reklam

17 Ocak 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

Türkiye'deki Ecyad Kaleleri

**Ecyad Kalesi yıkımıyla yükselen ''ulusal kültür bilincimizin'' hızı geçmeden, aynı bilinçten yıllardır ''yoksun'' kalan ülkemizdeki ''kültür kıyımı coğrafyasını" da Suudileri kınayanların dikkatine sunuyoruz... Kim bilir, belki bu duyarlılık geçici değil, nihayet ''kalıcı'' olur da tüm Türkiye'de yıllardır yaşanan ''Ecyad gerilimine'' artık bir son verilir...

Suudilerin Mekke'deki tarihi Ecyad Kalesi 'ni bir otel projesi uğruna yıkmaları karşısındaki ''ulusal tepkimizin düzeyi'' tarihe geçiyor... Yıllardır bu ülkenin kültürel mirasını koruma konusunda hep ''yalnız'' kalan ve hatta ''mağdur'' bile olan kesimlerin ise yüreğine su serpilmiş oluyor...

Bu talihsiz olayın belki de en ''hayırlı'' denebilecek etkisi, galiba Türkiye'deki ''benzer'' kültür katliamlarının nihayet ''anımsanmış'' olması...

Aynı katliamlara neden olanlar ve suskun kalanlar, şimdi ''Suudi gözyaşlarıyla'' adeta günahlarını da perdelemeye çalışırlarken çoğu yazar da ülkemizdeki kıyıma dikkat çekiyor. Duyarlı gazeteciler ise böylesi olayları örneklemek için uzmanlardan bilgi derlemeye çalışıyor... Peki, gerçekten ''Türkiye'deki durum'' nedir?.. Bu sorunun yanıtına ait bir ''liste'' en kalın kitaplara bile sığmaz... Ancak yine de şöyle bir anımsamak için yurdun tüm bölgelerinden gözlemlerle genel bir ''durum değerlendirmesi'' yapmamız mümkün:

* DOĞU ANADOLU:

Sayısız kilise ve hatta ''Anadolu'daki ilk Türk camileri'' bakımsızlıktan yok oldu ve olmak üzere... Doğu Beyazıt 'taki gizemli İshak Paşa Sarayı 'nın yanı başındaki Osmanlı mirası Şafiler Camii ''hela'' olarak kullanılıyor...

Kars 'taki 12 Havariler Kilisesi için belediyenin ''kültür merkezi'' projesine ''Türkiye Cumhuriyeti memuru'' (!) bürokratlar engel oluyor... Erzurum 'da tarihi evler çok az kaldı; Sarıkamış 'taki ünlü Katerina Köşkü harap.

* GÜNEYDOĞU ANADOLU:

Politikacılar, dünyaca ünlü Mardin evlerini restore etmek yerine tarihi kent dokusuna ''Hilton Oteli'' öneriyorlar!.. Hemen tüm geçmiş kültürlerle birlikte ''İslam tarihinin'' de uygarlık başkentlerinden Hasankeyf baraj tehdidinden hâlâ kurtarılmadı... Diyarbakır Surları 'nın durumunu artık herkes bilirken Harran elden gidiyor; Gaziantep 'teki tarihi kent dokusuna ''solcu'' belediye bile sahip çıkmıyor. ''Harput'' diye bir güzellik kalmadı; ''GAP'' demek, ''kültürel yok oluş'' la özdeş hale geldi...

* DOĞU KARADENİZ:

Ahşap mimarinin mucizevi örnekleri ''Şavşat'' evleri bile apartmanlaşıyor; Trabzon 'da, Anadolu'nun kale ve surlarını ''ezecek'' şekilde tasarlanan ''uçan (!) yol'' projesini desteklemeyen siyasetçi ve yerel yönetici yok...

Gümüşhane 'nin tarihsel merkezi Süleymaniye Mahallesi ''terk edilmişliğin'' kurbanı... Her yönüyle çevre ve kültür düşmanı ''kıyı yolu'' inşaatı, önüne geleni ''yok ederek'' ilerliyor... Artvin 'den batıya doğru hemen tüm ''akarsu vadilerindeki'' doğal ve kültürel miras ise ya ''enerji projeleriyle'' ya da bu kıyı yolu için açılan ''taşocaklarıyla'' ortadan kaldırılıyor...

* ORTA VE BATI KARADENİZ:

Aynı kıyı dolgu ve tahribat yolunun katliamı sürüyor... Ordu 'da binlerce yıllık yaşam izlerini de barındıran ''Kurul Kayaları'' taşocaklarınca ''dinamitleniyor'' ... Tokat 'ta ünlü Yazmacılar Han bile gözden çıkarılırken yöredeki tarihi evlerden sökülen kapılar, tavanlar ''vali'' nin gözü önünde İstanbullu antikacılarına pazarlanıyor...

* ORTA ANADOLU VE AKDENİZ:

UNESCO listesindeki Divriği (Sıvas) Ulu Cami 'sini kurtarmak için sayısız proje var, ''para yok'' (!) deniyor... Kayseri 'deki Osmanlı dönemine ait ünlü taş konakları, Mollaoğlu 'nu ve diğerlerini sözde ''Osmanlı hayranı'' yerel yöneticiler yıktılar; soruşturma bile açılmadı... Selçuklu 'nun şaheseri Unat Hatun külliyesinin yanı başına, onu ''ezecek'' şekildeki dev otel kütlesini Başbakanımızın ''milliyetçi mimar başdanışmanı'' dikti; eleştiren yok...

Antakya 'nın dinler tarihinde bile yeri olan tarihsel kent dokusu, ''imar kuşatması'' altında kaderiyle baş başa bırakıldı... Adana 'da yerel yönetimin ''yeni Adana'' aşkı yüzünden tarihi Tepebağ 'a takındığı ''vefasız'' tutum, söylemde bitse bile uygulamada sürüyor. Kentin simgesi ''Taşköprü'' için bile hâlâ ''kurtarma parası'' bulunamıyor...

* MARMARA BÖLGESİ:

Assos ve çevresi, Karayolları'nın ''hız yolu'' inadıyla gözden çıkarılıyor; Çanakkale 'deki Fatih Sultan Mehmet 'in hatıraları olan Çimenlik ve Kilitbahir kalelerini ''altına alacak'' köprüden ''vazgeçtik'' diyen bir iktidar yetkilisi bulunamıyor. Edirne 'deki Osmanlı'nın başkent dönemini belgeleyen ''Sarayiçi'' ndeki yok olmuş mirası yeniden canlandırma projesinden yıllardır haber yok; Tekirdağ 'daki eski evler bile apartmanların arasında artık ''zor seçilir'' durumdalar. Bursa 'da kentsel peyzajı parçalayan gökdelenin tüm sözde yasal izinleri mahkemece iptal edilse bile ''kendisini'' iptal edecek ''Cumhuriyet yetkilisi'' bulunamıyor...

* ...YA İSTANBUL?..

''Dünya kenti'' İstanbulumuz için ise hangi birini söylemeli?.. Gazetelerde Suudileri protesto demeçleri sıralanırken Eminönü'ndeki "terk edilen'' tarihi evlerden biri daha çöktü ve içinde ''kaçak'' barınan aile, çocuklarını yitirdi... Bu eşsiz kültür mirasını ''korumayan'' imar anlayışını ve yerel yönetimdeki ''kamusal sorumsuzluğu'' hangimiz protesto ettik?.. Süleymaniye, Zeyrek, Fener, Balat, Galata ... Bütün buraları ''ihya etmek'' dururken kentin çevresindeki ormanları ve su havzalarını yağmalatarak ''imar görevini'' yerine getirenleri sorgulamayan bir toplumun Ecyad Kalesi'ne ağıt yakması da ''geçici bir duyarlılık gösterisi'' olarak gazete arşivlerine gömülecektir...
Cumhuriyet

Ocak 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog 2002'nin ikinci Gökhan Avcıoğlu  22 Ocak  2001'de Diyalog bölümümüze konuk oldu. 

Gökhan Avcıoğlu
Arkitera Forum'da bu buluşmayı  okumak için...

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz