Proje

Tarih:
Satınalma (Mucip Ürger-Ali Özer)


Proje Müellifi

Mucip Ürger (Y. Mimar)
Ali Özer (Mimar)

Adana kenti, Seyhan Nehri boyunca geniş rekreasyon alanlarına sahiptir. Ancak bu alanlar, nehir boyunca uzanan trafik arterleri ile nehir arasında kaldıkları için kentsel doku ile bütünleşememiştir. Yoğun bir konut dokusuna çok yakın olmakla birlikte erişilebilirliği güçlü trafik arterleri ile sınırlanan bu alanlar, kendi içlerine dönük bir karakter sergilemektedir. Ayrıca bu alanların birbirleri arasındSaki ilişkinin de doğru kurulamadığı gözlemlenmektedir. Seyhan Nehrine dik uzanan karayolu, demiryolu gibi kesintisiz arterler rekreasyon alanlarını birbirlerinden koparmış, nehir boyunca uzanarak bir bütünlük içinde olması beklenen bu alanlar kuzey-güney doğrultusunda parçalı bir yapıya sahip hale gelmiştir. Yarışma alanı bu kopuk ve parçalı yapının bir uzantısı olarak kent merkezinin yakınında ancak kentten soyutlanmış durumdadır.

Bu anlamda proje, sözkonusu kopukluğu gidermeyi, var olan ve yeni oluşturulacak kentsel dokular ile bağlar kurarak bütüncül bir kentsel mekan üretimi sağlamayı, böylelikle kentin dokusu ile bütünleşmeyi ve her yönden erişilebilirliği olanaklı hale getiren bir planlamayı hedefler. Bu hedefe ulaşabilmek için, projenin her aşamada kent yaşamının dinamiklerinden kaynaklanan değişkenlere cevap verebilmesi ve süreç içinde kentsel yenilemeyi dikkate alması da elzemdir.

Bu tespitten hareketle proje, yarışma alanını çevresiyle birlikte üç temel parçadan oluşan bir bütün olarak görür ve tüm alanı birlikte örgütler. Alanın tüm parçalarını, kendi içsel özelliklerini koruyacak şekilde bir bütünün parçası olarak tasarlar ve bu özellikleri tasarımın belirleyenleri olarak yeniden yorumlar. Böylesi bir yaklaşım, kentsel dönüşümün ve kentsel-mimari ölçeklerdeki program değişimlerinin alana ve alanın bütünselliğine zarar vermeden gerçekleşebileceği bir sistem önerisi gerektirir.

Proje, yarışma alanının 100. Yıl Bulvarı'nın batısında kalan ve Belediye mülkiyetinde bulunan kısmını, hedeflenen bütüncül kentsel dokuyu kendi içinden yeniden üretecek potansiyel bir odak olarak görür. Var olan konut dokusu ile nehir kıyısındaki park arasından geçen 100. Yıl Bulvarı'nın oluşturduğu fiziksel bariyerin yakın komşuluğundaki bu alan, sosyal, kültürel ve ticari programları barındıran bir merkez

olmanın ötesinde, alanın kendi içindeki bütünlüğünü sağlayan, kentle olan bağlantılarını kuran, mevcut ve ek dolaşım yollarını organize eden ve parçalar arası ilişkileri düzenleyerek işler hale getiren bir alt yapı olarak çalışmalıdır. Bütün bu gereksinimleri aynı anda ve tatmin edici bir düzeyde karşılayabilmek ise ancak yapı adasının kamusal karakterini arttırarak gerçekleştirilebilir.

Bu amaca uygun yapılaşma modeli, yarışma alanı içerisinde bulunan mahallenin yapılarının Adana iklimine uygun şekilde kendiliğinden gelişen kurgusunda mevcuttur. Bu kurguda konut ölçeğindeki iç-dış yaşam ilişkisi dam ve merdivenlerle kontrol edilir ve “damlar” konut içerisindeki yaşamın dışarıda sürdürülen bir uzantısı olarak çalışır. Proje, bu okumadan hareketle, alanın tümünü kullanan, iç-dış ilişkisinin dolaysız olarak sağlandığı bir kamusal “dam” organizasyonu önerir. Bu strateji alanın çatısını tümüyle kentliye verirken, bu yüzeyin altını kültürel ve ticari bir odak olarak, kentin ihtiyaç duyduğu programatik yoğunluğa cevap verecek şekilde kullanır. Çatı yüzeyi, kentin mevcut dolaşım sisteminin bir uzantısı olarak, dolaşım deneyiminin tasarlanması, çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesiyle şekillenir. Bu amaçla, güneyde daralarak zemine inen yüzey kent merkezinden gelen kullanıcıları, kuzeyde yırtılarak amfitiyatroya dönüşen yüzey ise kentin kuzeyinden gelen kullanıcıları yapının içine alır. Bu iki kol, batıda köprü olarak parkla bağlanan yüzeyle birlikte tüm alan için kamusal bir dolaşım altyapısı oluşturur.

Çatı yüzeyinde oluşan meydan, alanın güneyindeki alt meydanla ve onunla alt geçit vasıtasıyla baglanan park meydanıyla birlikte, farklı nitelikler sunan, sürekli bir açık alanlar bütünü oluşturur. Bu alan, toplumun farklı kesimlerinin bir araya geldiği, mekanın kentsel kimliğinin biçimlendiği bir enerji alanıdır. Herkesçe erişilebilen, mekansal esnekliğin kullanıcılar arası ilişkilere yansıdığı, bireyler arası etkileşimin ön planda olduğu, canlı bir bilgi, sunum ve katılım platformu, demokratik bir sahnedir. Tasarlanan bu kentsel plak, dolaşımı, peyzajı ve rekreasyonu kentsel programlarla birleştiren bir arayüz görevi görür.

Plağın alt ve üst programlarının ilişkisi yüzeyde bir iç sokak oluşturacak şekilde açılan yırtık sayesinde kurulur. Bu yırtık, plağın altında mekansal organizasyonu sağlarken, plağın alt ve üstündeki programların birbirlerini beslemelerini de olanaklı kılar. Bu açık iç sokak, kültürel ve ticari fonksiyonlarla desteklenen ve yapının mekanların birbirine aktığı bir hacmi oluşturur.

Bu yırtıktan şekillenen strüktürler alanın bir yandan görsel ve simgesel odaklarını oluştururken, bir yandan da plağa gölge sağlarlar. Yıkılan Makam Camisi, yaklaşık aynı yerinde, kamusal plağın üzerinde ve bu strüktürlerle ilintili bir biçimde yer alır.

Çevreyle ilişkileri kuran bu katlanan-yırtılan yüzeyin batıdaki parka doğru uzanan kolu, Belediye arazisinde kurgulanan programların ve dolaşımın parkla birleşmesini sağlayarak park ve kentsel dokuyu bütünleştirir. Parka uzanan bu kol parkın dolaşımını ve mekanlarını organize eden bir omurga haline gelir. Bu omurga belediye plağının devamı olarak, içinde bulunduğu bağlama göre şekillenir. Kentsel doku ile arasındaki çepere, çeperdeki doluluk-boşluk etkisine ya da dolaşım etkilerine göre yaklaşarak veya uzaklaşarak cevap verir. Bu omurga, eklem yerlerinde katlanarak mekanlaşır ve hem kıyıyı hem de 100. Yıl Bulvarı'ndaki yaya aksını besler. Omurganın ana yapılaşması mevcut amfitiyatronun bulunduğu ağaçsız alanda düşünülmüş ve tasarlanan teraslar yardımıyla parkın nehirle kurduğu ilişkinin güçlendirilmesi hedeflenmişitir.

Tüm Seyhan kıyısı boyunca monoton bir biçimde devam eden kıyı-nehir ilişkisi, tasarlanan bu omurga sayesinde yeni programlarla beslenmiş ve bu programlara göre yeniden şekillenmiştir. Yeniden tasarlanan bu kıyı çizgisi, nehirle çeşitli ve zengin ilişkiler kurar. Kimi yerlerde kontrollü olarak içeri alınan su, yer yer eğitim havuzları, halk havuzları ve süs havuzları olarak kullanılır.

Alanın batısında bulunan eski konut dokusunda yenileme talep ve baskısı altında başlayan dönüşümün nasıl organize edileceği, bu alanda gerçekleştirilecek sağlıklı bir dönüşüm yakın komşuluktaki benzer konut dokuları için bir model oluşturacağı için son derece önemlidir. Müdahalenin gerçekçi, uygulanabilir ve ekonomik olması için alanın mevcut durumunun doğru analiz edilmesi şarttır. Alan, konumu gereği mevcut sulama kanalıyla nehir arasında ve nehirle kentsel doku arasında bir geçiş alanıdır. Mahallenin mevcut küçük ölçekli yoğun konut dokusu bu geçişin önünde bir bariyer gibi dururken, alandaki mevcut yol ağı bu yoğun doku içinden geçişi en pratik yoldan sağlayacak şekilde oluşmuştur. Yollar, alanın güneyinde kuzey-güney doğrulltusunda, kuzeyinde ise doğu batı doğrultusunda konumlanmıştır.

Müdahele modelinin ekonomik olarak gerçekçi, sosyal ve kültürel çöküntüler yaratmadan gerçekleşmesi için, zamana yayılan etaplı bir müdahale yöntemi kurgulanması gereklidir. İzlenecek etaplı müdahale yöntemi, esnek uygulama şekli, farklı koşullara adapte edilebilmesi ve uzun zamana yayılabilmesi ile, alanın çevresinin yakın gelecekteki dönüşümünde de model olarak kullanılabilecektir. Bu durum ayrıca süreç içinde alanın çevresine etkisinde bir devamlılık sağlayacaktır. Mevcut alanın analizinden, yolların konumlarının mahallenin kentsel alanla ilişkisi açısından doğru olduğu tespit edilmiştir. Buradan yola çıkarak önerilen müdahale yöntemi, kuralları yazılmış, kodları belirlenmiş, etap etap uygulanabilen, sürece yayılan ve mevcut dokudaki doğruları gözardı etmeden mekansal kullanım bakımından sürekliliği sağlayan bir modeldir. Mahallenin mevcut dar ve kullanışsız yollarının bir kısmı genişletilerek araç trafiğine uygun hale getirilmiş, bir kısmı yayalaştırılarak ada içi yollar oluşturulmuştur. Bu durumda ada sınırlarında kısmi değişiklikler yapılması kaçınılmazdır. Bu değişiklikler, mevcut dokuda zamana yayılan etaplı bir müdahaleye engel oluşturmamakta, aksine etaplamayı sağlıklı ve gerçekçi kılmaktadır.

Bu müdahale modeli, bir yandan da eski ve yeni kullanıcılar, yenileme talep ve baskısının aktörleri ve yerel yönetim arasında bir uzlaşma biçimidir. Dönüşüm sürecinin zamana yayılması ve etaplar halinde gerçekleştirilmesi, alanın eski ve yeni kullanıcılarının bir arada yaşamasını olanaklı kılacaktır. Adalar bazında kurgulanacak dönüşümün hangi adada başlayacağı, nasıl bir yapılaşma izleneceği ve dönüşen adaların çevreleriyle ilişkilerinin nasıl kurulacağı Belediye’nin kararlarına bağlı olacaktır. Bu kararların dayanağı olarak burada önerilen proje, müzakere sürecinde Belediye’nin yenileme talep ve baskısı karşısında en önemli kozu olacaktır.

Adaların dönüşüm sürecini ortak bir imarla tasarlamak mümkündür. Yol çeperlerine yaslanan yapılar için üretilen tip sistem kesiti mahalle adalarının dönüşümünü organize edecektir. Bu tasarım mevcut yol akslarını kuvvetlendirmiş ve “yapı - açık alan” dengesini sağlamıştır. Ayrıca yapıların damları kullanıma açılmış, “açık merdiven - teras” ilişkisi ile tüm yapıların iç-dış bağlantıları kuvvetlendirilmiştir. Bu sayede mevcut dokunun zengin iç dış kurgususu, daha sağlıklı bir ilişkiler bütününde yeniden üretilmiştir.

Mevcut yolların, dönüşüm için altlık olarak kullanılması, park tarafında yol hatlarına karşılık vererek şekillenen park tasarımının, dönüşüm sürecinden bağımsız olarak gerçekleştirilmesini sağlayacak, ama aynı zamanda alanla ilişkisini de kesmeyecektir.

Yarışma alanın tümü etaplı üretilecek şekilde tasarlamış ve programlanmıştır. Belediye arazisindeki yapı iki parçadan oluşmaktadır. Güneyde yer alan alışveriş kısmı ile kuzeyde yer alan kültür kısmı ilk iki etabı oluşturacak şekilde, mahalle ve parkın dönüşümü süreçte daha ileri bir zamana bırakılabilir. Ayrıca park omurgası da parçalı bir yapı oluşturarak etaplı uygulamaya izin verecek şekilde tasarlanmıştır.

Mahallenin sınırını oluşturan ve konut dokusunu diğer konut dokularından ayıran sulama kanalı Adana için potansiyel bir kentsel açık alan olarak kabul edilmektedir. Kentin içlerine kadar uzanan bu hattın kentin mevcut dolaşım sistemlerine bağlanarak ilişkilerinin daha kuvvetli bir biçimde kurulması ve yer yer oluşturulacak teraslarla zengin bir güzergah haline gelmesiyle, kanal dokuları ayıran bir sınır olmaktan çıkarak kent parçalarını birbirleri ile ve Seyhan Nehri ile bütünleştiren önemli bir bağlantı aracı haline gelecektir. Proje bu anlamda bu alan için örnek oluşturcak sistem kesitleri önermiştir. 

Peyzaj Tasarım Kararları
Bitkisel peyzaj tasarımın ana kararı, güneyden gelen güçlü mevcut yeşil sistemi kararlılıkla devam ettirmek, kentin genel yeşil alanlar sistemine katkıda bulunmak ve yeşil alanların sürekliliğini sağlamaktır.

Mevcut yeşil dokunun korunması ana ilke kabul edilmiş, yapısal peyzaj tasarım öğeleri bu karar doğrultusunda biçimlenerek mevcut yeşil dokunun olmadığı noktalarda tasarlanmış "Esnek Omurga Fikri"nin çıkış noktası bu ilke olmuştur. Yaya aksları mevcut plantasyonun konumuna göre biçimlendirilmiş, toplanma-buluşma mekanları, meydanlar, bireysel ve toplu gösteri mekanları vb. gibi yapısal peyzaj tasarım öğeleri, mevcut yeşil dokuya zarar vermeyecek şekilde, yeşil alanların izin verdiği doğrultuda konumlandırılmıştır.

Alanda güneyden kuzeye doğru "kentselden peyzaja" hem mekansal hem de "programatik" bir dönüşüm mevcuttur. Güneyde sert peyzaj öğelerinin hakim olduğu daha çok kullanıcıların aktif olarak katılabilecekleri, çeşitli aktivitelere imkan tanıyacak mekanlar, kuzey de ise yeşil alanların yoğunlukta sert zeminlerin minumum da tutulduğu, pasif rekreasyona ve doğal hayatın hissedilmesine imkan tanıyacak ölçüde tasarımlarla alan biçimlendirilmiş, bu biçimlendirme meydan da sert başlayarak sonrasında daha yumuşak geçişlerle sağlanmıştır.

Yaya sirkülasyonunun kesintisiz devam etmesi alt geçit ve üst geçitle sağlanmış, taşıt yolunun bölücü etkisi geçitlerle kırılmış, mekanlar arasında bütünlük sağlanmıştır. Taşıt yolunun orta refüjü yoğun olarak bitkilendirilerek (Acacia cynapphylla, Juniperus horizontalis, Berberis candidula) bitkisel peyzaj da da bütünlük sağlanmaya çalışılmıştır.

Tasarlanan meydanla kullanıcıların farklı ve çeşitli etkinlikler de bulunabilmesine, kültürel paylaşım, sosyal bütünleşme gibi toplumsal aktarımlar hedeflenmiştir .Meydanın sert etkisini kırmak, sıcak geçen yaz aylarında gölge mekanlar yaratabilmek amacıyla yüksek gövdeli, geniş taçlı yapraklı, estetik kıymeti yüksek ağaçlarla (Jakaranda mimosaefolia) meydan bezenmiştir.

Oyun alanları, spor alanları, festival – sergi mekanları açık hava etkinlikleri ile alanın yoğun olarak kullanılması ve her yaştan ve zevkten kullanıcıya hizmet verebilmek amacıyla tasarımda mekansal ve aktivite çeşitliliğe imkan verecek tasarımlar oluşturulmuştur. Çocuk oyun evi ile çocuklara yönelik aktivitelere imkan tanınmıştır.

Çocuk oyun evi yapısıyla sonlanan açık alanda nehir aksına dik olarak oluşturulan çim alanlarla hem dolaşım aksları belirlenmiş hem de bu çim alanların dalgalanarak oluşturacağı yüzeyler yarı sert bir kentsel zemin oluşturmuştur.

Kuzeyde kütüphane yapısının biçimlendirdiği sırt bir çim amfi olarak tasarlanmış, çim amfinin sahnesinin biçimlendirilmesi ve arkada sahneye yeşil fon oluşturması amacıyla sık dokulu herdemyeşil, sütün formlu Arizona servileri (Cupressus arizonica) bu alanda kullanılmıştır.

Genel olarak alanın plantasyonu yapraklı ve herdemyeşil dengesinin kurulması prensibinde gerçekleştirilmiş, bitkilerin form, renk, doku özellikleri, vurgulama, gizleme, soyutlama, yönlendirme gibi işlevleri gerçekleştirecek şekilde konumlanmaları sağlanmıştır. Yaya akslarının vurgulanması amacıyla palmiyelerin (Trachycarpus fortunei) kaligrafik etkisi göz önünde bulundurulmuş ve akslar bu bitkilerle belirlenmiştir. Alan da oluşan yeşil adaların bazılarında karışık plantasyonla doğal görünümler hedeflenmiş bir kısmında da belirgin özellik taşıyan bitkiler tek tür olarak kullanılmış (Cytisus palette, Deutzia gracilis, Lavandula angustifolia) ve alan tanımlama, duyulara hitap etme (koku,renk,doku vb. özelliklerle) gibi amaçlar doğrultusunda bitkisel tasarım yapılmıştır. Kullanıcıların yoğun olarak bulunabilecekleri mekanlarda gölge sağlamak plantasyonun biçimlenmesinde ana hedef olmuş bu amaca yönelik yüksek gövdeli, geniş taçlı yapraklı ağaçlar estetik değerleri de göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır.

Sakin alanlara ihtiyaç duyan eğitim yapılarını yoğun kullanım alanlarının enerjisinden ve gürültüsünden ayırmak maksadıyla plantasyondan yararlanılmış ve önce çalılar arkasında ağaççıklar sonrasında herdemyeşil ve yapraklı ağaçlarla hem göze hitap edecek hem de tampon oluşturabilecek plantasyon bu alanlarda tasarlanmıştır. Park alanın sonunda regülatör - baraj komşuluğunda ise sık plantasyonla, kentin hızından biraz olsun uzakta doğal mekanlar yaratılmaya çalışılmış, sakinlik ve dinginlik bu alanlarda hedeflenmiştir. Ağaçların gölgesinde yürüyüş mekanları tasarlanan mevcut da sık ağaç dokulu olan alanda mevcut plantasyonun çeşitliliğinin artırılması, göze ve ruha hitap edecek plantasyon kompozisyonlarıyla bu alanın mevcut yeşil dokusunun çeşitlendirilmesi hedeflenmiş, görsel bağlantıların kopmamasına dikkat edilmiştir.

Parkın ve belediye arazisinin 100. Yıl Bulvarı komşuluğundaki bitkisel kuşağı caddeyle görsel ve işitsel tampon oluşturmaktadır. Bu alanda aynen korunan mevcut plantasyon, değişik yüksekliklerden ve yoğunluklardan oluşan çeşitli türlerdeki plantasyonla oluşturulan kompozisyonlar ile desteklenmiştir.İmaj Galerisi
Proje Arşivi
Dönem içinde yayınlanan projelerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz proje başlığını listeden seçiniz.