Kentin Gücü
Emel Kayın
İnsan mı kenti yönetir, yoksa kent mi insanı? Bu soruyu yanıtlayabilmek
hiç de kolay değildir. Kenti yönetmeye kalkışan insan onun karmaşık
mekanizmasını kavramaya çalışırken, kent de insanı yoğurur, biçimlendirir.
Kent güçlüdür; dinamiktir; büyüktür. Üzerinde egemenlik kurmak isteyen
insanla her zaman uzlaşmaz; onunla çatışır da...
Kentlerin tarihinde yaşatılmaya değer izler bırakan yöneticilerin
kimliklerine bakıldığında, onların kentin gerçekliğini farklı boyutlarıyla
anlamaya çalışan ve onun gücüne direnmek yerine bu kaynaktan yararlanma
yolunu benimseyen kişiler oldukları görülecektir. Hatta daha öznel bir değerlendirmede
kenti seven kişiler oldukları... İzmir'in Cumhuriyet döneminin başarılı
Belediye Başkanları arasına adını yazdıran Ahmet Piriştina'ya da böyle
bir konumu kazandıran temel özellik işte budur.
İzmir'in geçtiğimiz beş yılında yöneticiliğini üstlenen Ahmet Piriştina,
görevi süresince kentin sokaklarında dolaştı; insanlarıyla konuştu; kenti
fiziksel ve sosyal tüm dinamikleriyle anlamaya, yaşamaya çalıştı. Bilim
adamlarının, sanatçıların, aydınların; kent için çaba gösterenlerin,
kenti sevenlerin sözlerine kulak verdi. Yani İzmir kentinin gücünü
reddetmedi. Kenti biçimlendirmeye çalışırken, kentin de onu biçimlendirmesine
izin verdi.
|