Haberler

Yarışmalar: Gerçeklikle Fantezi Mekanı Arasındaki Farkı Hükümsüzleştirmek

Tarih: 26 Nisan 2011 Yazan: Prof.Dr. Şengül Öymen Gür
Yazının başlığında sözü edilen Slavoj Žižek'in "fantezi mekanı" aslında düşünsel ve metaforiktir. Benim yazımda hem düşünsel hem de mimaridir. Yakınlarda sonuçlanan bir yarışma üzerinden yarışmalar genelinde bir şeyler söyleyeceğim. Mimarlıkta gerçeklik arayışlarının bir yolu olan mimari yarışmaların nasıl fantezi arayışı içine çekildiklerinden bahisle anlamsızlaştıklarını göstereceğim.

05.10.2010 tarihinde ilan edilen ve Türk YTONG Sanayi A.Ş. tarafından finanse edilen Ulusal Tek Aşamalı "Mimari Kavramsal Tasarım Yarışması / Çatılar ve Sürdürülebilirlik" konusu ile TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesince yarışmaya çıkarılmıştır.


Hackesen Bahnhof mevki                           Babylon'a giderken bir başka toplu konut

Yarışma "Konusu ve Amacında";
‘Kent içinde mevcut ya da yeni tasarımlandırılacak herhangi bir binanın (bina kamu ya da özel, konut, işyeri, hastane, okul, katlı otopark vs. olabilir) çatı katını-arasını ve/veya son katını yasal yerel mevzuatın koşullarına bağlı kalarak ve mekanı bu çerçevedeki sınırlar içinde değerlendirerek donatılı YTONG plakları kullanılarak çatı katının-arasının ve/veya son katın tasarımlandırılması (konut, hobi odası, atölye, sanatçı odası, depo, çok amaçlı oda, ortak mahal vb.) ayrıca jenerik bir ilk örnek (prototip) olarak da gelişmeye açık olması beklenmektedir' açıklaması yapılmış ayrıca ‘kent merkezlerinde var olan mekansal potansiyelin değerlendirilmesi ile kentsel barınma sorununa destek verilebileceği ve standartlar getirme amacı ile sürdürülebilirlik sağlanması' istenmiştir. Ayrıca ‘yarışma merkezi alanlarda sağlıklı, güvenli ve çekici yaşam alanları ve koşulları yaratarak bugünün değişen aile yapısı ve koşulları karşısında da çözüm önerilerini gündeme getirmeyi amaçlamaktadır' sözleri şartnamede vurgulanmıştır.

23-30 Kasım 2010 tarihlerinde soru_cevaplarda yarışma jürisi, cevap 4 de: ‘yarışmacıların tasarlayacakları çatı-arasını ve/veya son katını, yasal yerel mevzuatın koşullarına bağlı kalarak tasarlamaları ve mekanı bu çerçevedeki sınırlar içinde değerlendirmeleri beklenmektedir' ve yine cevap 6.2 de ‘yapının seçildiği kente ait dinamikler ve bulunduğu kente ait yasal yerel mevzuat dikkate alınmalıdır' cevapları ve ikazları ile kesinlikle yasal mevzuata (imar yönetmeliği) uyulması gerektiğini tüm yarışmacılara bildirmiştir.

Katılımın fazla olması ve sürdürülebilirliğe ciddi bir çözüm aranması (!) düşüncesi ile projelerin teslim tarihi 14 Şubat 2011 den 14 Mart 2011 tarihine uzatılmıştır.

06 Nisan 2011 de yapılan Kolokyumda yaptığımız incelemeler sonucunda saygın jüri üyelerinin şartnamede yazılanları (gerçeklikleri) unutup fantezi mekanlarına prim verdiklerini üzülerek tespit ettim. Şimdi bu fantezi mekânlarının "gerçeklik"lerine inmek istiyorum. Ama bunu yapmadan önce okur ve jüri üyeleriyle paylaşmak istediğim tanım ve bilgiler var.

Bu yarışmanın 4 temel unsuru vardı: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, KENTSEL BARINMA GEREKSİNMESİ, ÇATI ve YTONG.


Gendarmenmarkt'ta bir yapı                       Adlon Oteli, J.P.Kleihues, 1995-97

Sürdürülebilirlik (sustainability) nedir?
Yeryüzünde varlığımızın sonuçları ile çoktandır mücadele ediyoruz. Son 10000 yılda birçok uygarlık sınırlı kaynakları mahvettiği için veya güce olan susuzluğunu dindiremediği için yok olup gitti. Sürdürülebilirlik konusundaki en yakın dönemli kaygılarımız endüstri devrimi ve II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan tüketim çılgınlığıdır. Ucuz şeylere karşı duyduğumuz arzu çöküşümüz olmuştur belki! Ve o tarihlerden bu güne sürdürülebilirlik konusuyla ilgilenmeye başladık.

1989 yılında Birleşmiş Milletler Brundtland Komisyonu "Our Common Future" başlıklı bir rapor yayınladı. Burada sürdürülebilirliğin açık ve kısa bir tanımı var ve tüm dünya bundan istifade edebilir (bu yarışmanın jüri üyeleri ve raportörleri de edebilirdi!):

1. Bu günkü ve gelecekteki sosyal, çevresel ve ekonomik kaynaklarımızı tehlikeye atmayacak şekilde yaşamak ve çalışmak.

2. Bir şeyi sürdürme yeteneği: biyo-çeşitliliği ve doğal ekosistemleri koruma altına alırken toplumların, üyelerinin ve ekonomilerinin gereksinmelerini karşılamalarını ve en yüksek potansiyellerini hâlihazırda ifade edebilmelerini sağlayacak şekilde uygarlığı ve insan etkinliklerini düzenlemenin bir aracı.

3. Gelecek nesillerin yaşam kalitesinin en az bizimki kadar, hatta daha iyi olması için gerekli insani ve doğal kaynakları koruyup güçlendirecek sosyal ve çevresel uygulamalar. (1)

Bu maddelere Avustralya'dan Janet Dearden'in "impact of its activities on the environment=etkinliklerimizin çevre üzerine etkisi" ve "arisen due to changed social expectations=değişen toplumsal umutlardan ortaya çıkan" gibi vurgularını eklemek bu yazının bazı yerlerinde önemli olacaktır.


Bismarck Strasse                                      Bismarck Strasse

"Kentsel barınma gereksinmesi" nedir?
Bütün kentler barınma gereksinmesinden doğarlar. Kaynaklarına ve değerlerine bağlı olarak büyür, genişler, yükselir ya da tarihteki birçokları gibi yok olur giderler. Kentsel barınma gereksinmesini kentten uzaklaşmaya direnen ve kent için elzem olan nüfuslar oluşturur. Artistler, artizanlar, tüccarlar, öğrenciler, sık seyahat edip gittikleri yerde ortalama bir ay veya benzeri süre kalanlar kentsel barınma gereksinmesini arttıran nüfuslardır. Bunlar, burada saymaktan imtina edeceğim nedenlerle kente bağımlı nüfuslardır. Kent eteklerinde, "Gated Communities"de veya metrolarda barınamazlar. Kentsel yaşamın gerçekliği içinde yerlerini almaları gerekir.

Çatı nedir?
Çatı bir örtü türüdür. İklimsel koşullara karşı geliştirilmiş diğer kabuklarla karıştırılmamaları gerekir! Türbanla da karıştırılmasa iyi olur. Konvansiyonel olarak bir binanın örtüsü anlamına gelir ve yarışma şartnamesinde de aynen bu konvansiyonel anlamda kullanılmıştır. Bu cümleden olarak sürdürülebilir çatı kavramının ekolojik olduğu sanılan sonradan olma yeşille bezenen "yeşil çatı" kavramıyla da karıştırılmaması gerekir. Yeşil çatının ekolojik olduğu belki (!) söylenebilir. Belki diyorum çünkü doğal dayanışmayı sağlamayan hiçbir uydurma yeşilin gerçek anlamda ekolojik olduğunu söylemek çok zordur. Ekolojik olan, böceklerin, kurtçukların çoğalmasına, yılan ve kırlangıçların yuva yapmasına izin verendir. Yapay yeşil çatıların her türlü yaşam şeklinin çoğalmasına kısıt getirmek zorunda kalacağı apaçıktır.

Sözü uzatmayalım!

Yukarıdaki tanımdan anlaşılması gerektiği gibi ve şartnamede vurgulandığı şekliyle bir çatının sürdürülebilir olması aşağıdaki gibi anlaşılmak zorundadır;

1. Bir ülke veya bölgede yaygın olarak uygulanabilir olan
2. Yaygın uygulama alanı çok olan
3. Ekonomik: az masrafla üretilebilen
4. Ekonomik: hazır taban üzerini kaplayarak barınma sorununa alternatif çözüm üreten
5. Mevcut toplum-kültürün bu önerinin uygulanmasında kȃr ve yarar gördüğü ve yapımına kolayca ikna olabileceği
6. Yerel malzeme ve işçilikle yapılabilir olan
7. Belli bir sistematiği olan; kolayca her bir taşıma sistemine uyarlanabilen
8. Hızlı uygulanabilen: standartlaşmış ve modüler yapısal bir sistemi olan
9. Yapımı yerel yönetimlerce desteklenebilir olan.

Örneğin Berlin Belediyesi sürdürülebilir çatı çözümlerini ruhsat bedelinden ve bir süre gelir vergisinden muaf tutmaktadır (Resimler). Amacı kentsel barınmayı arttırmak, işe yaramaz ve atıl olanı yararlı kılmaktır...(2)


Bismarck Strasse                                Bismarck Strasse 79-80-Otto March, 1905-06)

YTONG nedir?
Ytong, literatürde "gazbeton" olarak bilinen, kuvarsit, çimento, kireç ve suyun karışımından elde edilen, bünyesindeki milyonlarca gözenek nedeniyle ısı yalıtımı değeri çok yüksek, hafif, esnek, depreme ve yangına karşı dayanıklı, çağdaş bir yapı malzemesidir (3). Kendi evimde kullandığım için ayrıca çok sevdiğim bir malzemedir. Tek şikâyetim gürültüyü de engellediği için yağmur ve fırtınadan habersiz olarak evden çıkma durumunda kalıp tekrar eve dönüp şemsiye ve benzeri önlemler almak zorunda kalmamdır!

Yarışmayla ilgili 4 önemli kavramı tanımladık. Şimdi yarışmanın ayrıntılarına sağlıklı bir biçimde dönebiliriz...

JÜRİ NOTLARI: TAM BİR İRONİ
Sözü geçen bu yarışmanın sergi ve kolokyumuna katıldığımda edindiğim izlenim şudur: Bu yarışmanın jürisinin sağladığı tek sürdürebilirlik bir türlü sorduğu soruya yanıt bulamayan Ytong firmasının bu tip yarışmaları sürdürmek zorunda kalması olmuştur. Jüri üyeleri projeleri öğrenci projelerine bakar "mış" gibi incelemiş, raportörler ve jüri üyeleri projeleri yanlış değerlendirmiş ve sonuçta olsa olsa bir Ytong albümüne resim seçilmiştir. Yılların deneyimli mimarlarının ve hocalarının renkli sanal takdimlerden etkilenmesi üzücü olmuştur.

Ödüle layık görülen projelerin hepsi yarışma şartnamesinde ve soru-cevaplarda defalarca vurgulanan ‘yerel mevzuatın koşullarına uygun olacaktır' ilkesini hiçe saymışlardır. Mevzuatların hiçe sayılması ve bu konuda bir devrim beklentisi içine girilmesi bazı yarışmalarda doğal olarak arzu edilir bir durumdur. Ancak sürdürülebilirlik kavramı ile yerel mevzuata, yani yerel imar yönetmeliğine uygun olmayan projelerin bağdaşması olanaklı olabilir mi? (Bkz. Yukarıdaki BM tanımı) Böyle projeleri kim-hangi güç- nasıl sürdürebilir? Jüri değerlendirmenin daha başında bunu göz ardı ederek yarışmanın ruhuna ihanet etmiş ve dolayısı ile bu yarışmanın sponsoru olan ve malını seri olarak üreterek çatılarda kullanılmasını arzu eden imalatçı YTONG Firmasına da haksızlık etmiştir. Bir başka deyişle Jüri Ytong'un kaynaklarını kötüye kullanmıştır. Sanıyorum YTONG Firması defalarca (en az 3 kez olduğunu anımsıyorum) ürettiği gaz beton yapı elemanlarının kullanımının yaygınlaşması amacıyla yarışmalar tertiplemiş ve hiçbir özveriden kaçınmamıştır. Yukarıda da söylediğim gibi bu son yarışmada jürinin yegane başarısı bu tip yarışmaların ‘Sürdürülebilirliği' olmuştur!


Kollonaden'e giderken "sürdürülebilir çatı" / Unter der Linden'de deneyimli mimar J.P.
Kleihus'un bir binası

Ödüle layık görülen projelere şöyle bir bakalım:

1. Ödül: Bir Üniversite Binası üzerine ilave kat atılmış, çatı meyilleri 45 derece yani eğim %100. Türkiye'de mevcut imar yönetmelikleri ile yapılması olanaklı değil. Ancak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı izinli kamusal binalarda yapılabilecek bir çatı. Sürdürülebilirliği yok. "Yaygın olarak uygulanabilir olan, yaygın uygulama alanı bulan, belli bir sistematiği olan, kolayca her bir taşıma sistemine uyarlanabilen, hızlı uygulanabilen: standartlaşmış ve modüler yapısal sistemi olan" şeklinde yukarıda belirtilen hiçbir sürdürülebilirlik ilkesini barındırmıyor. Projede YTONG donatılı ve donatısız yapı malzemeleri ile ilgili hiçbir ölçü ve standart yok. İroniktir ki jüri raporunda da ‘sürdürülebilirlik yok' denmiş ve proje 'hantal' olarak eleştirilmiş. Bu kadar ağır eleştiriler sonucunda bu proje 1.ödüle layık görülmüştür.

2. Ödül: İstanbul Karaköy mevkiindeki katlı otoparkın üzerinde çeşitli fonksiyonlar denemiştir. Ytong plakları üzerinde gezinti alanları önermiş, kaykay (paten) yaptırmıştır ve ayrıca sunulan çatı detayından anlaşıldığı üzere donatılı çatı plakları doğrultusunda çelik kirişler önermiştir. Bunu nasıl yapacağını bilmek isterdim. Müellifin Ytong malzeme konusunda hiçbir fikri olmadığı anlaşılmaktadır. Ytong plakların üzerinde seyreden paten bu malzemeyi ilk kullanımda bir daha paten yapılamayacak hale getirecektir. İroniktir ki yarışmada görevli jüri yarışmanın konusu ve amacını unutarak bu projede çatı çözümüne değil de cephe önerisine ödül vermiş, katlı otoparkın cephesini yeşillendiren bu projeyi 2.ödüle layık görmüş ve bu durumu da raporunda çekinmeden belirtmiştir.

3. Ödül: Yine yarışma konusu dışında olan ve yukarıdaki sürdürülebilirlik tanımıyla uzak-yakın ilişkisi olmayan yapay yeşil karşımıza çıkıyor. Bir apartmanın çatısı söz konusu olduğunda, nasıl kullanılacağına dair kat maliklerinin ortak bir fikirde birleşmesinin ne kadar zor olduğu bilinir. Burada, mevcut bitişik nizam yapı bloklarını birleştirerek üzerinde bisiklet sürecek, koşu yapacak alanlar oluşturmak ve hatta sebze yetiştirmek ne kadar olanaklı ve sürdürülebilirdir? Kaç kat malikinin izni alınarak bu masraf üstlenilecektir. Malikin somut karı var mıdır? Bu toplumda hangi kat sahibi kendine kar olarak dönmeyecek bir yatırıma zorlanabilir? Bu konuda katılımcının bir açıklama raporu, bir savunması var mıdır? Bu alan kimlere kiralanacak ve malike nasıl kar olarak dönecektir? Jüri hangi açıdan bu çalışmayı sürdürülebilir, yani geleceğimizi garanti altına alan, kaynakları makul kullanan, herkese yararı olan gerçekleşebilir bir proje olarak kabul edip ödüle layık görmüştür? Şaka gibi...

Sayın jüri üyeleri ödülleri ille de dağıtmanız gerekmezdi!

Bu yarışmada 5 adet proje de mansiyona layık görülmüştür.

Bir tanesi İstanbul Tarlabaşı Semtindeki tescilli tarihi binaların üzerine, 1 metre toprak doldurarak ve 8 metreye yakın mahya oluşturarak bahçe yapmıştır. Sürdürülebilir olan nedir? Tescilli yapıların hepsi için bu izin alınabilecek midir? Kolay mıdır? Hepsine yaygın ve sistemli olarak bu çözüm uygulanabilir mi? Standartlaştırılmış ve modüler olan bir yapım sistemi önerisi var mıdır? Bu tescilli yapı bu yükü taşıyabilecek midir? Sürdürülebilir olmak bir yana, bu çözüm uygulanma şansı taşımakta mıdır?

Bir diğeri, eski çağlarda Mısır da kullanılan ilkel bir teknik olan, ıslatılan kilin kururken içini soğuttuğu (sırsız testi olayı) fikrini temel alarak çatı katlarında depo önerisi yapmış, hazırladığı Gıda Bankası paftasında Türkiye'nin ve Dünya'nın gıda sorununa çözüm aramıştır! Bu arayış herhalde jüriyi çok heyecanlandırmış ve etkilemiş olacak ki öneri mansiyona layık görülmüştür. Tahıl ve sebze üretiminin durdurulma noktasına geldiği bir ülkede, üstelik kent içi mesken sorununa çözüm üretmeyi hedeflemiş bir yarışmada, birçok çatıya uygulanabilir bir öneri olarak sunulan bu öneri doğrusu ironi ötesidir.

Bir diğer proje imar yönetmeliklerine uymayarak içinde asma kat olacak yükseklikte çatı yapmış, teknik olmayan sembolik bilgisayar çizimleri ile YTONG malzemesi üzerine çeşitli kaplamalar yapmıştır. O zaman Ytong panelleri niçin kullanmıştır? Ölçü yoktur, sistem kurulmamıştır, sürdürülebilirliği bırakın yapılabilirliği yoktur.

Mansiyonlardan bir tanesi olayı bir ucundan yakalamış fakat teknik inceliklerine boyutlandırma, ölçülendirme, montaj olayı vb. gibi yapım ayrıntılarına inmeden sembolik şemalarla yetinmiştir.

Satınalma ile ödüllendirilen projelere gelince;

Schlosstrasse'de bir çatı kullanımı

Projelerin biri YTONG malzemesini çatıda kullanmaktan vazgeçip İstanbul Beşiktaş parkında Gezici Sergi Elemanları olarak değerlendirmiş ve bu buluş jüri üyelerince fevkalade (!) güzel bulunarak satın alma ile ödüllendirilmiştir. Zaten çatı değil örtü sistemi incelendiğinden değerlendirme dışı bırakılması gereken bu proje üzerinde çok söz söylemek anlamsız olur. Jürinin tek endişesi (!) raporunda da belirttiği gibi malzemenin sökülüp takılmaya pek uygun olmadığı olmuştur. Sökülüp takılmaya uygun olmayan malzemeyle üretilmiş "sökülür-takılabilir" projeyi satın almak ancak bir başkasının parasıyla yapılacak bir şeydir. Jüri haklıdır.

Bir diğer satın alınan projede ‘endüstrileşme süreci boyunca işlevini yitiren binanın altına müdahale etmeden üstüne yeşil çatı yapma' fikrinden hareket eden yarışmacı YTONG malzemesini tanımadığından üstüne sandviç panel koymuş (jüri nasılsa bunu fark etmiştir!) ve yeşili buharla sulama detayına kadar buluş (!) yapmıştır. Bu proje jüri raporunda ‘1/100.000 imar planında endüstri bölgesinde bulunan bazı yapıların yıkılması öngörüldüğünden öneri olumsuzdur' ikazını aldığı halde satın alınmıştır. Binayı yıkıp da arsasına dut ağacı dikseydi daha kolay olmaz mıydı? İşlevini yitirmiş, köhnemiş, geleceği olmayan binalara yeşil çatı yapma önerisini satın almak ancak bir başkasının parasıyla yapılacak bir şeydir. Jüri haklıdır.

Yine satın alınan bir başka proje de İzmir'deki tüm binaların üzerine 6 metre yüksekliğinde ters çevrilmiş kesik piramit bunker oturtularak yağmur suyu toplama sarnıcı önerisi yapmıştır. Bina kenarlarında 6 metre yükselen bu sarnıcın altına da apartman toplantı salonu gibi önerilerde bulunmuştur. Bu imalatta Ytong kullanılamaz! Ayrıca, örneklemede kullanılan bina ölçüleri 12.80m x 23.00m olup tüm binaya oturtulan sarnıcın içindeki su ve taşıyıcısı yaklaşık 500 ton ağırlığında olacaktır. Bu 500 ton ağırlık mevcut bina üstünde 2 kat yüksekliğinde bir kütle oluşturacaktır. Jüri de bunu fark ederek ve İzmir'in 1.derece deprem bölgesi olduğunu vurgulayarak projeyi olumsuz bulmuş ama tıpkı yukarıdakiler gibi satın almıştır.

Diplomalı mimar olan bazı meslektaşlarımızın YTONG malzemesini tanımadıkları, 500 tonluk bir su kütlesinin altında hangi malzemelerin kullanılması gerektiğini bilmedikleri ve ayrıca İzmir gibi 1.deprem bölgesindeki mevcut binaların üzerine böyle bir ağırlığın yüklenemeyeceği endişesini taşımadıkları, ayrıca durgun suda üreyecek sivrisinekler ile İzmir'i mahvedeceklerini bilmedikleri anlaşılmaktadır. Bu durum sadece ödüllerini değil diplomalarını da tartışılır hale getirmektedir.

Yine bir başka proje zemin bahçelerinde kontrol edilmesi zor olan ilkokul çocuklarını çatı bahçelerine taşımayı önermektedir. Zannederim yarışmacılar çocuk sahibi değillerdir.

Ne yazık ki jüri üyeleri bu gerçekçi olmayan tehlikeli önerilere prim vererek teşvik etmektedir. Sayın jüri üyeleri bu gençler bina yapmaktadırlar. İmza atmakta, fenni sorumluluk almaktadırlar. Öğrenci değillerdir. Öğrenci olsalar bile bu projeler ile geçerli not alamazlardı!

SONUÇLAR VE ÖNERİLER:
A.
1. TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi ve bu arada İstanbul Büyükkent Şubesi yarışmalar yönetmeliğini yeniden düşünmelidir. Yarışmalarda konuların uzmanlarına mutlaka yer verilmelidir. Jüri üyelerinin kompozisyonuna ise özel önem verilmelidir.
2. Yarışmaların ciddiyeti açısından raportörlerin ciddi çalışmaları sağlanmalı, yarışmalara uzmanlık alanlarından raportörler davet edilmeli, hizmetleri dolgun ücretle karşılanmalı, çalışma süreleri uzun tutulmalı ve raportörlerin şartnamelere göre davranmayan önerileri eleme hakları olmalıdır.
3. Sponsor firma temsilcileri görevlerini daha ciddiye almalı, jüri üyelerinin yaşına başına, unvanına bakmadan müdahale haklarını kullanmalıdırlar. Aksi halde bu yarışmalar çok uzun yıllar sürecektir.

B.
1. Genç mimarların aldıkları mimarlık eğitiminden uygulamaya yönelik fazla bir şey öğrenemedikleri ve hala bir öğrenci gibi hayal dünyasından kurtulamadıkları görülmüştür. Bilgisayar dünyası onları düşler ülkesinde dolaştırmaya devam edecektir. Ne yazıktır ki hocalarını da yanıltıp bu dünya içine çekebilmektedirler.
2. Bu konuda ABD üniversitelerinde olduğu gibi ilk iki yıllık eğitimden sonra iki yılı eğitim kurumu dışında çalışarak geçirip tekrar eğitime dönmeleri fikrini bir düşünmek gerekir.

C.
Bu yarışma önerileri arasında sürdürülebilir, tüm kentlerimizin çirkin düz çatılarının tümünde uygulanabilir bir sistem önerisi getiren, sistemli, ölçülü, kaplayacağı yapının taşıyıcı sisteminden bağımsız olarak çatı yükünü mütesaviyen müntesir dağıtan ve malzemeyi çok iyi tanıyan bir tek proje var. Onu bulup çıkaran YTONG firmasına da ben ödül vereceğim.


(1) Kieffer, S.W., Barton, P., Palmer, A.R., Reitan, P.H., & Zen, E. 2003. Megascale events: Natural disasters and human behavior. Geol. Soc. America Abstracts with programs: 432. (http://www.visionaryvalues.com/sustainability/)
(2) Tam da bunun hedeflendiği ve şartname maddeleri arasında belirtildiği "sürdürülebilir çatı" yarışmasında şöyle bir not dikkatim çekti (kentsel nüfusu arttırması olumsuz bulunmuştur.)) Biz daha ne yapmaya çalıştığımızı bilmiyoruz!
(3) http://www.delinetciler.net/forum/bilgi-merkezi/68780-ytong-nedir-kullanim-alanlari-ytong-uretim-teknigi-nedir.html'den daha ayrıntılı bilgi edinilebilir.

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.