Özelleştirilen Aşkale Çimento
daha az işçiyle kâra geçti
1992 yılında çimento
fabrikalarının özelleştirilmesi gündeme geldiğinde Erzurum’da ‘hemşehri
mücadelesinin’ başlamasına sebep olan Aşkale Çimento Fabrikası, aradan
geçen 10 yıl zarfında Türkiye’deki diğer özelleştirilecek şirketlere
örnek teşkil edebilecek bir büyüme gerçekleştirdi.
1993 yılından 1997 yılına kadar sabreden ortaklar bu tarihten sonra kâr
payı almaya başlarken, bugün hisselerinin değeri dolar bazında 6 kat arttı.
1993 yılında fabrikayı 300 personel ve 250 bin tonla devralan ERÇİMSAN,
aradan geçen zaman içerisinde emekli olan personelin yerine yeni eleman
almamak kaydıyla hazır beton tesisinde çalışanlar dahil olmak üzere
personel sayısını 200’e düşürdü. Kapasitesini ise bu yazdan itibaren
750 bin tona yükselten ERÇİMSAN, yapılan çalışmalarla fabrikanın altyapısını
1,5 milyon tona göre hazırladı.
Aşkale Çimento’nun özelleştirme sonrası başarı hikayesini anlatan
Erzurum Çimento Sanayii (ERÇİMSAN) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik,
Aşkale Çimento Fabrikası’nın bugün geldiği noktayı özetlerken, “Biz
milli bir duyguyla girdiğimiz bu işte aklımızın alamayacağı sıkıntılarla
karşılaştık. Ekip çalışması ve profesyonel yönetimle bugünkü
seviyemize ulaştık.” diye konuşuyor.
1992 yılında çimento fabrikaları özelleştirme kapsamına alınınca Aşkale
Çimento Fabrikası’na da o dönemde Uzan ve Sabancı gruplarının dışında
Fransız şirketleri de talip olmuştu. Dönemin Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası
(ETSO) Başkanı Lütfü Yücelik o günleri anlatırken, Erzurum’da bir milli
mücadelenin başladığını ifade ediyor. Fabrikanın yabancı şirketlerin
eline geçmesi halinde kapanacağı endişesini taşıdıklarını, bu sebeple
de fabrikanın Erzurumlu müteşebbisler tarafından alınması için çalışma
başlattıklarını aktaran Lütfü Yücelik, bu sebeple Ticaret Sanayi Odası,
dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar ve Belediye Başkanı M. Ali Ünal’ın
katıldığı bir toplantı yaptıkları, bu toplantı sonunda ise fabrikanın
satın alınması yönünde karar çıktığını söylüyor. Amatör ruhla başlanılan
bu çalışmanın bilahare kendilerini zorladığını anlatan Yücelik, “Biz
devletten fabrika almanın kolay olduğunu zannediyorduk; ama işin içine
girince ne büyük bir yük almışız o zaman anladık. Ama bir kez bu yola
girmiştik; artık geri dönemezdik.” diye konuşuyor.
Aşkale Çimento Fabrikası için o dönemde 31 milyon 158 bin dolar fiyat
belirlendiğini kaydeden Yücelik, kendilerinin ise yalnızca 27 milyar liralarının
bulunduğunu, bu paranın ise resmi işlemlerin yapılması için masraf olarak
kullanıldığına vurgu yapıyor. 1992 yılında Erzurum valiliğini yapan
Mehmet Ağar, Belediye Başkanı M. Ali Ünal ile diğer bürokratlardan büyük
ilgi gördüklerini belirten Yücelik, 1993 yılının Haziran ayında teslim
aldıkları fabrika için belirlenen 31 milyon doların 4 eşit taksitte ödenmesi
gerektiğini anlatırken, ödemenin yapıldığı yıllarda intiharın eşiğine
geldiğine işaret ediyor. Bankaların kendilerine teminat mektubu vermediğini
duygulu bir şekilde dile getiren Yücelik, o yıllarda yaşadığı bir hatırasını
şöyle nakletti: “Teminat mektubu için Ankara’da bankaların genel müdürleriyle
görüşmeler yapıyordum. Bir bankanın genel müdürüne gittim, teminat
mektubu veremeyeceğini söyledi. Otele döndüm, odada televizyonu açtım.
Adnan Şenses ‘Bu dünyada malın varsa sat babam’ isimli türküsünü söylüyordu.
O kadar dolmuştum ki; ben bu işe nereden girdim diye iç geçirirken
dakikalarca ağladım.”
1997 yılına kadar fabrikanın borcunu ödeyen ERÇİMSAN Yönetimi bu yıldan
itibaren ortaklarına kâr payı ödemeye başlamış. O yıllarda cesaret eden
müteşebbislerin paraları bugün dolar bazında 6 kat artmış durumda. Bir
taraftan devlete olan borçlar ödenirken, diğer yandan da fabrikada yeniden
yapılanma çalışmalarının sürdürüldüğünü dile getiren Yücelik, bugün
ulaştıkları başarının altında ekip çalışması ve profesyonellere güvenmenin
yattığına işaret ediyor. Fabrikanın personelinin fabrikaya kendi malıymış
gibi sahip çıktığını, kendilerinin ise fabrika yönetimine hiçbir şekilde
müdahale etmediklerine dikkat çeken Yücelik, “Biz fabrikamızı
profesyonellere teslim ettik ve onların işine hiç karışmadık. Hatta daha
ileriye giderek ERÇİMSAN yönetiminde bulunan arkadaşlar fabrikayla ilgili
ihalelere dahi katılmadık. Hiçbir ERÇİMSAN yöneticisi Aşkale Çimento
Fabrikası’ndan ne iş almakta ne de fabrikaya iş yapmaktadır. Böylece
fabrika yönetiminin kendi başına çalışmasını temin ettik.” şeklinde
konuşuyor.
Fabrikada çalışanlara her zaman müteşekkir olduklarını ısrarla
vurgulayan Yücelik, Aşkale Çimento Fabrikası’nda ürettikleri çimentoyu
Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’da pazarladıklarını dile getiren Yücelik,
ihracat yapamadıkları için üzüldüklerini; ancak Erzurum’un limanlara
uzaklığı sebebiyle ihracat yapamadıklarını kaydediyor.
ERÇİMSAN Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, Aşkale Çimento
Fabrikası’nın Türkiye için bir model olması gerektiğini, Karabük Demir
Çelik Fabrikaları’nın da aynı yöntemle özelleştirildiğini anımsatırken,
Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın bugün kapatılma aşamasına gelmesinin
temelinde profesyonelce yönetilmemesinin yattığını kaydederken, sözlerini
şöyle tamamladı: “Biz ERÇİMSAN olarak Türkiye’ye modeliz. Bizim çalışma
metodumuzu takip edecek bütün firmalar kesinlikle başarılı olacaklardır.
Ama bir dönem benim ve arkadaşlarım gibi sıkıntıya katlanmasını
bilmeleri şart. Yoksa başarı kendiliğinden gelmiyor.”
Zaman
|