynardık. Ailelerimizin pencere ya da balkondan arada bir kontrolleri güvenliğimizi sağlamaya yeterdi. O zamanlar biz şanslıydık, ülke çapında günlerce arandığı halde yan komşu tarafından istismar edilen ve öldüren çocukların hikayelerini duymazdık. Parklar yaklaşık 20 metrekarelik kum havuzundan ibaret değildi ya da toprakla oynayabilirdik. Bitki görür, kirpileri inceler, böceklerle birbirimizi korkutur, köpeklerle oynar, kedileri severdik. Okul bahçeleri beton diyarları değildi, ağaçlarımız vardı...





Zamanın çocuklarını (bizim ancak hastayken yaptığımız gibi) pencereden sokaklara bakarken görüyoruz. Alışveriş merkezlerinde top dolu havuzlarındaki çıldırışlarını duyuyoruz. Kendilerini evlere, odalara, bilgisayarlara kapattıklarını farkediyoruz, tıpkı Matruşka bebekleri gibi iç içe geçerek küçülen mekanlarda kayboluyorlar.



Andy Warhol daha fazla yaşamak için daha uzun süre çocuk kalmak gerektiğinden dem vurmuş zamanında.



Çocuklar artık zamanlarının çoğunu kreşlerde, oyun alanlarında, parklarda geçiriyor. Ne yazıkki MEB'in okul tipolojisinin içler acısı durumu çocukların güvenliğini tehlikeye atarken gelişimleri için yeterli imkan sağlamıyor, adeta yaratıcılıklarını öldürüyor.



Özel teşebbüslerin devlet okullarından çok da farklı olmadığı zamanları yaşıyoruz. 2 katlı bir yapıyı alıp içini minik mobilyalarla döşeyip duvarlarına deforme olmuş Donald Duck karakterleri ile garip çiçekler çizmek o yapıları çocuklara uygun hale getirmiyor.



Çocukların güvenle barınacakları, kendine güvenlerini geliştirecekleri, yeteneklerini keşfedecekleri, ilham veren mekanlara ve çevrelere ihtiyaçları var.



Dünyanın savaş ve doğal felaketlerle boğuştuğu bu zamanlarda çocuklarımıza umut, ilham ve destek vermemiz gerekiyor.



Dünyanın 4 bir yanından çocuklar için yapılmış mimari örnekleri incelemek için lütfen zaman ayırın ve Galeri'deki görsellere bakın...

Tüm çocukların ve çocuk kalanların 23 Nisanı'nı tekrar kutluyoruz.


İmaj Galerisi
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.