Sanat

İstanbul güzel ama konutları çok fena!

Tarih: 27 Ekim 2008 Kaynak: Zaman Yazan: Ülkü Özel Akagündüz


Mimari fotoğraflarıyla tanınan John Cleave, 'İki Kıtanın Şehri İstanbul' kitabının tanıtımı için İstanbul'daydı. Tarihî ve modern binalara ait fotoğrafları dijital fırçalarla suluboya resme dönüştüren Cleave, elektrik ve telefon tellerini temizlemeyi ihmal etmemiş. En çok Atik Valide Camii'nden etkilenmiş. Peki konutları nasıl bulmuş: "Very ugly!"

Bir İstanbul kitabımız daha oldu. Fotoğraflı mı desek, resimli mi? Görüntüler fotoğraf olamayacak kadar naif; ama resim olamayacak kadar da gerçek. İngiliz mimari fotoğrafçısı John Cleave, (İhtiyar delikanlı desek darılır mı acaba? Yetmişlerinde görünüyor; ama çok da dinç) uzun yılların sonunda artık farklı bir şey yapmak istemiş ve çektiği fotoğraflara dijital fırça yardımıyla uçucu, naif bir görünüm vermiş. Bu yöntemle hazırladığı ilk kitabı, uzun yıllar yaşadığı Washington'a, ikincisi ise eşi Laura'nın doğduğu ve kendisinin otuz yıldan bu yana her sene ziyaret ettiği Atina'ya ait. (Alt metini okumak çok zor olmasa gerek. Bir; her zaman en iyi bildiğin işi yapacaksın. İki, fotoğrafçımız mutlu bir evlilik sürmektedir. Dile kolay otuz yıl!) Üçüncü şehir İstanbul, "Ah Güzel İstanbul' nasıl girdi fotoğrafçımızın kadrajına? Londra'da bir İngiliz fısıldamış kulağına; "İstanbul kitap olmayı hak ediyor." Sonrasını kendisinden dinleyelim: "Bu şehri yıllar evvel bir kez ve sadece yirmi dört saatliğine ziyaret etmiştim.

En az Washington ve Atina kadar keyif almakla birlikte, bu muhteşem şehri keşfimiz hepsinden daha zorlayıcı, heyecanlı ve nihayetinde daha tatmin edici oldu. Bu keşif yolculuğu, ancak çok sayıda insanın yardımıyla mümkün olabildi." (Neymiş, bir yabancı ülkeye giderken 'Ben yaparım, ederim' gibi bir 'artizlik' yapılmayacak, yerel kaynaklar en güzel şekilde değerlendirilecekmiş.) Misafirperver İstanbullular, kıyıda köşede kalmış her yeri tanıtmışlar Cleave çiftine, erişilmesi imkânsız yerleri erişilir kılmışlar. Bu sayede John Cleave, bir buçuk yılda üç defa ziyaret edip toplam on hafta kaldığı İstanbul'da üç bin beş yüz fotoğraf çekebilmiş. Fotoğrafları çekmekle iş bitse iyi, kitapta yer alan 175 'karalamayı' oluşturacak iki yüz kadar da çizim yapmış. Perdenin gerisindeki süper kahraman kim? 'Harika program PhotoShop' elbette.
Fotoğrafçımız, nasıl bir teknik kullandığını anlatmaktan gocunmuyor: "Zaman içerisinde geliştirdiğim bu işlem, üç aşamadan oluşuyor. Birincisi, kareye izinsiz giren telefon telleri veya insanlar gibi, sanatçının istemediği bütün unsurları silme ayrıcalığını da kullanarak, orijinal dijital görüntünün düzeltilmesi. Ardından, düzeltilmiş görüntünün siyah beyaz ana hatlarının çıkartılması ve son olarak da, dijital bir suluboya fırçasıyla, düzeltilmiş orijinal görüntüden ödünç alınan özel renklerin tekrar eklenmesi." Fotoğraflar ve karalamalar elbette, kitabı tamamlama sürecinin bir bölümünü oluşturuyor. Yola çıkmadan önce İstanbul'la ilgili mimari kitapları araştıran sanatçı, rehber kitaplar hep turistik bölgelere odaklandığı için biraz zorlanmış. Tarihî yarımada hakkında bilgiye ulaşmak çok kolay elbette; ama modern binalar ve kenar semtlerdeki yapılar için biraz didinmek gerek. Cleave, İstanbul'da kendisine hediye edilen bir dizi şehir kitabından çok faydalanmış olsa da 'Yaşasın internet!' diyor; çünkü hem bilgi toplamakta hem de yayıncısıyla kitabı tartışmakta internetten çok yararlanmış.

John Cleave'in İstanbul'u
Başkaları bizim şehri nasıl görüyor? John Cleave, 'Benim İstanbul'um' gibi bir ifade kullanmasaydı ve çalıştığı üç şehir için 'En iyisi İstanbul'du' demeseydi de bu soruyu sorardık. Merak değil mi? Nasıl buldunuz İstanbul'u?

Avrupa'dan bakanlar tarihî eserleri ön plana çıkarıyor. Bu kadar modern bir yaşantı sürüldüğünden, lüks alışveriş merkezlerinden ve gökdelenlerden birçok kişi haberdar değil.

Yüksek binalar burada her yerde olduğundan daha farklı göründü bana. Belki onları görmeyi beklemediğim için. İstanbul, eskiden Avrupa'nın bir parçası değildi; ama şimdi modern bir yüzü var ve artık bir kucaklaşmadan söz edilebilir. İstanbul halkının yüzde otuzunun Anadolu yakasında oturduğunu da bilmiyorlar. Kitap için, "İki Kıtanın Şehri İstanbul" ismini bu yüzden seçtim.

En çok hangi eserleri sevdiniz?
Binaları fotoğraflarken Bizans kalıntıları, Mimar Sinan eserleri ve modern binalarla ilgilendim. En çok etkilendiğim yerlerden biri Üsküdar'daki Atik Valide Camii; harika bir eser. Topkapı Sarayı ve Süleymaniye de muhteşem elbette... Bu kadar güzel eserlerin yanı sıra başarılı modern binalar da var; ama kötü örnekler çok fazla. Konutlar çok çirkin, hatta alışveriş merkezlerinden de çirkin olanlar var.

John Cleave, birçok Batılı gibi afakî şeyler söylüyor elbette. "Heyecan verici, egzotik, büyüleyici bir şehir İstanbul." Biz bunları zaten biliyoruz diyenler artık nasihat makamındaki bir fotoğrafçının kapanış cümlelerine kulak verebilir yine de: "Yaşadığınız şehirde dolaşırken göremeyeceğiniz detayları fotoğraf çekerken görebilirsiniz. Ben, ilk zamanlar Atina ve Washington'da bir sürü binanın önünden geçtim ve hiçbir zaman onların ne olduğunu bilemedim. Görebilirsiniz; ama farkında olmayabilirsiniz. Fotoğraf çekmeye niyet ederseniz de sabırlı ve kararlı olun."
Sanat
Takvim
<<Nisan 2024>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30          
Sanat Haberleri Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.