Sanat

Başkentten güncel sanat manzaraları

Tarih: 24 Kasım 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Ayşegül Sönmez

‘Söz-Masal; Karmaşık Anlatılar: Farklı Noktalardan Bir Video Geçidi' adlı uluslararası sergi Ankara Hacettepe Sanat Müzesi'nde 25 Kasım'dan itibaren 5 Ocak 2009'a kadar açık kalacak. Sergi, genellikle büyük devlet adamlarının bozuk orantılı heykelleriyle gündeme gelen başkent sanat sahnesine farklı bir soluk getirecek... Sergide yer alan sanatçılar şöyle... Halil Altındere, Yael Bartana, Marie-Laure Cazin, Tracey Emin, Ayşe Erkmen, Aernout Mik, Ferhat Özgür, Şener Özmen, Adrian Paci, Ansi Sala, Erzeh Shkololli ve Silke Witzsch. Bu sergiyi bahane edip Ankaralı sanatçı ve bu serginin yapımcılarından Ferhat Özgür'le konuştuk...

Başkentte böyle bir sergi... Gerçekten çok heyecan verici... Ankara'da neden güncel sanat adına hiçbir şey olmuyor?

Ankara'da, elbette İstanbul'daki kadar yoğun olmasa da, güncel sanat oluyor. Sorun, Ankara'nın medyasının olmamasında. Yani kendiliğinden harekete geçip buraya bakacak bir medya... Yoksa burada geçmişte o kadar heyecan verici girişimler gerçekleştirildi ki... Örneğin geçen sene bizim Hacettepe'de gerçekleştirilen çok önemli bir sergi, Documenta 12 arşiv sergisi, dev kataloguyla medyada güme gitti. Ayrıca 90'ların ortalarından itibaren Ankara'dan İstanbul'a, hem sermaye hem de sanat göçü oldu. Burada güncel sanatı destekleyecek kurumlardan ümit kesildi. Burası lüks alışveriş merkezlerinden geçilmiyor. Para çok ama güncel sanatı kime anlatacaksın ki? Fakat Ankara'nın enerjisi yine de İstanbul'u hep besliyor.

Aslında nerede ürettiğin ne kadar önemli? Asıl soru bu olabilir mi?

İki şeyi birbirine karıştırmamak gerek: Şehirler ve sanatçılar. Bu noktada yapıt bağlamında nerede yaşadığınızın pek bir önemi yoktur. Yani sadece yapıtlar ve sanatçılar vardır. İstanbul'un şehir olarak büyüleyiciliği üzerinden sanatçı olarak kendinize bir ayrıcalık belirteci yüklememeniz gerekir. Benzer biçimde Ankara'da yaşayan her sanatçı da, haksızlığa uğradığını, görmezden gelindiğini iddia edemez. Kötü sanatçılar orada da var, burada da... Sorun ne tür bir sanatsal mücadeleyi verdiğiniz ve sözünüzü hangi platformda söylemek isteğinizle ilgili. İncik boncuk, bağ bostan, seyirlik sergilerle oyalanıp, sonra da ‘Medya Ankara'ya bakmıyor" diye ağlaşmamalısınız.

Bu serginin seninle ve Hacettepe Üniversitesi kurumuyla macerası nasıl başladı?

Üç yıl öncesinden başlayan bir çabam söz konusu. "Bu sergi olacak" diyerek yola koyuldum. Sonra değerli dostum, sayın dekan Prof. Hüsnü Dokak'a projeyi teslim ettim. O da üniversite rektörümüz Prof. Uğur Erdener'e bu projeyi tanıttığında üniversitenin tam desteğini aldık ve artık geri dönüş yoktu. Üniversite şu an çok masraflı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. İnanılmaz enerjik bir organizasyon ekibi kuruldu resim bölümünden: Necla Rüzgar, Serap Emmungil, Mehmet Örs, Havva Altun, Tugay Karamanoğlu. Sonra her şeyi bu genç ekip yürüttü. Alman Kültür, Fransız Kültür, Hollanda Büyükelçiliği bize hep destek oldular.

İstanbul'a zaman zaman, Ankara'da birtakım müze teşebbüsleri olduğu haberleri geliyor... Bir sanatçı ve eğitmen olarak Ankara'ya nasıl bir çağdaş sanat müzesi gerekiyor? Bu anlamda Hacettepe Sanat Müzesi nasıl bir boşluğu dolduruyor?

Müze teşebbüslerinden bu gidişle bir ses çıkmayacak. Eski demiryolları onarım atölyelerinden dönüştürülen Ankara Modern Sanatlar Müzesi'nin açılmasına ramak kala, Ecevit zamanıydı, hükümet düştü ve AKP'den bu yana müzeye bir çivi bile çakılmadı. Radikal'de yayınlanan fotoğrafı hatırlarsın, müzenin içinde sokak köpekleri dolaşıyordu. Mükemmel tasarlanmış bir müze olacaktı. Turan Erol hoca bu konuda sayısız yazı yazdı, çizdi biliyorsun. Ama durum hala vahim. Hacettepe Müzesi'nden bu koca boşluğu doldurmasını bekleyemeyiz. Burası sadece 800 m2 ve bütçe sorunu var. Şu yapılmalı: şimdiki video sergisi ve benzer eğilimdeki sergilerle, müze kendi olanakları içinde en yüksek noktaya çıkmalı. Uzun süreli, yılda diyelim ki üç sergi ama dünya çapında söz sahibi sanatçıların sergileri, anlayış olarak bir devamlılığı olan, kataloguyla, yan etkinlikleri ve duyurulma stratejileriyle ses getirebilecek sergiler. Bunu yapabilecek potansiyelimiz var.

Başkent bir üniversite şehri, ODTÜ, Hacettepe, Bilkent vs... Bu kadar eğitim kurumunun öğrencilerini Nev, Siyah-Beyaz vb. nasıl doyurabiliyor? Yoksa bu öğrencilerin sanatla ilişkileri yok mu? Bu ciddi bir potansiyel...

Çok haklısın, bu benim de dert yandığım bir konu. Aslında burası festivaller ve etkinlikler kenti ve her biri tıklım tıklım. Kendine bir program çıkarsan haftanın 7 günü , her saat dolusun. Yetişemezsin hiçbirine. Ama güncel sanata gelince durum değişik... Etkinlik sayısı az ve güncel sanatın yalnızlığı her yerde aynı. Ankara Nev ve Siyah-Beyaz elbette öğrenciyle dolup taşmıyor ama direniyor. Sergiler öğrenci akınına uğramıyorsa, suçlu öğrenciler. İşte biz bu sergiyi getiriyoruz, atölyelerde bağırıyoruz güncel sanat, güncel sanat diye, bakalım kaç kişi gezecek? Mail kutum bu sergiden sonra neredeyse tıkandı, büyük bir çoğunluğu öğrenciler ‘Nihayet özlediğimiz sergi' diyor. Yapılması gereken, inatla güncel sanat etkinliklerine devam etmek ve bu milyonluk öğrenci potansiyeline bu virüsü aşılamak.

Ankara'dan dünyaya açılmanın sırrı nedir? Bunu nasıl başardığını düşünüyorsun? Yakın geçmişte işlerin, Milano, Frankfurt, İspanya ve Bulgaristan'daki sergilerde yer aldı. Aralık ayında da Lüksemburg'da bir sergide yer alacaksın.

Sadece çalışmak ve önce yapıt. Bir çok şey kendi liğinden oluyor; bir bakıyorsun bir sergi daveti, güzel bir davetse seviniyorsun tabii ki. Ama yapıp ettiklerimi paylaştığım ve iletişimimi her zaman sıcak tuttuğum, saygı duyduğum kişiler var. Onlar senin heyecanına ortak oluyor, olumlu olumsuz fikirlerini iletiyor, sonunda dayanışma, doğru bir platformda kendini gösteriyor.

Merkezden uzak olmanın, yani İstanbul'dan, avantajı var mı? Belli eğilimlerden, modalardan uzak kalmak gibi?

Evet var. Güzel tarafı ömrün yollarda geçmiyor burada. İstanbul'daki klikler ve anlamsız münakaşalardan uzaksın, kafan yerinde. Yüzde yüz işine odaklanıyorsun, sadece kendinlesin. Kötü tarafı, burada olduğun için unutulabilirsin de. Buradan uluslararası platformlara geçmek çok meşakkatli bir iştir. Burası küratörlerin uğrak yeri değildir. Elindeki projeye göre teması ya İstanbul ya da yurt dışındakilerle kurman gerekebilir. Gözden ırak, gönülden ırak hesabı, İstanbul'da olmak istediğin sergilerde olamayabilirsin ama yine dönüp kendi içine kapandığında o kadar yoğun bir iş çıkarırsın ki, bu her şeye değer.. Ben hep Seneca'nın şu sözüne sığınıyorum: Sana yapılan bir haksızlığı hak etmedinse utanmak yapana düşer.

‘Söz-Masal; Karmaşık Anlatılar: Farklı Noktalardan Bir Video Geçidi' adlı uluslararası sergi 25 Kasım-5 Ocak arasında Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi'nde görülebilir.

Sanat
Takvim
<<Nisan 2024>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30          
Sanat Haberleri Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.