Haberler

Çılgın inşa ve imha projeleri

Tarih: 2 Mayıs 2011 Kaynak: Zaman Yazan: Joost Lagendijk
Başbakan'a hakkını teslim etmek lazım: Kamuoyunun ve medyanın gündemine damga vurmak konusunda Türkiye'de kimse onun eline su dökemez.

Geçen hafta açıkladığı Kanal İstanbul projesi ülkenin her kesiminden muazzam bir ilgi gördü. Açıklamanın ertesi günü berberdeydim ve herkesin konuştuğu tek konu buydu. Berberlerdeki konuşmalar, halkın zihnini nelerin meşgul ettiğine dair iyi bir göstergedir genellikle. Gelinen noktada, seçimlere sadece altı hafta kalmışken, kanal projesi yeni anayasanın içeriği veya Türkiye ile sınırdaş olan Suriye'de yüzlerce göstericinin öldürülmesiyle birlikte ortaya çıkan ziyadesiyle problemli durum gibi meseleleri bir kenara itiverdi. 12 Haziran öncesi gerçek sorunların bu kadar kolay ikinci plana itilmesi, seçimlere yönelik mevcut heyecan eksikliğini de gösteriyor. Oylar sayıldıktan sonra Türkiye'nin siyasi hayatında büyük ihtimalle hiçbir şey değişmeyecek. İktidar partisi kazanacak ve 2007'deki ezici zaferini tekrarlayacak, CHP oyunu birkaç puan artıracak, MHP biraz oy kaybedecek, fakat Meclis'e girmeyi yine de başaracak. Böylesine iddialı ve heyecan verici bir proje ortaya konmuşken, partiler arasındaki anlamsız atışmalarla ve seçimin detaylarıyla niye uğraşılsın ki?

"Çılgın" Kanal İstanbul projesine daha yakından bakmanın niye faydalı olabileceğine dair birkaç gerekçe saymak isterim. Birincisi, bu kanalın bir bütün olarak İstanbul için, petrol veya tehlikeli maddelerle yüklü gemilerin kaza yapma tehlikesini nasıl olup da ortadan kaldıracağını anlamış değilim. Boğaz'a yakın oturan biri olarak, kapımızın önünden daha az petrol tankeri geçmesini isterim elbet. Fakat Boğaz'a paralel bir rota yaratmak, olsa olsa daha fazla insanı riske sokacaktır. Boğaz'da daha az gemi olacak, fakat her iki su yolundaki gemi toplamı artacak. Bu da Boğaz'a yakın oturan İstanbulluların (önceye göre azalsa da) hâlâ tehlikede olması, onlara bir de kanalın iki tarafında inşa edilecek ve her biri bir milyon insanı barındıracak olan iki yeni mega kentin sakinlerinin eklenmesi anlamına gelecek. Ben hâlâ, İstanbul'un yeni bölgelerinden geçen daha fazla gemiye davetiye çıkarmak yerine, gemilerin kullanımını ortadan kaldıracak boru hatları gibi alternatif nakil rotalarının kurulmasının daha mantıklı olduğu kanaatindeyim.

İkinci olarak, yeni su yoluna yapılacak yatırımın toplamı 50 milyar dolar civarında. Yani çok para. Bu para niye devlet hastanelerindeki sağlık hizmetini daha kaliteli hale getirmek veya ilk ve orta eğitimin düzeyini yükseltmek için harcanmasın? Biliyorum, bunlar siyasetçiler için hayal gücünü kışkırtan devasa inşa projelerinden daha az "cazip" öneriler. Fakat eğer Türkiye dünya sahnesinde saygın ve başarılı bir aktör olmak istiyorsa bu iki mesele de hayati önem taşıyor. Vatandaşlarınızın pek çoğu modern bir toplumda hak ettiği sağlık hizmetini hâlâ almazken kanallar inşa etmenin ne alemi var? Düşük eğitim düzeyi, öğrencilerin çoğunu yüzünü geleceğe dönmüş, teknolojiye ve dil becerilerine dayanan bir ekonomiye katılmaktan alıkoymayı sürdürürken betona yatırım yapmak niye? Kanal İstanbul'un Türk inşaat şirketleri için bir nimet olacağı muhakkak. Hiç olmadığı kadar fazla çelik ve çimento üretecekler. 20. asırda çok önemli olan eski tarz teçhizat üretiminde Türkiye'nin konumunu güçlendirecek. Fakat ülkeyi, yüksek teknolojilerin ve sağlıklı ve eğitimli bir nüfusun belirleyici faktörler olduğu 21. asra hazırlamayacak.

Türk devleti daha fazla inşa planlarken, imha konusundaki kabiliyetini sergilemekten de geri kalmıyor. Kars'ta ünlü heykeltıraş Mehmet Aksoy'un tasarladığı, barış ve insanlığı simgeleyen anıt yıkılıyor. Bu, yerel milliyetçilerin ve Başbakan'ın siyasi müdahalelerinin sonucu; daha önce demokratik şekilde alınan kararları yok sayarken, hukukun üstünlüğüne dayanan bir devlet olarak Türkiye'yi alay konusu haline getiriyor. Türkiye'nin dışarıdaki imajını yerle bir edecek utanç verici bir tutum bu, zira kabul edilemez bir sansürcülük olarak görülüyor ve dünyanın Taliban döneminde Afganistan'da tanık olduğu hoşgörüsüzlükten farksız addediliyor. Bu ülke niye önceliklerini doğru belirleyemiyor?
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Nisan 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.