Danıştay'ın çığlığı
TMMOB; Adapazarı ve Kocaeli il sınırlarının bir bölümünü kapsayan ve
içinde SİT alanları, köyler, tarım arazileri, su kaynakları olan 100 bin dönümlük
bir alanda ''İpekyolu Vadisi Serbest Bölgesi'' kurulması ve bölgenin işletilmesinin
bir holdinge devredilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali için
1999'da dava açmıştı. Danıştay 6. ve 10. daireleri davayı reddetti. TMMOB
işin peşini bırakmadı, karara itiraz etti. Aradan üç yıl geçti, bu kez
TMMOB'nin haklılığı onaylandı. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulu, yalnızca yürütmeyi durdurmakla kalmadı, Serbest Bölgeler Yasası'nın
ilgili maddesinin anayasaya aykırılığı savıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya
da karar verdi. Danıştay'ın kararını okuyunca; son yıllarda çıkarılan
yasalarla Türkiye'nin idari yapısının nasıl altüst edildiğine, göz göre
göre anayasaya, hukuka aykırı işlem ve hükümlerin nasıl yürürlüğe
sokulduğuna bir kez daha tanık oluyorsunuz. Danıştay'ın, kararında vardığı
en önemli sonuç şu: ''Yasada, serbest bölgenin nasıl bir yöntem izlenerek
hangi ilke ve kurallara uyularak kurulacağı, serbest bölgeyi kuracak kamu
veya özel kuruluşun ne şekilde belirleneceği, serbest bölgenin yönetim
esas ve usullerinin ne olacağı, işletici kuruluşun idareyle ve bölgede
faaliyette bulunanlarla ilişkilerin yasal zemini düzenlenmemiştir.''
Yasanın adı ''serbest'' sözcüğü ile başlıyor ya, her şey serbest
olabilir ya da olmalı mantığı... Bir anlamda, yeni sağcılığın ''kuralsızlaştırma''
modelinin yasaya kondurulması...
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, haklı olarak ''serbest bölge
oluşumunun, hiçbir ilke ve kural konulmaksızın idareye bırakıldığı,
serbest bölgeler konusunda yasama yetkisinin idareye devredildiği'' görüşüne
yer verip hükme varmış: ''Ülkenin herhangi bir bölgesinde serbest bölge
ilan edebilecek biçimde sınırsız bir yetkinin yürütme ve idareye tanınması
yasama karşısında yürütmeye üstünlük sağlama anlamına geleceğinden
anayasaya aykırılık bariz hale gelmektedir.''
Danıştay'a göre ''bariz'' , yani ''çok açık'' bir ''anayasaya aykırılık''
söz konusu. Peki bu yasa nereden geçti? ''15 günde 15 yasa'' çıkarma uğruna,
neredeyse milletvekillerinin topluca oy kullanmak için el kaldırıp
indirdikleri bir kurum haline dönüştürülmek istenen Meclis'ten elbette. Danıştay'ın
kararında altı kalın kalemle çizilecek bir tümce var ki, çok, ama çok
anlamlı: ''Hukuk devletinin gerçekleştirilmesi yalnızca idari yargı kararıyla
sağlanamaz, yasama organının da bu gereklere uygun hareket etmesi gerekir.''
Danıştay'ın kararı, aslında bir çığlık!
Cumhuriyet
|