Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün
yapımı yılan hikâyesine döndü
1994’te
hükümetin yatırım programına alınan köprü için 7 yıldır tek bir çivi
bile çakılmadı. Köprünün Alarko tarafından yapılmasına karar veren
devlet, daha sonra bu kararından vazgeçerek İspanya'dan kredi de bulan firmayı
zor durumda bıraktı.
Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün inşası yılan hikayesine döndü. 27 yıldır
yapımı konuşulan köprü, 1994’te hükümetin yatırım programına alındı.
Köprünün, yönetim kurulu başkanlığını Üzeyir Garih’in yaptığı
Alarko Holding tarafından “yap–işlet–devret” modeliyle yapılmasına
karar verildi. Fakat söz konusu firmaya 7 yıldır bürokratik engeller çıkartıldığı
için şimdiye kadar bir çivi bile çakılamadı. “Çanakkale’ye köprü”
söylemleri 1975 yılında konuşulmaya başlandı. Proje, 1994 yılına kadar
ciddi bir çalışma yapılmadan hep konuşuldu. 1994 yılında DYP–CHP hükümeti
zamanında, DYP Çanakkale Milletvekili Süleyman Ayhan, ilk ciddi adımı
atarak köprü projesinin yatırım programına alınmasını sağladı. Hükümetin
yatırım programına alınan projenin, “yap–işlet–devret” modeliyle inşa
edilmesi planlanıyordu. Acil olarak “yap–işlet–devret” yasası çıkartıldı.
Söz konusu yasa, düzenlenmesine rağmen, yasaya göre ihaleye giren başta İngiliz
Brown Beech olmak üzere 18 yabancı firma, köprüyü Karayolları’nın
projesi ile değil de kendi projeleri ile yapmak istedi. Bu arada dönemin
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Garih, köprüyü Karayolları’nın
projesiyle inşa etmeyi kabul etti. Her şey yolunda giderken, ANAP’lı
milletvekilleri köprüyü yürüten komisyona karşı ağır ithamlarda
bulununca proje yavaşlamaya başladı. Zamanın hükümeti muhalefetin seçim
çağrıları sonucunda erken seçime gidince, seçim telaşıyla bir çivi dahi
çakılmamış köprü inşaatı yine suya düştü. Meclis’te defalarca köprü
için konuşma yaptığını ifade eden zamanın Çanakkale Milletvekili Süleyman
Ayhan, bu sevdasının bitmediğini kaydederek, “Köprüyü yapanı alkışlayacağım.”
dedi. Köprünün Truva Örenyeri için kültür köprüsü olacağını ifade
eden Ayhan, “Çanakkale’ye köprü için her şeyimi feda ettim. Önümüze
çıkarmadıkları engel kalmadı. Böyle bir mega projeyi kim sonuçlandırırsa
onu alkışlayacağım. Bu köprü sadece geçiş için kullanılmayacak. Çanakkale
Boğaz Köprüsü’nün diğer adları da kültür köprüsü, ekonomi köprüsü
ve barış ve sevgi köprüsüdür. Köprünün takılmadığı engel yok. Başta
Çanakkale esnafı ve sivil toplum örgütleri bizim dünya çapındaki bu
projemizi engellediler.” şeklinde konuştu. Köprünün inşası sırasında
çevre kirlenmesine yol açılacağı ve doğal görüntüyü bozacağı endişesi
ile yapımını istemeyen mimarlardan İsmail Ertem, köprü projesinin hayata
geçmemesinin iyi olduğunu söyledi. Ertem, “Bu köprü çevreye zarar
verecektir. Doğal, tarihî ve kültürel değerlerimiz ile sosyal ve toplumsal
değerlerimiz, geri dönülmesi mümkün olmayan onarılmaz tahriplerle karşı
karşıya kalacaktır. Bu çerçevede söz konusu köprünün getireceği
yararlar, getireceği çevresel tahribatla karşılaştırıldığında endişe
verici tablolar ortaya çıkacaktır. Bu proje yeniden gözden geçirilmelidir.”
dedi.
Konuyla ilgili olarak Alarko Holding’den yapılan açıklamada, proje
ihalesini üstlenen Alarko Grubu’nun dış kaynaklı kredi bulmasına rağmen
köprü yapımına başlanamadığına dikkat çekildi. Buna göre, o dönemde
İspanyol şirketle 1 seneden fazla süren karşılıklı görüşmeler yapıldı.
Görüşmeleri ise 2001 Ağustos’unda menfur bir cinayete kurban giden Üzeyir
Garih yürüttü. Müzakereler sonunda 370 milyon dolar kredi sağlandı, köprünün
inşaatını İspanyol şirket ile Alarko Holding birlikte gerçekleştirecekti.
O sırada görevde bulunan Hazine bürokratları ise yeni bir ihale yapılmadan
söz konusu modelin uygulanmasına onay verilemeyeceğini açıkladı. “Çanakkale
Köprüsü ile ilgili kredi de bulduk. Devletin kasasından bir kuruş çıkmadan
yapılabilecek köprü bürokrasiye kurban edildi.” denilen Alarko açıklamasında,
bu durumun bürokrasinin sorumluluk yüklenmek istememesinden kaynaklandığı
vurgulandı. Aynı açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Alarko’nun ve
İspanyol ortağının büyük masrafları oldu. Bu da Ankara’daki bürokrasinin
hanesine menfi not olarak yazıldı.”
Zaman
|