Deprem tartışması hasta ediyor!
Deprem ülkesi Japonya bile halkın moralini bozduğu için depremle ilgili
tartışmalara bir yasayla sınırlama getirdi. Türkiye'de ise uzmanlar her gün
TV'lerde 'deprem yaklaştı' uyarısı yapıyor. Gözüne uyku girmeyenler
psikoloğa koşuyor.
Deprem ülkesi Japonya, 1964 yılında çıkardığı bir yasa ile bilim
adamlarının depremle ilgili tahmin ve konuşmalarını kamuoyu önünde yapmasını
yasakladı. Ülkedeki depremle mücadele yasası gereği bir bilim adamı
televizyona çıkıp deprem hakkında istediği gibi konuşamıyor. Kamuoyunu
direkt ilgilendiren bu tür haberler önce rapor olarak hazırlanıyor, sonra
ilgili makamlara gönderiliyor. Yasağın gerekçesi, bu tahmin ve tartışmaların
halkın moralini bozması...
Türkiye'de ise böyle bir engelleme henüz yok. Olmadığı için de deprem
uzmanları her gün başka bir TV kanalında İstanbul'da olası büyük bir
depremin çığırtkanlığını yapıyor. Bu yüzden de halkın ruh sağlığı
bozuluyor.
HASTALAR YÜZDE 60 ARTTI
Maltepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mansur
Beyazyürek, "Deprem korkusu yaşayanlar gece rahat uyuyamıyor, kendini
huzurlu hissetmiyor. Bu fobiyi yaşayanların sayısı yüzde 60 oranında arttı"
diyerek ekliyor: "Deprem fobisi ile bize başvuran hastaların yüzde 95'i
kadın. Çoğu da ev kadını. Çalışan kadınların deprem korkusu daha
az" dedi.
Beyazyürek, deprem uzmanlarının halka açık ortamlarda konuşmasını
yanlış bulduğunu ifade ederek "Zaten halkımız telkine açık. Deprem
uzmanları lütfen bu tür konuları halka açık platformlarda konuşmasınlar.
Böyle yaparak halkın ruh sağlığını bozuyorlar" dedi.
Deprem gibi doğal afetlerin; duyarlı ve duygusal insanların beyninde 'yok
olmak' ve 'ölmek' gibi çağrışımlar yaptığına dikkat çeken Prof. Dr. Özcan
Köknel "Bir yaprak kımıldasa, kapı hızla çarpsa, perde hafiften
sallansa deprem olacak korkusuyla dışarıya kaçan, evini terkeden insanların
sayısı her geçen gün artıyor" dedi.
BU HAYAT BÖYLE ÇEKİLMEZ!
Kendisine başvuran bazı hastaların, deprem olacak diye evinin bahçesine çadır
kurduğunu, kendilerine ait açık alanlara baraka diktiğini söyleyen Köknel,
bu tür hastaların gece rahat uyuyamadığını, kendilerini sürekli tedirgin
hissettiğini ifade etti. Köknel bu tür hastaları nasıl tedavi ettiklerini
de şöyle açıkladı: "Bu insanların takıntılarını müzik, sanat
gibi başka yöne kanalize etmeye çalışıyoruz. Antidepresan ilaçlar
verdiklerimiz de oluyor. Söylentilerin sürekli tekrarlanması ise bazılarında
duyarsızlaşma yaratıyor. Bunlar da 'Ne olacaksa olsun' diyerek hiçbir tedbir
almıyor. Bu da kötü" dedi.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Arif
Verimli de, deprem söylentilerinin insanların yaşadığı endişeyi abartılı
hale getirdiğini belirterek "Deprem söylentileri çok yanlış bir üslupla
tekrarlanıyor. Çoğunlukla, 'Büyük depreme bir gün daha yaklaştık' şeklinde
açıklamalar yapılıyor. Bu hayatı çekilmez hale getiriyor" dedi.
Verimli, "Artık çoğu insan kendini evinde güvensiz hissediyor, çocuklarını
toplu eğlence merkezlerine götüremiyor, rahat bir yaşam süremiyor. Bütün
bunların nedeni büyük bir depremin olacağı söylentisi" şeklinde konuştu.
Verimli, "Depremle ilgili açıklamaları endişeleri olumsuz anlamda arttıracak,
hayatı zehir edecek şekilde yapmamalı. Uzmanlarımız depremden nasıl
korunulur şeklindeki açıklamalara ağırlık vermelidir" dedi.
Vatandaşa, kendisini iyi hissedeceği bir güven ortamının hazırlanması
gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sedat Özkan ise "Deprem söylentileri
iki türlü etki yapar. Ya inkâr ve kanıksamaya neden olur ya da felaketçi
bir tutuma. Her ikisi de sakıncalıdır" dedi. Özkan, vatandaşın tedbir
almasını teşvik ediyorsa depremin konuşulmasını sakıncalı bulmadığını
sözlerine ekledi.
Radyo parazit yaptı, yoksa...
İşte Prof. Dr. Özcan Köknel ve Prof. Dr. Mansur Beyazyürek'e gidenlerin
anlattıkları korkular ve tedirginlikler...
Geceleri uyuyamıyorum
"Uzun süredir değişik nedenlerle psikolojik tedavi görüyordum.
Doktorum artık iyileşmeye başladığımı söylemişti. Ancak 'deprem olacak'
denildi ve bütün huzurum kayboldu. Gece rahat uyuyamıyorum. Bir deprem olsa,
ben ve çocuklarım kurtulabilecek miyiz? Ölmekten çok korkuyorum. Endişe içerisindeyim...
Evde duyduğum herhangi bir kıpırtıyla yüreğim ağzıma geliyor. Geceleri kötü
kötü rüyalar görüyorum, ter içinde uyanıyorum." T.A. (35)
Bahçeye baraka yaptım
"17 AĞustos depreminde yıkılmayacak denilen binaların nasıl yerle bir
olduğunu hepimiz gördük. Şimdi merkez üssü İstanbul olan büyük bir
depremden bahsediliyor. Bize ait açık bir alanda kendimize baraka yaptık. Şu
an yaşadığımız ev bana pek güven vermiyor. Bazen televizyon izlerken yerin
ayaklarımın altından çekilip gittiğini, evin sallandığını hissediyorum.
Çığlık atıp dışarı kaçıyorum hemen. Oysa öğreniyorum ki deprem falan
olmamış. Sonra kocam ve çocuklarım için dalga konusu oluyorum. Uykularım
kaçtı, gözlerimi kapadığım zaman kötü görüntüler geliyor gözlerimin
önüne. Ne yapacağımı bilmiyorum" B.D.
Yalnız kalamıyorum
"Daha önce yalnız kalmak istiyorum diyerek çocuklarımla evimi ayırdım.
Fakat pişman oldum. İstanbul'u yerle bir eden bir deprem olasılığından
bahsediliyor. Artık yalnız yaşamak ürkütüyor beni. Evde gözüm sürekli
elekrik lambasında, sallanıyor mu diye bakıyorum. Ev üstüme üstüme
geliyor sanki. Bir ses duysam ödüm kopuyor. Uyku haram oldu. Tek başıma
enkaz altında kalıp ölmekten korkuyorum." M.T. (70)
Bahçeye çadır kurdum
"Ataköy'de oturuyorum. İstanbul'da 7.6 şiddetinde bir deprem olacağını
duyunca bütün dünyam karardı. Hemen ertesi sabah bir çadır edindim ve
evimin bahçesine kurdum. Ev bana güven vermiyor. Perde sallandığı zaman
korkuya kapılıyorum kendimi dışarıya atıyorum." B.K.
Evimden çıkamıyorum
"Ahmet Mete Işıkara, İstanbul'da büyük bir deprem beklediklerini söyleyince
hemen evimizi kontrol ettirdik, zorunlu deprem sigortası yaptırdık. Evde
kendimi güvenli hissettiğim için artık pek dışarı çıkmıyorum. Avcılar,
Büyükçekmece gibi yerlerde akrabalarım var onlara bile gitmiyorum artık.
Çünkü ne zaman ne olacağı belli olmaz... En iyisi evde kalmak, diyorum. Ölmekten
korkuyorum." C.İ
Köpek havlaması kabus
"Mutlu bir aile hayatım vardı. Ancak artık hayat benim için bir kabus
gibi. Evde perde sallansa, radyo parazit yapsa, su ısınsa, dışarda köpek
havlasa hemen telefona sarılıp eşimi arıyorum ve 'Galiba deprem olacak. Ne
yapayım' diyorum. O da, 'Hiç korkmanıza gerek yok. Şimdi haberleri izledim'
diyerek beni ratlatmaya çalışıyor. Ancak çok korkuyorum." M.B.
Sabah
|