Haberler

13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü Kutlu Olsun

Tarih: 13 Mayıs 2011 Kaynak: Peyzaj Mimarları Odası, Mustafa Artar, Bahar Başer, Sevilay Altaç, Sunay Erdem, Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi, Betonarme Derleyen: Selin Biçer


1994 yılı 13 Mayıs'ta TMMOB 33. Genel Kurulu'nda odalaşma kararının çıkması ile Peyzaj Mimarları Odası kuruldu. Bu yüzden her sene 13 Mayıs, Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü olarak kutlanıyor. Herkesin peyzaja bakış açısı ve algısı kültürüne göre değişebilir, hatta değişik meslek grupları peyzajı kendine göre yorumlayabilir. Bu amaçla Arkitera Mimarlık Merkezi olarak Türkiye'deki Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanları'na, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ve şubelerine ve peyzaj mimarlarına sorduk: Peyzaj mimarlığı nedir? Görevleri nelerdir? Mesleğin algısı ne yöndedir? Türkiye'de peyzaj mimarlığının yeri nedir?

Fransızca "paysage" kelimesinden gelen peyzaj terimi aslında insan eli değmemiş doğa manzarası anlamına geliyor. "Bir noktadan bakıldığında görüş çerçevesi içine girebilen doğal ve kültürel varlıkların bir arada meydana getirdikleri görünüş" ise başka bir tanımı oluşturuyor. Çoğu kişinin aslında bildiği, ama çok sık karşılaşmadığı bu terim, doğaya düşkün olan bir millet olarak bize iç içe yaşadığımız ortamı anlatıyor. Böyle bakılınca içinde yaşadığımız dünya kaldırım taşından çocuk parkına, dere kenarına, bir müzenin bahçesindeki eserlerin yerleştirilişine, çok katlı bir binanın çevre düzenlemesine, bir evin bahçesine hakim olan renge kadar hissettiklerimizin gördüklerimize bir yansıması halini alıyor.

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü'nden Yrd.Doç.Dr. Mustafa Artar'a göre;

"Genel bir yaklaşım olarak 'Peyzaj' kavramıyla, insanlar tarafından algılandığı biçimiyle, özellikleri insan ve/veya doğal faktörlerin karşılıklı etkileşimi ve eylemleri sonucunda oluşan doğal ve/veya kültürel alanlar anlatılmaktadır. 'Peyzaj Mimarlığı' ise doğal, kültürel, tarihsel, sosyolojik ve toplumsal varlıkların ve değerlerin planlama, tasarım, yönetim, koruma ve iyileştirme kavramlarını sistematik bir yapı içinde inceleyen, sanat, bilim, mühendislik ve teknolojiyi bir araya getirerek mekan tasarımı, planlaması, yönetimi ve onarımı konularında uğraş veren bir meslek disiplini konumundadır."

Yrd.Doç.Dr. Bahar Başer ise mesleği yeniden tariflemek gerektiğini şu şekilde ifade ediyor,

"Peyzaj Mimarlığı'nın gündemi kentler yüzyılının değişkenlerine bağlı olarak nasıl biçimlenmeli, peyzaj mimarı kendisini nasıl tariflemelidir?

Bugünün peyzaj mimarı, eğitim sürecinin verdiği yetenekleri kullanarak kentin içerdiği farklı ölçekleri, bunların birbiriyle etkileşimlerini ve doğanın kent bağlamında kapsadığı güncel anlamları kavrayabilmelidir. Oldukça basit bir söylemle diyebiliriz ki, peyzaj mimarının işi kente bir çeşit cerrahi müdahalede bulunmaktır. Bu müdahale yetkisi peyzaj mimarını bir çeşit 'kent operatörü' ve 'sosyal mühendis' yapar. Bozulan dokuların onarımı, ya da yeni dokuların nakli olarak algılanabilecek bu müdahale, peyzajın kontrol edilemeyen ve kendiliğinden gelişen ardışık süreçlerini bir olanak olarak görür. Bu durum, kente yapılan müdahalelerde 'planlamak' ve 'düzenlemek' eylemlerinin karşısında duran, karışımın doğal oranının daha fazla olmasından kaynaklanan yeni ve dinamik bir düzeni getirir.

Peyzajı oluşturan yüzeyler dinamik ve edimsel karakterleriyle çevrelerindeki yaşamı etkileyerek destekler ve dönüştürür. Bu biçimde tariflendiğinde, bugüne kadar yapılan tanımındaki gibi 'görülebilen ve algılanabilen bir mekan bütünlüğünden daha fazlasını kapsayan 'peyzaj' sürekli işleyen bir eylem alanı ya da kentin jeneratörü pozisyonundadır. Bugünün peyzaj mimarlığı gündemini kentliye boş vakitlerini geçireceği eğlence ve rekreasyon alanları sunmaktan öteye taşıyarak, peyzajın içerdiği kavramların ve yüzeylerin potansiyellerini kullanan, kenti ve kentliyi aktive eden, bulunduğu ortamı aktifleştiren bir tasarım alanı olmaya başlamıştır.

Bu yeni içeriğiyle peyzaj mimarlığı medikal enstrümanlarını yeniden tariflemeli, peyzaj tasarımının bilgi ve pratiğini besleyen terminolojisinin potansiyellerinden faydalanmaya başlamalıdır. Peyzaj, kendisini oluşturan materyallerin doğası gereği, kesin olarak öngörülemeyen ve zamansal akışın dönüştürücü etkisi ile sürekli değişikliğe uğrayan esnek bir çatıya sahiptir. Geleneksel peyzaj mimarlığı, çeşitli ölçeklerde kullanabileceği konvansiyonel araçlar geliştirerek bu süreçleri tanımlama ve değişmez bir şekilde kontrol altına alma eğilimindedir. Rasyonel yaklaşımlarla tariflenmeye çalışılan ancak asla tam olarak kontrol edilemeyen peyzaj-süreç ilişkisi, dinamik bir enerji biçimine sahiptir. Çok boyutlu olarak ele alınması gereken 'peyzaj'ın sahip olduğu bu enerji, değişmez ve kesin olarak tanımlanmış sınırları ve durumları olanaksız kılar. Sürekli olarak değişme eğilimindeki peyzaj ve onun yüzeyleri, kent içerisinde daima operasyonel bir karaktere sahiptir, bulundukları yeri aktifleştirerek değişimi ve dönüşümü hissetmeye olanak sağlar. Peyzajın bu esnek çatısı altında eğitici ve operasyonel karakteri peyzaj tasarımcısının en önemli değişkenidir."



Peki Peyzaj Mimarı Kim?

Peyzajı oluşturan doğal ve kültürel bileşenlerin ve çevrelerin koruma - kullanım dengesi gözetilerek, ekolojik, ekonomik, estetik ve işlevsel ölçütlere uygun planlaması, tasarımı, onarımı, korunması ve yönetim konularında bilim ve sanat temelinde proje üreten kişi.

Ya Peyzaj Mimarının Görevleri Ne?
Peyzaj Mimarlığı'na ilişkin konularda planlama, yapısal ve bitkisel tasarım, proje uygulama / yapım, bakım, yönetim, fizibilite, denetim, danışmanlık ve bilirkişilik hizmetleri vermek.

Peyzaj planlama alanında:
- Ülkesel ve yerel ölçeklerdeki fiziksel planlama çalışmalarında yer alarak kültürel ve doğal değerlerin korunması ve sürdürülmesi temelinde alan kullanım projeleri üretiyor.

- Korunacak alanların belirlenmesi çalışmalarını yürütüyor, koruma alanı statüsündeki yerlerin (milli parklar, tarihi ve arkeolojik alanlar vb.) Gelişme ve Yönetim Planları'nı yapıyor.

- Sulak alanlar, akarsu koridorları, maden ocakları, katı atık depolama alanları, ormanlar gibi insanlar tarafından tahrip edilmiş veya edilmekte olan alanların sürdürülebilirliği ve onarımı için planlama yapıyor.

- Doğal kaynakların sürdürülebilirliğini ve verimli kullanımını sağlamak amacıyla bu kaynaklara yönelik envanter oluşturma, haritalama, analiz ve planlama koruma çalışmaları yapıyor.

- Turizm alanların fiziksel planlamalarında doğal ve kültürel değerlerin korunması için ekolojik öncelikli planlarını hazırlıyor.

- Kentsel açık ve yeşil alan sistemleri oluşturulmasını sağlıyor.

Peyzaj tasarımı alanında:
- Kentsel yerleşimlerin bir bölümünü ya da bütününü kapsayan kentsel tasarım ve kent yenileme çalışmalarını yürütüyor.

- Topluma açık yeşil alanların (parklar, meydanlar, dinlenme alanları, yaya yolu ve bölgesi, kıyı bantları, botanik bahçeleri, hayvanat bahçeleri, çocuk bahçeleri, oyun alanları spor alanları, otopark vb.) yapısal ve bitkisel tasarımını yapıyor, uygulama ve bakımını yürütüyor.

- Toplu konut alanları ve toplu kullanım ortamlarında (üniversite kampüsleri, alışveriş merkezleri, toplu işyerleri vb.) bitkisel ve yapısal tasarım, uygulama ve bakım çalışmalarını yapıyor.

- Turizm ve dinlenme tesisleri, eğlence tesisleri (lunapark, aquapark vb.) ve su kıyısı rekreasyon tesislerinin yapısal ve bitkisel tasarımını yapıyor, uyguluyor ve bakımını yürütüyor.

- Tarımsal amaçlı çiftlik ve hobi bahçeleri tasarlıyor, uyguluyor ve bakımını yürütüyor.

Çevre koruma ve peyzaj onarımı alanında:
- Çevre kirlenmesi, arazi bozunumu gibi çevre sorunlarının giderilmesi, bozulan yerlerin onarımı ve çevre kalitesinin yükseltilmesi için karayolları, maden ocakları, hareketli kumul alanları, havzalar, deniz kıyı kirliliği, dere kenarları, bataklıklar, katı atık depo alanları, tahrip olmuş tarım alanları, tahrip olmuş orman alanları gibi ortamlarda gerekli planlama, yapısal ve bitkisel tasarım, mühendislik, uygulama ve danışmanlık hizmetlerini yürütüyor.

- Peyzaj mühendisliği hizmetlerini ilgilendiren sulama, aydınlatma, drenaj, atık bertaraf etme, arazi biçimlendirme (grading) gibi çalışmalarını yürütüyor.

- "Çevresel Etki Değerlendirmesi" çalışmalarında yer alarak raporlarını hazırlıyor.

Peyzaj yönetimi alanında:
- Kentsel veya kırsal peyzaj yönetimi konularında fikir üretimi, projelendirme, uygulama, izleme, denetleme ve danışmanlık hizmetlerini yürütüyor.

- Kırsal yerleşim kalkınma programlarında yer alıyor ve köy yenileme çalışmaları yapıyor.

- Bölge, yöre ve havza yönetimi çalışmalarında yer alıyor.

Peyzaj Mimarlığı Eğitim Süresi Kaç Yıl? İçeriğini Neler Oluşturuyor?
Mesleğin eğitim süresi 4 yıl. Türkiye'de Peyzaj Mimarlığı eğitimi 1933 yılında kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsü bünyesinde "Süs Nebatları Şubesi" ile başladı. Ankara Üniversitesi'nin 1946 yılında kurulması sonrasında, bu kuruluş içinde yer alan Ziraat Fakültesi bünyesinde "Bahçe Mimarisi ve Ağaçlandırma Kürsüsü" ile Peyzaj Mimarlığı eğitiminde yeni bir döneme geçildi. Peyzaj Mimarlığı Bölümü, 1968 yılında eğitime başladı ve ilk mezunlarını 1973 yılında verdi.

Bugün Türkiye'de Ziraat, Orman, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri'nde olmak üzere 18 farklı üniversitede verilen bu programlarda dersler başlıca şu ana konuları içeriyor:

1. Yapısal ve bitkisel tasarıma ve uygulamaya yönelik dersler,
2. Kentsel ve kırsal planlamaya yönelik dersler,
3. Peyzaj Mimarlığı'nda kullanılan yapısal ve bitkisel materyalin tanıtımına ve kullanımına yönelik dersler
4. Mühendislik dersleri,
5. Doğal ve sosyal bilimler kökenli dersler

Peyzaj Mimarlığı Bölümleri'nde örgütlü bulunan PMO Genç Öğrenci Üye Komisyonu'nun yaz okulu, kurultay ve sempozyum çalışmaları ile öğrenciler fakülte yıllarından itibaren kendi meslek örgütleriyle bir araya gelmekte, bu bağlamda ülke peyzajları, yaşam alanları ve mesleki örgütlenme ve benzeri konularda düzenlenen etkinliklere katılmaktadırlar.

Lisans ya da lisansüstü eğitimini tamamlayan kişiler eğitim birimlerinde öğretim elemanı olarak, kamu sektöründe uzmanlık, şeflik, müdürlük gibi, özel sektörde ise proje yöneticisi, uzman peyzaj mimarı gibi görev kademelerinde bulunarak mesleklerinde ilerleyebiliyor.

Ekolojik öncelikli planlama ve tasarım yapan başka bir meslek bulunmuyor. Şehir ve Bölge Planlama ve Mimarlık meslekleri ile hizmet tipi ve üretim konusunda benzerlikler taşıyor.

Ekolojik veri tabanlı Ziraat Mühendisliği, Orman Mühendisliği gibi mesleklerle veri alışverişinde bulunuyor. Fiziksel planlama eğitimi bir tek peyzaj mimarlığı meslek disiplininde olduğundan, kırsal ve kentsel rekreasyon projelerini peyzaj mimarları hazırlıyor ve uyguluyor.

Çevre ve peyzajların korunması ve sürdürülmesi çalışmalarında biyolog, coğrafyacı, jeolog, jeomorfolog ve çevre mühendisleri, tasarıma yönelik çalışmalarında ise sanat tarihçisi, sosyolog, inşaat mühendisi, ressam ve heykeltıraşlar katkıda bulunabiliyor.

Bu konuda görüşünü aldığımız Sunay Erdem ise;

"Dünya giderek birleşik hale gelmektedir, bunun adına da globalleşme denmektedir. Günümüzde globalleşme meslek disiplinleri arasını da sarmış durumdadır. Meslekler arasında katı sınırlar kalkmış durumdadır. Bence nasıl her mimarın biraz peyzaj ve şehircilik bilgisi olması gerekiyorsa, bir peyzaj mimarının da biraz mimarlık ve şehircilik bilmesi gerekiyor. Disiplinler arası diyaloğun gelişmesi "meslekler arası globalleşmenin" açık işaretidir," diyor.



Peyzaj Mimarının Çalışma Ortamı ve Koşulları Nasıl?

Peyzaj mimarının çalışmalarının büyük bölümü doğal alanlarla ilgili. Bunun yanında kentsel veya kırsal ortamlarda ve yerleşim alanları içinde de çalışıyor. Çalışmalarını büroda ve açık arazide yürütüyor. Büro dışındaki alan çalışmaları, mevsime göre zor koşullarda olabiliyor.

Yrd.Doç.Dr. Mustafa Artar, bu konudaki görüşlerini şu şekilde ifade ediyor;

"Peyzaj Mimarları, ülkesel, bölgesel ve yerel ölçekte kentsel ve kırsal alanlardaki doğal ve kültürel varlıkların korunarak insanların kullanımına açılmasını hedefleyen fiziksel planları üretmekte ve imar planlarındaki tüm açık ve yeşil alanlar için yapısal ve bitkisel tasarımlar geliştirerek kent-insan-doğa ilişkisinin sağlıklı biçimde çözülmesine önemli katkılar sağlamaktadırlar. Gerek kentsel, gerekse kırsal açık ve yeşil alanlar üzerinde eğlenme-dinlenme vb aktif ve pasif tüm rekreasyonel eylemleri kapsayan bu hizmetler Peyzaj Mimarları Odası'nın, ilgili kanun, tüzük ve yönetmeliklerinde öngörülen yetkiler ve yetkinlikler çerçevesinde verilmektedir. Bu görevleri yürüten Peyzaj Mimarları kamu görevlisi ya da ücretli çalışanları olabildikleri gibi formasyonlarına, mesleki uzmanlıklarına ve uğraşı alanlarına göre Oda tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirerek üyelik sıfatını ve unvanını koruyan, çalışma alanları kısıtlanmamış serbest meslek grupları olarak da faaliyet gösterebilmektedirler."

Sevilay Altaç görüşlerini şu şekilde açıklıyor;

"Doğal, kültürel ve sosyo-ekonomik çevreye ilişkin verilerin analizlerine ve değerlendirilmelerine dayalı peyzaj planlama çalışmaları ile sağlıklı sürdürülebilir ve görsel kalitesi yüksek yaşam çevresi yaratmayı amaçlayan yapısal ve bitkisel peyzaj tasarımı çalışmaları, peyzaj mimarlığı çalışmalarının temel konularını oluşturmaktadır.

Kullanılan materyal ve ortaya çıkan mekan, peyzaj mimarının hayal gücü doğrultusunda sonsuz çeşitlilik gösterebilir. İçinde mimarlık kelimesini de barındıran bu mesleğin öncelikli amacı mekan tasarımıdır.

Peyzaj mimarı tasarım sürecinde birçok disiplin ile birlikte çalışmak ve iletişim içerisinde olmak durumundadır.

Peyzaj mimarı canlı ve cansız birçok doğal nesneyi veya sonsuz çeşitlilikte yapay nesneyi malzeme olarak kullanabilir. Kullandığı ana materyalin yaşayan, büyüyen, değişen hatta ölebilen özellikte olması ise iyi bir bitki bilgisi ve öngörülü bir tasarımı gerekli kılar. Tasarlanacak mekanın bulunduğu iklim koşulları kullanılabilecek bitki skalasını belirler.

Peyzaj Mimarı olarak bu güne kadar soranlara mesleğimi genelde açıklamak durumunda kaldım. Son yıllarda durumun biraz daha düzeldiği bir gerçek ama sorunlar sadece bundan ibaret değil. Piyasadaki peyzaj çalışmalarının ziraat mühendisleri, orman mühendisleri, şehir planlamacıları, mimarlar, inşaat mühendisleri tarafından yapıldığını görmek şaşırtıcı ve üzücü. Ayrıca yeni mezunlar için ücreti ve çalışma saatleri düzgün işler bulmak çok zor, işe girdikten sonra ise maaşınızı düzenli almanızın garantisi yok. Ülkemizde bu disiplinle ilgili yayınlar yetersiz, eğer yabancı diliniz yoksa ve geliriniz düzeyiniz yeterli değilse yabancı yayınları takip etmeniz de çok zor. Tüm sorunlara rağmen yine de benim için çok keyifli bir meslek peyzaj mimarlığı. İleriki yıllarda bu sorunların çözüleceğine ve bu mesleği hak ettiği noktaya taşıyacağımıza inanıyorum."

Peyzaj Mimarının Çalışma Alanları ve İş Bulma Olanakları Neler?
Sevilay Altaç'a göre Peyzaj Mimarlığı'nın planlama, tasarım ve uygulama çalışmaları yaptığı alanlardan bazıları şunlardır;

- Rekreasyon alanları, parklar, spor ve oyun alanları,
- Turizm ve dinlenme tesisleri,
- Kentsel ve kırsal yerleşim ve gelişim alanları,
- Kentsel yaya alanları, meydanlar,
- Kültürel alanlar, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri, arboretumlar,
- Açık müze ve amfi tiyatrolar,
- Okul ve üniversite yerleşkeleri (kampüsler),
- Ticari ve endüstriyel alanlar, alışveriş merkezleri,
- Deniz ve su kıyıları, marina ve su kıyısı tesisleri,
- Tarımsal alanlar, çiftlik ve hobi bahçeleri,
- Karayolları...

Yerel Yönetimler başta olmak üzere birçok kamu kurumu peyzaj mimarlarının çalışma alanını oluşturuyor. Yatırım Planlama Müdürlükleri, İmar Daire Başkanlıkları / Müdürlükleri, Çevre Koruma Daire Başkanlıkları, Park ve Bahçeler Müdürlükleri, Şehir ve Bölge Planlama Müdürlükleri, Kentsel Tasarım Müdürlükleri, Kültür ve Tabiatı Koruma Kurulları, Çevre ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Karayolları Genel Müdürlüğü, İller Bankası gibi kamu kuruluşlarının Çevre ve Doğa Koruma, Fiziksel Planlama, ÇED, korunan alan koruma ve planlama birimleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı, Turizm Araştırma Enstitüleri, turizm tesisleri, özel peyzaj mimarlığı - mimarlık - şehir planlama - inşaat mühendisliği büroları ya da firmaları, süs bitkileri ve cansız materyal üreten ve pazarlayan özel işletmelerde çalışma olanağı bulunuyor.



13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi'nin açıklamasına göre;

"Merkez ve taşra teşkilatı Oda yönetimleri akademi, özel ve kamu sektöründe çalışan meslektaşları ile birlikte her yıl 13 Mayıs'ın "Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü" olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. 13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü bu yıl da Türkiye'nin dört bir yanında farklı etkinliklerle kutlanmaktadır. 12-13 Mayıs tarihlerinde Ankara'da düzenlenen "Koruma ve Peyzaj Mimarlığı Sempozyumu" yanında Ankara, İstanbul, Adana ve Antalya şubeleri ile Kayseri, Eskişehir, Kocaeli, Bartın İl temsilcilikleri yerellerinde çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir.

Peyzaj mimarlarının özellikle ülkesel planlama sürecine dahil edilmediği bir sistemi başarı ile sürdürenler, en kolayından başlayarak önce doğal ve kültürel peyzaj alanlarını hedef almıştır. Hızlı ve plansız alınan kararlarla yeni rant alanları yaratılmış, bunun sonucunda su havzaları, ormanlar, göller, kıyılar, çayır ve meralar, yaylalar, bitkiler, hayvanlar kısaca tüm doğal kaynaklar baskılanmış ve yok edilmiştir. Bu yok oluşun sonuçları küresel ölçekte de iklim değişiklikleri, çölleşme, su kaynaklarının kirlenmesi ve tükenmesi olarak ortaya çıkmış, fakirleşme artmış, milyonlarca insan açlığa mahkum edilmiş, binlercesi açlığa yenilmiştir.

Bugün, serbestleştirme ve özelleştirmeler sonucu kamu işletmeleri yerli-yabancı sermayenin talanına sunulmuş, kamusal hizmetler piyasaya açılarak ticarileştirilmiştir. Bu politikalar aynı zamanda mühendislik hizmetlerini de etkilemiş ve mühendisliğin doğal varlıklar, sanayi, tarım, kent ve toplum yaşamına yönelik, bilimsel teknik temellerdeki kamusal, toplumsal hizmet niteliği ortadan kaldırılmıştır.

Dışa bağımlı politikaların uzantısı olarak Türkiye'de meslek disiplinlerine yönelik önemsizleştirme ve kimliksizleştirme politikaları devam etmektedir. Mesleğimiz bu anlamda sorunun merkezinde duran disiplinlerden biridir. Mesleki tanınırlığımız ve istihdamımız konuları bütün can yakıcılığı ile çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.

Tüm bunlara karşı toplumsal sorumluluk taşımak, ülkesel değerlere sahip çıkmak ve küresel sorunlara çözümler üretmek, bunlardan çıkar elde etmek isteyenlerle mücadele etmek biz Peyzaj Mimarlarının en önemli görevidir.

- Ülkemizin pek çok peyzaj değeri kayıt altına özellikle alınmak istenmiyorsa,

- Peyzaj mimarlarına, kurum ve kuruluşlarında yer verilmek istenmiyor ve sınırlı sayıda kadro açılıyorsa,

- Ülke ulusal fiziksel planlama kademelerinde peyzaj planlarının yer alması istenmiyor, planlama ekiplerine peyzaj mimarları alınmıyorsa,

- Kıyılarımız - sözde turizm adına - oteller zincirlerine feda ediliyorsa,

- Tarım alanlarımız konuta, ticarete, turizme açılıyorsa,

- Ormanlarımız, meralarımız 2A, 2B yönetmelikleri ile imara açılıyorsa,

- Yeraltı ve yer üstü su kaynaklarımız satılıyorsa,

- Yanlış yer seçimleri konusunda - peyzaj mimarlarının merkezi ve yerel otoriteyi uyarmasına rağmen- nükleer, termik ve hidroelektrik santralleri yapılıyorsa,

- Yerel yönetimler, kentsel dönüşüm ve yenilemeleri, çok katlı binaların parselasyonu olarak görüyorsa,

- Kentlerimiz kimliksizleşmeye doğru hızla sürükleniyor ise,

- Tarihsel ve kültürel mirasımızın su altında kalmasına göz yumuluyor ise,

- İmar ve dönüşüm yasaları ile kentlerimizin doğal ve kültürel kaynakları rant için gözden çıkarılıyor, insanımızın barınma hakları ellerinden alınıyorsa,

- Sonuç olarak toplumu ve değerlerini hiçe sayan projelere, yerel ve merkezi yönetimlerce imza atılmakta kararlılık gösteriliyorsa, burada yanlış giden bir şeyler vardır.

Burada Peyzaj Mimarlığı'na ve Peyzaj mimarlarına çok iş düşmektedir."

Bahar Başer, "Ülkemiz Peyzaj Mimarlığı Eğitiminde Yeni Bir Dil Arayışı" başlıklı yazısında;

"Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü'nde 1933 yılında verilmeye başlanan Bahçe Kültürleri dersleri ve 1954 yılında kurulan "Bahçe Mimarisi ve Ağaçlandırma Kürsüsü" ile ülkemizde ilk cümlelerini üretmeye başlayan peyzaj mimarlığının, "Peyzaj Mimarlığı Bölümü" adıyla ilk kurumsallaşması ise 1977 yılında yine aynı enstitüde gerçekleşmiştir. Kurumsallaştığı zaman içerisindeki sosyal ve politik gelişmelerle ilişkisi bağlamında değerlendirildiğinde peyzaj mimarlığı başlangıçta sahiplenmesi gereken ölçek ve yaklaşımdan çok uzak bir yerde tutulmuştur. 70'li yıllarda dünya gündeminde Ian Mc Harg'ın "Design With Nature" adlı kitabıyla ortaya koyduğu, peyzajların ve kentlerin ekolojik prensiplere göre tasarlanması ve planlanması gerektiği anlayışı tartışılmaktayken, ülkemizin peyzaj mimarları "insanların duyularına hitap eden açık alanlar tasarlamak"la meşguldüler. Ankara Üniversitesi'ndeki bölümün kurucusu olan Prof.Dr. Sadri Aran'ın sözleri de akademinin de bu durumdan duyduğu rahatsızlığı açık bir şekilde kanıtlamaktadır:

'Memleketimizde peyzaj sanatına ait modern telakkiler henüz kavranabilmiş değildir. Bunun neticesi olarak da çalışmaların ekserisi maksatsız ve primitiftir. Bu yüzden şehirlerimizin imar çalışmalarında peyzajla alakalı etüdler çok defa eksik ve tatminkar değildir. Halbuki peyzaj etüdleri ve çalışmalarının modern sanat anlayışına ayak uydurması icab eder.'

Aslen hala devam etmekte olan bu sorunsalın kökenini araştırmak için bölümün kuruluş yıllarından biraz daha gerilere gitmek gerekebilir. Ülkemizde 19. yüzyılın ikinci yarısında Tanzimat Reformu ile başlayan kentleri düzene sokma anlayışı, şehir planlama bağlamında sistemleşene kadar ağırlıklı olarak dış etkilenimlerin yönlendirmesiyle biçimlenmiştir. Ülkemiz kentleri, özellikle 1950'lerden sonra ve 1980'den itibaren hızlanarak ve yoğunlaşarak bu etkilenmenin kentlerdeki sonuçlarını daha belirgin bir şekilde hissetmeye başlamıştır.

Avrupa'dan ve daha sonra Amerika'dan ithal edilen planlama anlayışının kentin fiziki ve sosyal durumunda bir değişim yaratacağı ve bu değişimin kentlinin boş vakitlerini geçirmesi için tasarlanmış parklara ve açık alanlara ihtiyaç duyacağının sinyalleri 1930'larda İstanbul için Avrupalı plancıların hazırladığı plan metinlerinde verilmeye başlanmıştır.

Bu gelişmelerin ardından, ülkemizde kentlerde yapılan planlama ve imar çalışmalarında rekreasyon amaçlı açık alanların düzenlenmesinde o yıllarda peyzaj mimarlığı disiplini henüz varolmadığı için konuyu bitkisel düzenleme boyutuyla ziraat veya orman mühendisleri üstlenmekteydi. Ülkemizde peyzaj mimarlığı unvanı ancak 1990 yılından sonra resmi olarak verilmeye başlandı. 1930-1990 yılları arasındaki 60 yıllık süreç peyzaj mimarlığının kendisini kentler için önem taşıyan bir meslek disiplini olarak kabul ettirmeye çalışmasıyla geçmiş, bu süre zarfında peyzaj mimarlığının bir çok boyutu farklı meslek disiplinlerince doldurulmuştur. Özellikle '90'lı yıllardan sonra daha rahat nefes alma olanağı bulan peyzaj mimarlığı alanında, mesleği park ve bahçe düzenleme boyutundan, kente ve doğal kaynaklara bir üst ölçekte yaklaşan "planlama" alanına taşıyan çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. Bu çalışmalar olumlu bir adım olarak görülse de, akademik dünyayı bir on yıl kadar "peyzaj mimarlığı planlama mıdır tasarım mıdır?" sorusunu tartışmakla meşgul etmiştir. Bugün ise bu soru üzerinde artık fazla durulmayıp, her akademik birimin kendi bulunduğu coğrafyadaki yerel değişkenlere ve akademik altyapısının birikimine göre "asgari düzeyde homojenize edilmiş kendi özgün eğitim programını oluşturması" ve eğitimde çeşitliliğin mesleği daha güçlü kılacağı noktasına gelinmiştir.

Daha önce de bahsedildiği gibi, içinde bulunduğumuz kentler yüzyılı eskiye oranla çok daha karmaşık tasarım problemlerinin karşımıza çıktığı bir dönemdir. Peyzaj mimarının birikimi, bir çok farklı disiplinle ortak tasarım alanını paylaştığı bu problemlerle karşılaştığında yetersiz kalmakta ve bu durum çok katılımlı disiplinlerarası çözümlerin ortaya konmasını gerektirmektedir. İlk bakışta mesleki alana bir saldırı olarak yorumlanabilen mimarlık, şehir planlama ve kentsel tasarım gibi alanların peyzajı ortaklaştırmasını, yenilikçi eğitim modellerinin arayışına gitmekle avantaja çevirmek mümkündür. Bu noktada, peyzaj mimarına makro ve mikro ölçekler arasında şekillenen peyzajı en iyi şekilde okuyabilme becerisinin kazandırılması eğitimin temel argümanını oluşturmalıdır.

Sonuç:
Ekolojinin süksesyon modelinden faydalanarak diyebiliriz ki; ülkemizde peyzaj mimarlığı süksesyonun üçüncü aşamasına (1. kendini kabul ettirme, 2. ölçek belirleme) yeni geçmiş ve bir devri kapatmıştır. Sürekli dışarıdan ithal edilen bilgi ve uygulama sorunsalının pratik bir sonucu olarak global bağlamda geç kalınmış gibi görünen bu süreç, yerel bağlamda kendi zamanlaması içerisinde cereyan etmektedir. Bundan sonra üzerine düşünülmesi gereken konular, peyzaj mimarlığının yeni jenerasyon neferlerinin, sağlam bir yapılanma içerisinde olgunlaşmasını sağlayacak, yerel tercihlerin belirlediği olanaklar ile zenginleşen ve çeşitlenen, aynı zamanda global değişimlerle de beslenen yapısını koruyan, yenilikçi ve esnek eğitim modellerinin devreye sokulmasıdır." diyor.

Yine Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi "Yaşadığınız her yerde Biz Varız!" başlıklı bildirisinde şöyle diyor;

"Tek amaçları varlıklarını ve güçlerini arttırmak olan, bunu başarmak için hiçbir yaşamsal değeri ve insan unsurunu önemsemeyen küresel güçler ve onların işbirlikçisi yöneticiler bugün ülkemizi de uçurumun tam ucuna getirmiştir.

Öyle ki, atılacak tek bir adım daha toplumu karanlığa gömecek, aklın ve bilimin yol göstericiliğindeki tüm yaşam biçimi değişerek yerini ilkel, paraya dayalı, baskıcı, kayırıcı, sömürücü bir düzene bırakacaktır. Bunun paralelinde kentlerimiz, kırlarımız, kıyılarımız, sularımız, ormanlarımız, meralarımız, yaylalarımız kısacası halkın tüm yaşam alanları da bu düzenin doymak bilmeyen para hırsı için yok edilecektir. Dolayısıyla geleceğimiz yok edilecektir.

İşte, çıkarları uğruna tüm bunları görmezden gelenlere karşı bilim ışığında ve toplumcu bakış açısıyla en önde gelen meslek dalı olarak duranlar ise;

Yeryüzündeki yaşamın korunarak, geliştirilerek ve sürekliliği sağlanarak gelecek kuşaklara aktarılmasında ihtisas sahibi Peyzaj Mimarlarıdır."

Hepinizin Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü kutlu olsun!



BAŞER, B.; 2009, "Peyzaj Mimarlığının Gündemini Olusturmada Bir Araç Olarak Eğitim", / Education As a Tool for Creating A New Agenda For Landscape Architecture in Turkey," , In. Landscape Architecture, Multiculturality, Education, / Peyzaj Mimarlığı, Çok Kültürlülük, Eğitim; Eds. Turan, B.Y., Aslan, D., Bilkent University, Ankara, s. 182-197, TÜBİTAK Yayınları.İmaj Galerisi
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.