Kanyon Projesi ile Türkiye’de ilk kez bir alışveriş merkezi açık bir alışveriş alanı olarak tasarlandı. Nişantaşı, Beyoğlu ve Bağdat Caddesi gibi uzun yıllardır tercih edilen alışveriş bölgeleri farklı bir ölçekte değerlendirilerek, yenilikçi bir mimari yaklaşımla, alışveriş alanında “sokak alışverişi” ve “şehir içi” etkisi yaratıldı.
Özel iklimlendirme sistemleri sayesinde de, 40 bin m2’lik açık alışveriş merkezinin iç mekan konforu taşıması sağlandı. Kanyon Alışveriş Merkezi ziyaretçileri, cadde ortamında ve doğal bir çevre içinde, hava koşullarından etkilenmeden alışveriş yapma imkanına sahip olacaklar.
Kente Açık Yeni Bir Kent Merkezi Yaratıldı
Son yıllarda, genellikle şehrin merkezinden uzak, korunaklı alanlara yayılan, özelleştirilmiş, “kapalı site” tarzı yaşama alternatif olarak Kanyon, kent yaşamına doğrudan eklemlenen, kent dokusu içinde, kamusal alanla birleşerek gelişen bir ortak yaşam modeli öneriyor.
Kanyon’un konut bölümünde de, çağdaş yaşam ihtiyaçlarının günümüzde mümkün olan en üst düzeyde karşılandığı, aynı zamanda da komşulararası karşılıklı ilişkinin teşvik edildiği “nezih bir semt” ortamı oluşturuldu.
Farklı açılarla yerleştirilmiş apartman dairelerinin tümü vadi manzarasına hakim konumda ve her biri mahremiyetini koruyacak şekilde tasarlandı.
Giriş kapılarından biri Metro çıkışında yer alan Kanyon’un alışveriş merkezine birçok kattan ve şehirden erişim sağlanabiliyor. Binaları ve alanları birbirine bağlayan, avlularla çevrili iç yollar ise şehiriçi etkisi ve devamlılık yaratıyor.
Şehir merkezinde, ortak yeşil alanlarla çevrelenmiş, konut, ofis, dükkanlar, eğlence alanları ve diğer sosyal alanlar gibi farklı mekanların bulunduğu yeni bir kent yaşamı modeli hayata geçirildi. Ulaşım olanaklarının çeşitliliği nedeniyle, kolay erişilebilir ve kente açık yeni bir kent merkezi oluşturuldu.
İstanbul’da yükselen çoğu binadan farklı olarak kapalı kutu anlayışından uzak duran Kanyon, farklı açılarda yükslen mimari yapısıyla ile gökyüzüyle birleşiyor ve çevre ile bütünleşiyor.
Mimaride tercih edilen organik kıvrımlar planın tamamına hakim; yerleşim planının, her binanın ve bağlantı yollarının sahip olduğu yumuşak kavisler zarif bir akış sağlıyor; yeşillikle desteklenen eğrisel form, çok seçenekli sokakları değişen binalarınyükseklikleriyle doğallık, derinlik ve ferahlık hissi veriyor.
Doğallık ve dışa açık olma ilkesini destekleyemek üzere, ofislerde camlar yere kadar indirildi ve böylelikle bulvarda yer alan ana yapı olan yuvarlak formlu 25 katlı, betonarme, cam yüzeyli ofis kulesinde çalışanlar dışarısı ile bütünleşir hale getirildi.
Yüksek Teknoloji Desteği
Kanyon Projesi’nin statik hesabı meydana gelebilecek en büyük deprem ivmesinin yüzde 20 fazlası esas alınarak yapıldı.
Alışveriş merkezinin açık olması ve teraslı bir konut yapısına sahip olması nedeniyle, proje geliştirme aşamasında binaya rüzgar testi uygulandı; bu testin sonuçlarına göre projede gerekli mimari önlemler alındı.
Binanın günümüz teknolojisine uygun olarak tasarlanabilmesi amacıyla, cephe, trafik, yangın, akustik gibi gerekli her konuda uzman danışmanların desteği alındı.
Yeşil Mimari, Doğal Malzemeler
Bir vadinin doğal koruyuculuğu örnek alınarak yaratılan Kanyon, “yeşil mimari”nin de ülkemizdeki en iyi temsilcilerinden biri. Yüksek bir binada yer almalarına karşın, konutların açılan pencereleri, balkonları ve bahçeleri bulunuyor. Kanyon’da, çatılarda yeşil alanlar oluşturuldu, yollarda ve diğer kotlarda bitkilendirme çalışmaları yapıldı.
Kompleksin cesur ve çarpıcı formu, doğal taşlar ve özgün yapı malzemeleriyle
desteklendi. Cephenin ana unsurları olarak açık toprak tonunda taş ve boyalı bakır metal bantlar kullanıldı. Mimari tasarımda, doğal ışık ve kent manzarasını optimum düzeyde iç mekana taşındı. Işıktan ve kent manzarasından en üst düzeyde yararlanmak üzere özellikle güney cephelerine koruyucu olarak güneş kırıcı elemanlar yerleştirildi.
Geniş bir perspektifte kent manzarasına hakim olan Kanyon, mimari ve sosyal bağlamda kentin dokusuna ve ritmine katılıyor.
Bütün yorumları forumda okuyun!Bütün yorumları forumda okuyun!