'Yeni İzmir' tasarımları
Önceki akşam, Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Uluslararası
Kentsel Tasarım Yarışması'nı kazananların ödüllendirildiği tören öncesi,
bazı tasarımcılarla sohbet etme şansımız oldu. Ortak kaygı, kentin kimliğiydi
ve bu da bizim de yıllardan beri savunageldiğimiz düşüncelerle örtüşüyordu.
Mart ayının sonuna kadar Kültürpark'taki TOBB salonlarında sergilemesi sürecek
olan proje maketlerinde de kentin mutlaka korunması gereken tarihi silueti
dikkat çekiyordu ve bu da kentimizin gelişim anahtarının, tarihsel kimliği
ile bütünleşmesinden geçiyordu.
Birinci olan Jochen Brandi'nin görüşlerini, İzmirli mimar Arseli Gencer
aracılığı ile öğrenmek şansı bulduk. Brandi, 'Siz farkında değilsiniz
belki ama, kentinizin tam ortasında en az beş bin yaşında bir antik kent
sizinle birlikte yaşıyor' diyordu.
Dünyanın yakın geleceğinde tarih/kültür turizminin payı çok artacak.
Milli gelirin kişi başına 10 bin doları aştığı ülkelerin insanları önümüzdeki
sürecte sadece güneş ve kum peşinde koşmayacaklar. Öngörüler, turizmden
pay almak isteyen ülkelerin tarihsel kimliklerini daha çok öne çıkarıp, bu
kimlikleriyle daha çok turist çekebilecekleri yönünde. Buna karşın 2001 yılında
İzmir'e, Yunanlı gruplar dışında neredeyse hiç turist gelmediği düşünüldüğünde,
tasarımcıların Bayraklı'daki Smyrna eksenli gelişim planlarına katılmamak
elde değil.
Birinci olan projede yaya yollarının önemi açıkça ortaya çıkıyor,
tertemiz bir denizi kullanan yatlar ve yolcu gemilerinin kullandığı yeni bir
liman görülüyor. Bir başka altı çizilecek konu ise bu projede gökdelenlerin
bulunmaması.
Yarışmayı bir Alman kazandığında, geleneksel Egelilik damarımız
kabarmış ve 'İzmir'i hiç bilmeyen biri nasıl birinci olur?' diye konuşmuştum
dostlarımla... Projeyi görünce, Brandi'yi dinleyince yanıldığımı
farkettim.
İzmir'i önemseyenler bu projeleri TOBB pavyonunu ziyaret ederek mutlaka görmeli.
Akşam
|