Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri, kendi duygu ve düşüncelerinden yola çıkarak 130 sandalyeden oluşan Aynılaş-ma Farklılaş-ma başlıklı bir sergi düzenledi. Açılışı 21 Mart'ta gerçekleşen sergi 3 Nisan'a kadar devam edecek. Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü ikinci sınıf öğrencileri, kendi duygu ve düşüncelerinden yola çıkarak 130 tane sandalye tasarladı. Yaratıcılıklarını ortaya koyan öğrenciler sandalyeye farklı bakmanın örneklerini oluşturdu.
Sandalyeler tasarım bölümü öğrencilerinin elinde çeşitli malzemelerle giydirildi. Bazı öğrenciler yaşamlarında önemli olan olayları tasarımlarına yansıttı. Proje, öğretim görevlisi Mehmet Özen koordinatörlüğünde ve temel tasarım dersi kapsamında gerçekleştirildi. Mehmet Özen, bu çalışma ile amaçlarının öğrenciye, nesnelere farklı bakma yeteneği kazandırma, bunu ifade etme ve hayata geçirme becerisi kazandırmak olduğunu söylüyor.
Öğrenci çalışmalarında; okey taşları, musluk, sakız, alüminyum folyo, bisiklet lastiği, kaktüs, yara bandı gibi çeşitli malzemeler kullanıldı. Afiş tasarımı, davetiyeler, fotoğraf çekimi dahil bütün iş takibini öğrenciler üstlendi. Altmışbeş öğrencinin yer aldığı ve iki ayda tamamlanan çalışma, üniversitenin Maltepe'deki Marmara Eğitim Köyü'nde 3 Nisan'a kadar sanatseverler tarafından izlenebilecek.
Sandalyeler ve hikayeleri
Cüneyt Diktaş / Koşan adam - "Sektördeki rekabeti yansıttım"
Hocamız derste sınır tanımamamızı söyledi. Ben de hayata bakış açımı sandalyeye yansıttım. Okuduğum bölüm bizi rekabet ve koşuşturmaya yönlendirecek. Ben de iletişim sektöründeki rekabeti ve koşuşturmacayı projemde yansıtmak istedim.
Açelya Özsevim / Çok amaçlı sandalye - "Hareket kazandırdım"
Sabit bir sandalyeyi hareket edebilen, etrafını kontrol edebilen hale getirdim. Sandalyenin özelliklerine bakacak olursanız; duş alınabiliyor, el yıkanabiliyor, oturduğunuz yerden su ile yapılan tüm aktiviteler yapılabiliyor.
Artun Kaya / Deşarj sandalyesi - "Yaşadıklarımı anlattım"
Bu projede hayatımdaki birçok duyguyu yaşatmaya çalıştım. Hayatta insanların başına her şey gelebilir. Hayatın size yaşattığı olumsuzluklarla savaşmanın en iyi yolu, duygu ve düşüncelerinizi sanatla birleştirebilmek. Ben de sandalyemde bunu göstermek istedim. Ben aslında müzikle uğraşıyorum, yaşadıklarımı besteleyerek anlatmayı seviyorum. Bu projede yaşadıklarımı bir madde ile anlattım bu benim için yeni bir deneyim oldu, hocama teşekkür ediyorum.
Meltem Şahin / Kukla sandalye - "Sandalye ama işlevsiz"
Dört ayak üstünde durabilen herşey yeni bir sandalye tasarımı olabilirdi. Amacım bu düzeni değiştirmekti. Görünüşte sandalye ama işlevini yerine getirmeyen bir tasarım düşündüm. Yani sandalyeyi hareketlendirmek istedim. Amacım sandalyenin kurallı yapısını bozup daha oynak ve daha güvensiz bir hale sokmaktı. Yani kendim sandalyeyi istediğim şekilde yönlendirebilecektim.
Murat Özdemir / Okey taşları sandalyesi - "Kahvehane kültürünü vurguladım"
Kahvehane kültüründe okey oynayan kişilerin oturduğu sabit sandalyeler vardır. Bu sandalyeler oynayan kişilerle özdeşleşir. Özdeşleştiği sandalyede oturmaktan haz duyan kişiler için bu konuyu vurgulamak ve sandalyemi okey taşlarından yapmak istedim.
Ebru Aktan / Mezar taşlı sandalye - "Yaşamı ölümsüz kılmak istedim"
Tamamen şehir haritasıyla kaplanan sandalyem ile şehirde yaşanan yol, trafik ve kaybolma gibi sorunları yansıtmak istedim. İkinci bir tasarımım daha var, arkası mezartaşı şeklinde. Bu çalışma ile insanın eninde sonunda gideceği yer olan mezarı, toprağı hatırlatmak istedim. Ölüm gerçeğini, bir sandalyeye sırtımızı yasladığımızdaki rahatlama alanıyla ilişkilendirdim. Yaşamı ölümsüz kıldırmak istedim.