İznik çinisi yeniden doğdu
Kökleri 13. yüzyıla kadar uzanan, İznik çinisi, yeniden mimarinin vazgeçilmez
öğesi haline geldi. Bir zamanlar Osmanlı saray ve camilerinin en değerli
malzemesini oluşturan çiniler, şimdi Türkiye’nin prestijli yapılarını süslüyor.
İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı Çini Seramik Araştırma Merkezi ve Çini
İşletmesi’nin çalışmaları sayesinde, kökleri 13. yüzyıla kadar
uzanan; ancak 17. yüzyılda bilinmeyen nedenlerle yok olan “İznik çinisi”,
yeniden mimarinin vazgeçilmez öğesi haline geldi.
İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türk
çini sanatının önemli kilometre taşlarından İznik çinisi, yıllar süren
araştırmalar ve binlerce deney sonucu, eski kalitesinde ve geliştirilmiş
geleneksel yöntemlerle yeniden üretiliyor.
Selçuklu mimarisinin doruğa ulaştığı 13. yüzyıldan itibaren gelişen
çini sanatı, Osmanlılar ile birlikte yeni bir boyut kazandı. Özellikle
15–17. yüzyıl arasında İznik’in önemli bir çini ve seramik üretim
merkezi haline gelmesinin ardından, İstanbul’daki saray, cami, medrese ve türbelerin
duvarları burada üretilen çinilerle süslenmişti. Selçuklu ve Osmanlı
mimarisine damgasını vuran, Türkiye ve dünyadaki müzelerde örnekleri
hayranlık üyandıran İznik çinisi, 17. yüzyıldan itibaren, üretimleriyle
ilgili herhangi bir bilgi ve belge bırakılmaksızın yok olmuştu.
Prof. Dr. Işıl Akbaygil’in öncülüğünde 1993 yılında kurulan İznik
Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın, Bursa’nın İznik ilçesinde faaliyete geçirdiği
Çini Seramik Araştırma Merkezi ve Çini İşletmesi, üretimi yeniden canlandırdı.
İznik Çini İşletmesi’nde üretilen çiniler, aralarında İMKB, Bankalar
Birliği, Rekabet Kurumu, İstanbul Metrosu, Yapı ve Kredi Bankası, İGDAŞ ve
Halk Bankası Genel Müdürlüğü ile İSKİ İçme Suyu Arıtma Tesisleri,
Saint Benoit Fransız Lisesi, Ataköy Hafif Metro İstasyonu, Ümraniye Spor
Merkezi, Adana Sabancı Merkez Camii, Türkmenisten Aşkabat Türkiye Camii ve
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deki ISR İş Merkezi’nin de bulunduğu çok
sayıda önemli yapıyı süslüyor. Çiniler ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu’nun
700. yılı kutlamaları çerçevesinde, Paris Bagatelle Şatosu’nda da
sergilendi. İznik çinileri, tamamının el yapımı olması nedeniyle
mimarinin en pahalı malzemeleri arasında yer alırken, burada üretilen
karolar büyüklük ve özelliklerine göre 250–2000, panolar da 500–4000
dolar arasında değişiyor. Tarihi ve mistik çizgiler taşıyan çanak–çömlekler
ise 150–600 dolar arasında satışa sunuluyor.
Zaman
|