Fransız fotoğraf sanatçıları Thérèse ve eşi Gérard Valck'ın ‘Güneydoğu Anadolu'dan Fotoğraflar' sergisi Sultanahmet'te bulunan Kirkit Seyahat'in Sanat Galerisi'de görülebilir. Fransa'da 14 sergi açan çift, Türkiye'de ilk kez sergi açıyorlar. Gülşen Çandar fotoğraf sanatçıları ile söyleşti:

Sergi konseptiniz için Güneydoğu'yu seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Seyahat tutkunuyuz. En favori ülkemiz 1998'den beri çeşitli aralıklarla ziyaret ettiğimiz Türkiye oldu. Güneydoğu Anadolu bizim için muhteşemdi. Pek çok farklı kültürün yan yana gelmesi bölgenin dokusunu iç içe geçirmiş ve fotoğraf için çok farklı bakış açıları sunabiliyordu. En çok insanları, günlük yaşantısı içinde keşfetmek güzeldi. Karşılıklı sempatik ilişkiler ve hatta bazen duygusal karşılaşmalar bizi etkiledi. Biz de Türkiye ile ilgili çok güzel, dopdolu anılar var biriktirdik. Fotoğraf sergilerimizle, büyük ve güzel ülke Türkiye'yi tanımayanlara özellikle Güneydoğu Anadolu'yu tanıtmayı amaçlıyoruz. Bu yüzden pek çok farklı etkinliğe katıldık. Örneğin; http://saisonturque.canalblog.com'da İstanbul ile Türkiye'yi tanıttık.

http://istanbulenphotos.canalblog.com sitesinde ise, büyük bir görev olarak üstlendiğimiz, Türkiye'nin tanıtımını devam ettiriyoruz. Daha önce Paris'te (Türkiye Turizm Ofisi), Nancy'de ve ayrıca ‘ Fransa'da Türkiye Mevsimi' çerçevesinde La Rochelle, Limoges ve Dreux de Türkiye konulu fotoğrafları sergiledik.

İstanbul serüveniniz nasıl başladı? Genelde insanlar turist olarak geliyor ve gidiyorlar bu şehre. Ancak sizin ki bir yaşama dönüşmüş. Bunun sebepleri neler?
İstanbul'a ilk kez 1974 yılında geldim. Daha sonra, eşimle, 1976 ve 1987 yıllarında, birkaç kez geldik. Türkiye'ye ve İstanbul'a olan tutkumuz ve sevgimiz 1998 yılında başladı. Bu yıldan itibaren İstanbul'a çokça gelmeye başladık. Bu şehir bizim şehrimiz oldu, her seferinde yeni kişilerle tanıştık. İstanbullu olduk diyebiliriz. Bu ülkeye olan tutkumuz ile fotoğraf birleşti ve 2000 yılından sonra İstanbul konulu bir sergi yapmaya karar verdik. 2002 yılında Türkiye'nin Avrupa Birliğine adaylığı çerçevesinde, Avrupa Kaynakları (Avrupa Danışma Merkezi)' ne İstanbul fotoğrafları sergisi yapmak istediğimizi bildirdik, Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçiliği de destek oldu. " İstanbul kontrast ve içten şehir" isimli sergimiz Paris La Défense da düzenlendi. Bu sergi ile şehrin birçok semtlerinde gezintiye çıkılmış oldu. Bir dili bilmediğimiz zaman, fotoğraf anlaşmanıza yardımcı oluyor. Bizim dilimizi konuşan ve Fransızca öğrenmek isteyen Türkiyeli insanlarla tanıştığımız için çok şanslıyız. Tabi, sadece İstanbul değil, Türkiye'nin dört köşesinden de dostlarımız oldu. Fransa'da devam eden ‘Türkiye Mevsimi' vesilesiyle, İstanbul ile ilgili bir blog diaporamas oluşturduk. Fransızlara Türkiye'ye gitme isteği vermek için Türkiye sezonu çerçevesinde, diğer düzenlenen sergiler için de aktif olarak çalıştık.

Türkiye'deki fotoğraf sanatçılarından tanıdıklarınız var mı?
Gérard: Evet, Ara Güler, Osep Minasoğlu, Lütfi Özgünaydın, Halim Kulaksız ile tanışmaktan büyük zevk duyduk. Fotoğraf konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak, fotoğraf üzerine ve özellikle Türkiye'nin kültürel yapısı üzerine sohbetler bizi de geliştirdi. Bu sayede konumuza bir yabancı gözüyle değil de, içeriden, içinde bulunduğumuz kültürü tanıyarak yaklaştık ve bu şekilde proje üretmeye başladık.

Kültür ve Zenginlik
Peki son serginiz ‘Güneydoğu Anadolu'dan Fotoğraflar'ı düzenlemekteki amacınız neydi?
Thérése: Gérard ile seyahat ve fotoğraf tutkunuyuz, Malta, Tunus, Belçika, Almanya, Bulgaristan gibi birçok ülkeye gittik. 1998 yılında İstanbul'a aşık olduk ve her sene dört kez Türkiye'ye geliyoruz; İstanbul büyüleyici, bu şehre uzun süre gelmediğimiz zaman özlüyoruz. Türkiye'nin diğer bölgelerini de gezdik ama bizi bağlayan yer İstanbul. Buradan Türkiye'nin her yerine gidiyoruz.

Seyahatimiz dönüşü fotoğraflarımızı çocuklarımıza ve arkadaşlarımıza gösterdik, bizi sergi yapmaya teşvik ederek, cesaretlendirdiler. 2003 yılında sergi açmaya karar verdik, amacımız Türkiye'yi gerçek yönüyle tanıtmak. Fransa'da Türkiye'ye önyargıyla bakılıyor. Bizim için Türkiye'den bahsetmek ve sergimize gelenlerin sorularına cevap vermek bir zevk. Onlara, Türkiye'deki yaşantının çokkültürlü ve samimi atmosferinden bahsediyoruz; aslında hiç de ideolojilerin dayattığı gibi tehlikeli bir ortam olmadığını, insanların birbirleriyle farklı dilleri konuşabildiği, kültürel alışverişte bulunabildiği bir ülkenin fotoğraflarını sunuyoruz.

İlk sergimizi, 2003 yılında Paris'de açtık. O da Ermeni asıllı bir Fransız'ın aracılığıyla oldu. Sergi açılışına yaklaşık 200 kişi gelmişti. Türkiye'yi çok seven Portekiz Büyükelçisi ve T.C Paris Büyükelçiliği yetkilileri olmak üzere, 15 kadar yabancı Büyükelçilik görevlisi sergiye katılmıştı. Daha sonra birçok sergi düzenledik. Sergimizi gezen kişilerin "bize Türkiye'ye gitme isteği veriyorsunuz" deyişleri ile amacımıza erişmiş olduk

Serginizi Kirkit Galeri'de düzenlemenizin özel bir nedeni var mı?
Her gün galerideyiz. Tanışmak için fotoğrafseverleri bekliyoruz. İzleyicilerin düşünceleri eşim ve benim için çok önemli. Fransızca-Türkçe yayınlanan ‘Aujourd'hui la Turquie ‘ çıkaran yazıişleri müdürü Dr. Mireille Sagege, Galata Gazetesi'ni çıkaran İsmail Cem Özkan ve İstanbul'da yaşayan en eski stüdyo ile set fotoğrafçılarından Osep Minasoğlu açılışta aramızda oldular. ‘Kirkit Galeri'ye gelmeyi düşünen konuklar, galerinin cam tabanında yer alan mozaik kalıntıları üzerinde yürüyerek, alt katta bulunan Meryem Ana ile İsa resimlerinin ve sarnıcın yer aldığı Bizans Dönemi'nden Maria de Hodegatria Kilise'sini görecekler ve bizim gibi çok şaşıracaklar. Nasıl mutlu olmayalım, tarihi soluyor ve yaşıyoruz. Üst katta modern dünyada, alt katta geçmiş uygarlıktayız.

Not: ‘Güneydoğu Anadolu'dan Fotoğraflar' sergisi 25 Şubat 2010'a kadar görülebilir.