Haberler

Çernobil gündemde

Tarih: 26 Nisan 2011 Kaynak: NTVMSNBC
Dünya bugüne kadar iki büyük nükleer kaza yaşadı: 25 yıl önce meydana gelen Çernobil kazası ile Japonya'yı derinden sarsan Fukuşima kazası. Uzmanlar Çernobil'in bugüne kadar yeterince araştırılmadığını savunuyor.

Deutsche Welle Türkçe'nin bu konudaki haberi şöyle:

Çevre örgütü Greenpeace, Fukuşima Nükleer Santrali'nin 60 km. uzaklığındaki iki köyde yaptığı ölçümlerde, radyasyon oranının 48 mikrosievert olduğunu tespit etti. Bu, Almanya'da yaşayan bir kişinin bir yıl boyunca maruz kalabileceği radyasyona bölge sakinlerinin bir günde maruz kaldığını ortaya koyuyor. Ancak yüksek radyasyon miktarına rağmen bölge sakinleri tahliye edilmiyor. Japon radyasyon uzmanı Katsumi Furitsu, Japon yetkililerin tutumunu, "Radyoaktif kirliliğin yüksek olduğu bazı bölgelerde insanlar bugüne kadar tahliye edilmediler. Tahliye edilen bölge nükleer santralin 20 km. çevresi ile sınırlı tutuldu. Bu, 20 ile 30'uncu km. arasındaki bölgede yaşayan insanlar için, ‘gerekmedikçe evden çıkmayın' anlamına geliyor" sözleriyle değerlendiriyor.

Furitsu, tahliye alanının genişletilerek, 80 kilometreye çıkarılması gerektiği görüşünde. Nükleer enerjinin riskleri konusunda araştırmalar yürüten Alman doktor Sebastian Pflugbeil ise Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın, tahliye alanının genişletilmesi yönünde yeni tavsiyelerde bulunmamış olmasını eleştiriyor. Pflugbeil, "Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın tüzüğünde, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımının yaygınlaştırılmasının kurumun görevleri arasında olduğu yer alır. Felaketler sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları ve kötü kriz yönetimi gibi, bunu gölgeleyecek herşey ise elden geldiğince örtbas edilir" şeklinde konuşuyor.

Birleşmiş Milletler Atomik Radyasyonun Etkileri Bilimsel Komitesi'nin 2011 yılı başında Çernobil nükleer faciasına ilişkin yayımladığı raporda, 'halktaki geniş kesimlerin ciddi sağlık sorunlarından endişelenmesini gerektirecek bir neden olmadığı' ifadesi yer alıyordu. Pflugbeil, bu tespitlerin Çernobil kurbanlarını tedavi eden doktorların tecrübeleri ile çeliştiğini söylüyor: "Bu insanları aşağılayan bir tutum ve nükleer endüstri lobilerinin çıkarlarına hizmet ediyor. Bunun arkasında nükleer enerji tesislerini işletenlerin lobicilik faaliyetleri kadar, nükleer silahlar üreten devletlerin çıkarları da bulunuyor."

Peki, Çernobil kazası Dünya Sağlık Örgütü'nün radyoaktif sızıntının insan vücudu üzerindeki etkilerini araştırması için yeterli bir neden değil mi? Dünya Sağlık Örgütü uzmanı olarak Çernobil'den kısa bir süre sonra Cenevre'de görev yapan Keith Baverstock şöyle konuşuyor: "Bence bu sorunu göremiyorlar. Bunun kendi sorunları olduğunu anlamıyorlar. Ayrıca nükleer enerjiyi genel olarak sağlık açısından bir risk faktörü olarak görmüyorlar. Nükleer enerji, kömür enerjisi ya da petrolle eşdeğer tutuluyor. Zira onlar da sağlık açısından bazı riskler doğuruyor ve kimi zaman da ölümcül olabiliyor."

Nükleer Savaşa Karşı Doktorlar adlı örgüte göre, Dünya Sağlık Örgütü Çernobil nükleer faciasından sonra, olayın etkileri üzerine sistematik incelemeler yürütmedi. Ne var ki, Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun onayı olmadan bu tür araştırmalar yürütmeye ve sonuçlarını yayımlamaya yetkili değil. Zira iki kurum arasında 1950'li yıllardan imzalanan bir anlaşmaya göre, Dünya Sağlık Örgütü nükleer konularla ilgili tüm araştırmalarında önce Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun onayını almak zorunda. Uzman Keith Baverstock, Avrupa'da Çernobil faciasının insan sağlığı açısından yarattığı riskleri araştırmak üzere bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.