Asbest endişesi
Özellikle kansere yolaçıcı "asbest" üzerinde duran yöneticiler,
bilim adamlarından yardım istedi.
Ege'nin dört bir yanından günışığına çıkmış birbirinden değerli
ve eşsiz binlerce tarihi eseri barındıran İzmir Arkeoloji Müzesi'nde peş
peşe yaşanan kanser kaynaklı ölüm olaylarının getirdiği üzüntü ve
endişeler, 1997 yılında müze yönetiminde bulunan yetkilileri de harekete geçirdi.
Çünkü emekliye ayrılan 5 bekçinin ölümlerinin ardından, arkeologlar
Mehmet Güven Güler'in mesane, Barış Ulusalp'in de mide kanserine yakalandığı
haberi, endişelerle birlikte üretilen söylentileri de büyüttü. Eski Müdür
Durmuş Acar'ın, arkeologlar Mehmet Türkmen ile Nihat Sümer'in rahatsızlandığının
duyulması, personelle birlikte yönetimin de uykularının kaçmasına yolaçtı.
Bunlardan Arkeolog Barış Ulusalp hayatını kaybederken, Nihat Sümer karaciğer
nakli bekliyor. Diğerlerinin tedavisi ise sürüyor.
O sıralar üzerinde en çok konuşulan ve rağbet edilen "kanser
nedeni", müze binasının çatı kaplamasında bol miktarda
"asbest" kullanıldığı söylentisi oldu. Bilindiği gibi asbest,
tabiatta hiç bir zaman "yokedilemeyen, kimyasal yapısı değiştirilemeyen"
bir maddedir.
Çok eski zamandan beri bilinen bu maddeye Yunanlılar, taşıdığı özellikten
dolayı "yokedilemeyen, değiştirilemeyen" anlamında
"asbest" adını vermişler.
Son yıllarda "kanserojen" özelliği kanıtlanan asbestin bir çok
alanda kullanımı yasaklandı.
Bu söylentiyi kulak ardı edemeyen yönetim, Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne
yazı yazarak bilim adamlarından yardım istedi. Binanın tavanından alınan
örnekte "asbeste rastlanmadığı" raporu, yönetimle birlikte bazı
personeli rahatlatıyor ama, endişeler, söylentiler ve varsayımlar hala
dilden dile dolaşıyor.
Yeni Asır
|