proje 4L'de yaptıklarınızı
hayranlıkla izliyorum. proje 4L'de çalışmak için ne yapmalıyım?
odtü kentsel tasarımda master yapıyorum ve son dönemim. ayrıca fotoğrafçılık
ve web tasarımıyla da ilgileniyorum.
prosedür hakkında bilgi verirseniz sevinirim...
Çok teşekkürler, biz de etkinlikleri belli bir düzeyin altina düsürmemeye çalisiyoruz. Su anda kosullarimiz belli dönemlerde "internship" yapmaya müsait. Tek yapmaniz gereken bizi aramanz. "Internship" için en önemli nokta süreklilik ve en azindan 4 hafta birlikte olmak.
Açıkçası çalışmalrınızı
çok yakından takip etmiyorum, ancak ben birinci sınıftayken Taskısla 'da
konferans tadında bir iş yapmıştınız , Arda Beylerin davetlisi olarak sanırım,
elinizde kocaman bir sopa iki saat delta tasvirleri falan gosterip
durmustunuz.Herneyse bir de o zaman proje4L yoktu sanırım ama "yapacagız
ve ozellikle de Gultepe'de" olacagının ustune bastırıp "sanat'ı
halk'a goturmek gib"i garip bir felsefeyle de bunu bagdastırmıstınız."Binayı
Levent' degıl de Gultepe halkına yoneltecegiz" demistiniz.
Merak ediyorum Gultepe halkı size yoneldi mi acaba?
Bir de sizce neden Diyalog'a davet edildiniz?
Saygılarımla
Gokhan
Bakin, bir soru soracaksaniz öncelilkle ev ödenizi yapmaniz gerekiyor, lisaniniza da dikkat ederseniz sevinirim. Vasif
Merhaba Vasıf Bey,
Küratörlüğün tanımını yapabilir misiniz? Sanat eserlerini izlemek için
küratörlere ihtiyaç nasıl neden doğdu? Nasıl böyle bir meslek alanı oluştu?
Teşekkürler...
Merhaba, küratörlük en basit biçimi ile sergi yapimciligi ve bu müessese, aracilik, seçicilik, ve her türlü biçimiyle çok ama çok uzun zamandir var. Beni heyecanlandiran ön örnekler ise aslen, sanatçilar tarafindan düzenlenen ve sanatçilarin düzenleyici oldugu sergilerdi. Örnegin Duchamp`in 1938 sürrealizm sergisi ki o serginin katalogunda "üretici-hakem" diye adi geçmekteydi, ardindan 1942 First Papers of Surrealism projesi, Gene Art of This Century galerisinde Frederick Kiesler sergileri, mesela Kiesler bir mimardi. Tabi, bunlar bir nevi ilk örnekler. Kisaca, böyle bir alan, yani aracilik (izleyici ile is arasinda), seçicilik (biçak vazifesi), emicilik (sünger)… Belli bir durumu, dönemi, ruhu tarif etmek için bunlarin tümüne gerek var. Bunu yapana küratör deniyor, ancak küratör bir mimar, bir sanat küratörü, bir sanatçi, bir düsünür, bir grup çalisması, bunlarin hepsi olabilir.
1.arkitera diyalog'daki
tanitim fotografindan hareketle:
uzerinizdeki nike,
a.orjinaldir, uzakdogu sweatshoplarinda uretilmistir.
b.orjinaldir, turkiye'de ihrac fazlasidir.
c.taklittir, pazardan alinmistir.
d.yok efendim, soyledir: ___________________________________.
2.yaptiginiz isin, dolayisiyla guncel/cagdas sanatin, modern-yalniz kentliler
ve otekiler uzerinde paranoyaklik seviyesi bakimindan nasil etkileri
oldugunu dusunuyorsunuz?
3.tesekkurler.
Nike? bilemiyorum, birilerinin reklamini yapiyor olmaktan utaniyorum kimi zaman, hele hele Nike! Ikinci soruyu benim anlayabilecegim bir sekle sokmaniz mümkün mü? Tam da çözemedim problem benden kaynaklaniyor.
belki bu benim bir
fantazimdir, yine de yalniz-modern bir insan prototipi oldugunu dusunuyorum. (en
azindan "lafebesi & partners" sonrasi!) benim sordugum nike sorusu
,aslinda beni ilgilendirmemesi gerekebilecek, tanimadigim insana sordugum bir
soru. ben bu soruyu niye sorabiliyorum ki? adim guya belli degil diye mi?
tamam daha acik oluyorum: guncel sanat ne yone kacarsa kacsin, "sanki her
seyin altinda baska bir sey vardir, amanin dikkat edin" gibi bir yan gorev
edinmis gibi bir izlenime sahibim.
ne dusunuyorsunuz?
yani giz plaza'nin dogusunda ki caddede, ve batisindaki alandakiler ve
aradakiler de boyle dusunuyor olabilir mi?
sasirtici bicimde pek acik olmadi galiba, yine de tesekkurler...
Görünenin ötesinde,
ardinda baska bir sey oldugu süphesi ideolojiyi seffaflastirmanin bir yolu.
Kuskusuz bununla ilgiliyim, sanatcilarda ilgili, bu yolla dünyaya yeni bir
bilgi, yeni bir soru getirmek mümkün. Sanat bir tür bilgi bicimi, eserlerin
ontolojik statüs?ü var.
Giz Plaza kentin en sert kirilma noktalarindan birinde, bunu gözardi etmemek
gerekiyor ki kimi zaman etmiyoruz. Dalan`in kenti "küresellestirme"
biciminin sonucunu yasiyoruz, Plaza`nin oturdugu sokaktaki binalarin %90i son 4
yildaa yapilmis, oralari daha önce fabrika ve bu fabrikalar hemen ardimizdaki
mahallelerden besleniyor, Gültepe kentin ilk gecekondu mahallelerinden beri, kökleri
1950lerin basina dayaniyor. Öte yandan, Levent ve 4 Levent gibi modern ütopyanin,
yapilir yapilmaz çürütülmüs örnekleri var. Bu uzun bir konu.
bu ek soru:
tdk'nin onayladigi ya da icat ettigi "kurator" karsiligi OZturkce
kelime var midir?
küratör latince kökenli ve tarih içinde iyilestirici rahibelerden tutun da sergi yapimcilarina kadar her türlü anlami tasimis. Hasan Bülent Kahraman "kayyum" diyor, ama bu yetersiz çünkü olasi tariflerinden sadece birisine hitap ediyor. Dogrusunu istersen bu kelimeyle ne yapacagimizi ben de bilemiyorum.
Vasıf Bey,
İstanbul'da bir çağdaş sanat müzesi olmaması konusundaki görüşlerinizi
merak ediyorum.
Çağdaş sanat müzemizin olmayışında sorun müze mekanı mı, müzeyi
dolduracak eserler mi, müzeyi işletebilmek mi, müzeyi ziyaret edecek kitle
mi?
Metin Hepgüler, Park Otelin yerine inşa edilecek Shereton Oteli'ni
projelendirirken, inşaat alanı içinde büyük bir alanı sanat müzesi için
ayırmış. Projeden örnekler için burayı tıklayabilirsiniz
Projede ana binanın dışında kalan üçgen formundaki kütle sanat müzesi
olarak düşünülmüş. Size sorum, müze için mekan yaratmak tüm oluşumun
ne kadarını kapsıyor?
Teşekkürler
Müze olunca ziyaret eden olacaktir, çünkü izleyici insaatin en can alici parçasi, yoksa gerisi duvar, taban bir de tavandan ibaret kalir. Bu konu, mekan + eser + isletme kiskacinda bogulmamali. Bu konular asil gerekli olan sorulari unutturuyor. Baska bir yerde 150 yil önce yapilmis müzelerin ideolojisinde müze olusturmanin zaten anlami yok. Buraya göre, burasi için bir müze nedir, ne olabilir, kendi müzeniz nasil olur? Dönemlere ayrilmasi gerek midir? Anlatilari nedir, neler olabilir? Bir müze düsünüyorsaniz, konuyu, ihtiyaci ve vizyonu her anlami ile netlestirmeden önce mimarlari angaje etmek dogru degil.
vasıf bey,
küratörlüğü biraz açar mısınız;
küratör kimdir,
formel ve enformel nasıl yetişir,
vasıfları genel olarak nelerdir,
bir şekilde gerekli formasyonu almış herkes küratör olabilir mi
yoksa akademik anlamda egitim almış ve bu ünvanı(?)
kazanmış mı olması gerekir?
ve son olarak daha özel bir soru;küratör vasıf kortun gündelik
hayatta nelerden beslenir?
teşekkürler..
1980lerin sonundan beri küratörlük
gündemde. Bir yandan akademik öte yandan da gayriresmi okular var. Bunlar yeni
bir disiplin olarak, sanat tarihi yerine sergilerin tarihini ögretmekten tutun,
müzecilik ile sanat tarihçiligi arasindaki köprüyü kurmaya kadar çesitli
alanlara egiliyorlar. Yeni izleyicilerin ihtiyaçlari nedir? Örnegin bu da
egitimin bir parçasi olabilir. Küratörlük egitimi mecburi bir mesele degil.
Vizyon sahibi olmak çok daha önemli, vizyon denilen sey ise pek az küratörde
var.
Özel soruya cevap, öncelikle sanatçıiardan, is arkadaslarimdan (ki is
arkadasi disinda arkadasim neredeyse hiç yok), sokaktan ve nadiren de
kitaplardan besleniyorum. 3. Bienali yaparken serginin plani tümüyle Orhan
Pamuk`un Kara Kitap`i üzerine kuruluydu örnegin.
Son iki İstanbul Bienali
hakkında ne düşünüyorsunuz? Eserlerin yanlarındaki A4 kağıtlardaki açıklamalar
olmadan sizce sanatçıların çoğu kendilerini neden anlatamadılar? Neden
enstalasyonlarda çoğu ziyaretçinin dudak büktüğünü ya da anlamadıkları
halde bunu çaktırmaz bir tavırla gezdiklerini görüyoruz?
Enstalasyonlar bir iletişim oyunu haline dönüştü son zamanlarda. Sanatçı
bir şeyler demek istiyor ama ne kendisi ne demek istediği şey ortada yok. İzleyici
ise anlamak için çabalıyor, ya da anlarmış gibi yapıyor ama aslında
"acaba ne demek istemiş" sorusu ile oradan ayrılan biri oluyor!..
Son 2 Istanbul Bienali benim
için hayal kirikligi oldu. Bienal Istanbul için olaganüstü önemli. Türkiye`nin
tüm kültür alanlarindaki yegane uluslararasi etkinligi, dünyanin ilk 5
bienalinden beri. Ancak çok küçük bütçelerle bu is yapiliyor (Venedik 15
Milyon USD, Istanbul 1.5 Milyon USD) ve egitim programlarina bütçe ayrilamiyor
ve enformatik zayif.
Her sanat eserini herkes anlayacaksiniz ya da anlamak zorundasiniz diye bir
kural yok, hele hele herkesin ayni seyi anlamasini talep etmek kadar korkutucu
bir olay olamaz. Ancak, is talep ediyorsa belli ipuçlarini vermek, bu
sorumlulugu üstlenmek zorundayiz. Ayrica, sanat anlamakla kusatilan o sekilde
"anlasilarak" indirgeyebileceginiz bir sey degil, izleyiciyi buna
alistirmak gerekiyor. Anlasma izleyici ile is arasindaki mesafede somutlaniyor,
iki taraf da birseylerden vazgecmek zorunda.
merhaba Vasıf bey,
Ben Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümü son sınıf öğrencisiyim.Buaralar
'Kadın nesne/imgesi' üzerinde çalışıyorum.Çalışmalarımı size göstermek
ve yorumlarınızı öğrenmek istiyorum.Size ulaşabileceğim bir email
adresinizi öğrenebilirsem sevinirim.Ayrıca 4L de sergi çalışması
yapabilmem için neler gerekli bunlarıda öğrenebilirsem sevinirim.
Teşekkürler.
Merhaba,
Türkiye'deki sanat izleyicisinin profilinin nasıl olduğunu düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim
Genel profili bilmiyorum. Kendi izleyici profilimi ise oldukça iyi taniyorum. Mesela ziyaretcilerin % 37 si 1980 ve ustu dogumlu; % 32 si 1960 + dogumlu; % 66si lisans, % 29 'u lisansustu egitim almis. Daha da detaylandirabilirim. Diyeceksiniz ki bu profil Türkiye profilini yansitmiyor ve haklisiniz. Bu konuda ben henüz, acik söyleyeyim, çok basarisizim. 1.5 yildir belli fonlarin pesindeyim, bu fonlar akmaya basladiginda profili yenilemek ve yeni izleyiciyi angaje etmeye calisacagiz, özellikle üzerinde durdugum izleyici, anneler ve çocuklari, orta-alti siniflar ve örnegin Proje4L için Gültepe ve çevresi. Platform`a her kesimden izleyici geliyor, orada bir izleyici sorunu yok, izleyici fazlasi var. Gec saatlere kadar acigiz, sehirde sürekli program yapan gec saatlere kadar acik yegane kurumlar.
Merhabalar,
Günlük gazetelerin kültür-sanat sayfalarına yeterli önem verdiklerini düşünüyor
musunuz? Ne derece ciddiye alınıyor?
Teşekkürler.
Dünyanin her yerinde belli
gazeteler bu ise egilir digerleri de önemsemezler. Belli gazetelerde de güncel
sanat hakkinda en ipe sapa gelmez seyler yazilir. Buradaki durum, nitelikli
olanla olmayani ayni sayfada ardarda vermelerinden dogan tuhaf bir esdegerde
algilanma sorunu. Yazilanlar ise raportörlük havasinda.
Sürekli tekrarladigim bir hikaye var, Amerika`da çalisirken New York Times`in
yazari geldigi zaman ortalikta görünmezdik. Bu tamamen yazarin bagimsizligina
gösterilmesi gereken saygidan ötürü. Burada ise durum çok farkli, sanat
yazarina açip telefon edebiliyor, "benim hakkimda yaz"
diyebiliyorsunuz, kurumla yazarin isbirlikteligini muhakkak ki okur da
farkediyor ve yazilanlara güven duymuyordur. Güncel sanata olan güvensizlik
pekistirilmis oluyor. Bu ne bize ne de medyaya yariyor.
Bence Proje 4L Güncel Sanat
Merkezi, oldukça çağdaş bir iç mekana sahip olmasına rağmen, ana bina bu
çizgiden tamamen uzakta ve çok farklı bir imajı çağrıştırıyor.
Bu tür bir sanat merkezinin, günümüzün en sıradanlaşmış malzemelerini
(cam ve granit) kullanan sevimsiz bir yapıda yer alış nedenini merak
etmekteyim.
Eleştirim sadece mekan ilişkisi üzerine.
Başarılarınızın devamını dilerim...
Bize binadan kopuk bir annex, ek bina olarak düsünün. Öyleyizde. Bina ile müze mekanini iyiden iyiye birbirinden koparmak üzere tasarladik. Sunu da söylemeli, her iki ünitenin de mimari ayni.
Merhaba Vasıf Bey,
Sizce bir küratör/siz, sanatçıları örneğin bir bienale davet ederken, sanatçı-tema-mekan
ilişkisini nasıl kurar/kurarsınız?
Sanatçının sergilenen ürününde tema ne kadar bağlayıcıdır?
Başarılarınızın devamını dilerim.
Buna genel bir cevap vermesem
daha iyi.
Her sergi yeniden kesif, yeniden insa, yeniden iliskiler kurmayi istiyor. Ben
tema verip temaya göre eser ürettirenlerden degilim. Varolan bir enerjiyi,
arzuyu beli bir konumda ya da konumlar bütününde yeniden sunuyorum. Sergiden
sonra ya da önce, sergilenen eser müstakil hayatlarina dönüyor yeniden. Tema
baglayici degil, sadece genel bir izlek olusturulabilir, eserler arasi farkli
bir okuma yönlendirilebilir.
Yillar önce Ani/Bellek II: 50 Numara diye bir sergi yapmistik, Zonaro`nun stüdyosunda,
isler binanin tarihi izlegine göre yerlestirilmisti.
Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
Yurt disinda yaptigim isler, konferanslar, sergiler, danismanlik vesaire, burada aldigim danismanllik ücretleri. Benim aldigim ücretler su anda dünya ve Türkiye standartlarinin çok altinda, malumdur, hala kriz ortamindayiz ve bu ortamda is yapmak için özveride bulunmaniz gerekiyor. Kisacasi para pesinde degilim, bu bir arzu, bir ask, benim dünyayla olma biçimim, sevdigim isi yapiyorum, en önemlisi bu, bunu parayla ölçemem.
biraz önce proje 4l den bana
gelen mailde çağa sergisi kapsamında film gösterimi yapacağınızı öğrendim.
acaba kutluğ atamanın video çalışmaları ve filmlerini (karanlık sular ve
loladıbilikid i gösterebilirmisiniz. kutluğ atamanın tüm işlerini toplayan
bir sergi olabilir belki.
işlerinizi yakından takip ediyorum. özellikle proje 4l deki sergilenen işler
izleyiciyle iletişimleri ve içerikleri bakımından oldukça iyi.
teşekkürler.
Caga sergisi kapandi 3 ay önce. Caga`lar Proje4L`ye konferans ve gösterimler icin destek veriyor. Kutlug Ataman`in Peruk Takan Kadinlar`ini gectigimiz yil gösterdik. Sözünü ettigin diger iki is karanlik sular ve loladbilikid sinema isleri. Maalesef Kutlug Ataman`in isleri ciddi elektronik teknoloji, ses izolasyonu ve duvar yapimi gerektiriyor, özellikle toplu bir gösterim, ben yeniden Kutlug ile calismayi çok istiyorum ama bu biraz zaman alacak. Ama Kutlug`u yakinda Istanbul`da izleyecegiz, ayrica, islerinin tümünü, dökümantasyon bazinda, arastirmaci gibi, Platform`da izlemek mümkün