Sanat

Figürlerim dipsiz kuyudan çıktı

Tarih: 24 Kasım 2008 Kaynak: Akşam Yazan: Ekin Türkantos
Ressam Mehmet Uygun, 1989 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun olduktan sonra 1991'de Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı'nda yüksek lisansını tamamladı. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalıştı ve 1 yıl New York'ta kalarak sergilere katıldı. 1995'te girdiği Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde 9 yıl araştırma görevlisi olarak çalıştı. Üniversitedeki görevinden ayrıldığından beri İstanbul'da çalışmalarını sürdüren Uygun, pek çok sergide yer aldı bugüne kadar. Ancak sanatçının yeni sergisi hayli enteresan. Özellikle ‘19 Kasım' adlı tablosu ile pek çok konunun altını çiziyor Uygun. Asal sayılar ve onların katları ile yarattığı tabloda, kutsal kitapların doğru yorumlanmadığını, bu yüzden insanlığın çok az yol kat ettiğini ileri sürüyor.

Üç büyük semavi dini anlattığınız esere ‘19 Kasım' demenizin nedeni nedir?

19 Kasım 1963'te Türkiye'de doğdum. Kamyondaki plaka bunu anlatıyor.

Üç dinin ortak sırrının bu eserin içinde olduğunu söylüyorsunuz. Bu tam olarak ne demek?

Bir mekan düşünün, o güzel görüntüsü ile İstanbul, bir kamyon düşünün armasında çarmıha gerilmiş İsa figürü. Kamyon enerjisini Güneş'ten alıyor. Farları ve Güneş arasında bir ilişki var. Üçgen bir ilişki. Aslında bu resim iç içe geçmiş üçgenlerden oluşuyor. Yukarı bakan, aşağı bakan üçgenler. Bildiğimiz 6 köşeli Davut Yıldızı, üst şuuru ve alt şuuru yani insanı anlatıyor. Kamyondaki 7 kişiyi katları ile de düşünebilmeliyiz. 14, 21, 28 gibi... Kamyon ise insanın hayatını kolaylaştıran teknoloji. Teknolojiyi bugünkü hakim sistem olarak düşünün. Tamponda 4 tane, 2 de gizlenmiş toplam 6 şeytan-cin karışımı figürün yersel enerjiyle ilişkisi var. Yani dünyaya özgü elementlerde var olan enerji. Sonra kanatlı figürleri göksel enerji gibi düşünebiliriz; melekler. Resimdeki sayıları 19. 19'u katlarıyla düşünelim 38, 57, 76 gibi. Resimde bütün figürlerin toplamı 38'dir. 38, 19'un 2 katıdır ve yolun yarısıdır. Tamamı 76'dır. Peki, nedir 76? 19'un 4 katı. Bütün dinlerin Mesih diye beklediği kişinin dünyadaki yaşayacağı ömür olabilir mi? Bu da derin açıklanması gereken bir konu.

Siz kainattaki sistemin 7 ve katları ile ifade edildiğini söylüyorsunuz. Bu matematiksel ilişki nasıl ortaya çıktı?

Kullandığımız miladi takvim İsa'nın doğumundan itibaren kullandığımız takvimdir. Ve Güneş'e göre ölçülendirilmiştir. Muhammed, Ay'ın evresini tamamlamasını bekledikten sonra hicret etmiş ve Ay'a göre bir takvim başlatmıştır. Bunlar hep matematiksel tavırlardır. Nedeni kainat gerçeğinin ritmine uymaktır. Yani bir anlamda iman etmektir. Kainatın ritminde 7 ve 19 asal sayılarının önemi büyüktür. Ay, 28 günde evresini tamamlar. Gezegenler 19 yılda bir dizilir. Büyük diziliş 38 yılda gerçekleşir. Kuyruklu yıldız 76 yılda evresini tamamlar. Kadınların hamilelik süresi tam 280 gündür. Atmosferde 7 katman vardır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu sayılar 7 ve 19'un katlarıdır. Güneş ve Ay'ın ilişkisini bilirseniz 7 ve 19'un ilişkisini bilebilirsiniz. Bu ilişkiyi bildiğinizde ise geçmişi ve geleceği daha iyi anlayabilirsiniz. Eğer 7 ve katları üzerine kurulmuş bir medeniyeti dönüştürmek isterseniz 19 ve katlarını kullanmanız gerekir. Bir anahtar gibi. İkiz Kuleler'e 19 teröristin saldırısı bunun ipuçlarını taşır. 19 Mart'ta Irak işgali bunun ipuçlarını taşıyor. Neden Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. Bütün bunları bilirseniz nedenlerini de bilirsiniz.

Bu konulara ilgili misinizdir, yoksa resmi yaparken kendiliğinden bu alanda bir çalışma yapmaya mı başladınız?

Çocukluğum anneannemle dedemin Haliç'teki evlerinde geçti. Evin bodrum katında bir kuyu vardı. Onu dipsiz kuyu gibi düşünürdüm. İnsanlar farklı mizaçlarda dünyaya gelirler. Farklı derinlikleri vardır. Yani kuyulara benzerler. Kimi derin, kimi az derindir. Ve hayatlarını buna göre yaşarlar. Bu insanların tercihidir. Bazı insanlarda dipsiz kuyuya benzerler. Herhalde ben o dipsiz kuyuya bakarken içine düştüm. Dibini görmeye çalışırken kendi içimdeki kuyuyu gördüm. Figürlerim o kuyudan çıktı. Kendime özgü tekniği, orijinal olabilmeyi, kainatın matematiğini, kutsal metinleri öğrettiler. Resimlerimi 7 seansta yapmaya başladım, kompozisyonlarımda üçgen kullandım, asal sayılarda ritm ve ahenk aradım hâlâ da arıyorum.

Biraz kendinizi, yaşama ve sanata bakışınızı anlatır mısınız?

Beynimin iki tarafını kullanarak resim yapıyorum. Sanatta orijinalliği önemsiyorum. Orijinallik, biricik olmak, tek olmak, başkasına benzetilmemek... Geçtiğimiz günlerde şair, eleştirmen Gülseli İnal bana "Sen bir ultraistsin" (müfrit, aşırı) dedi. Hoşuma gitti. Çünkü plastik sanatlarda ilk kez bu kavram kullanıldı. Bunun ilk temsilcisi olmak İstanbul'dan bir ultraist akımın ve düşüncenin başlaması heyecan verici. Umarım bu hareket büyür.

Sanat
Takvim
<<Nisan 2024>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30          
Sanat Haberleri Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.