Bebek'in köyü olacak
Bebek
sırtlarında, muhteşem bir manzaraya sahip 16 tarihi binadan oluşan 146 yaşındaki
Fransız Yetimhanesi, 'Bebeköy' adlı bir projeyle otele dönüştürülüyor
Fransızlara mı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne mi ait olduğu yıllarca
tartışılan Bebek sırtlarındaki Fransız Yetimhanesi, 'Bebeköy' adında
iddialı bir projeyle otele dönüştürülecek.
Sedir ağacından yapılmış, Osmanlı mimarisinin tipik özelliklerini gösteren
146 yaşındaki Fransız Yetimhanesi binaları, yüzyıllık ıhlamurların,
cevizlerin, şeftali, erik ağaçlarının yer aldığı geniş bir alanda
bulunuyor ve muhteşem bir Boğaz manzarasına sahip. Hıristiyanlık' tan önceki
dönemlerde balıkçıların yaşadığı bir köy olan Bebek, zaman içinde yeşili
yok olan, ahşap ve eski kagir evleri yıkılarak yerlerine apartmanların
dikildiği bir semte dönüşmekten kendini koruyamadı.
Fransızlar istiyordu
'Bebeköy projesi' ise Bebek'in yok olmaya yüz tutan sırtlarından geriye
kalan
alanlarından birinde doğdu. Aslında bu doğum biraz sancılı oldu. 1991'de
Bebek Turizm AŞ. tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden 49 yıllığına
kiralanan yetimhane, Fransızlarla, genel müdürlük arasında dokuz yıllık
mahkemeye konu olmuştu. Mahkemeyi Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kazanması
üzerine Bebek Turizm AŞ, tarihi binaları otel yapmak
üzere çalışmalara başladı. Röleveleri çıkarılan ve restorasyon projesi
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylanan Fransız
Yetimhanesi orijinaline sadık kalınarak yenilenecek.
Son rahibeler de gitti
Projenin amacı, hâlâ varlığını koruyan benzersiz 16 tarihi binayı
herkesin kullanımına açmak. 63 dönümlük bu alanın, 45 dönümlük Bebek
semtine yakın alt kısmına yerleşmiş, mahalle karakteri gösteren yapılar,
19. yy. Osmanlı mimarisinin ağaç oymacılığının hâkim olduğu en tipik
örneklere
sahip.
1856'da İstanbul'a öğrencilere eğitim vermek amacıyla gelen Cizvit
rahipleri tarafından Saint Benoit okulunun yazlık kısmı olarak yapılan
binalar, daha sonra tamamen kızlara tahsis edilerek kullanılmış. İşgal yıllarında
Fransız askerlerinin de konakladığı binalar, 1940'lı yıllara kadar Fransız
Yetimhanesi olarak işlevini sürdürebilmiş. Daha sonraki yıllarda öğrenci
sayısı giderek azalmış, rahibelerin yaşadığı binaların dışındakiler
gelir elde etmek için şahıslara da kiralanmış. Yetimhanede yaşayan birkaç
rahibe de geçen yıllarda burayı terk etmiş.
Çocukluk yıllarından bu yana ahşap yapılara ilgi duyan Taner Erdem,
Bebek'teki bu özel alanla 1990'nın başında karşılaşmış. Daha doğrusu
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün açtığı ihalenin ilanını görünce o da
bu eşsiz doğa ve tarih parçasına sahip olmaya karar vermiş.
Yetimhanenin ise işlevini çoktan yitirdiğini geri kalan birkaç rahibenin
de Şişli'deki Lape hastanesinde görev aldığını vurguluyor.
İhaleyi kazanarak 49 yıllığına kiralayan Erdem, projelerinin ahşap bina
restorasyonuna örnek olacak kadar iddialı olduğunu söylüyor.
Oysa Boğaz öngörünümünde olan bölge için Anıtlar Kurulu'nun tarafından
onaylanan proje tartışmalar neden olmuştu. Projeye karşı çıkanlar, böyle
bir iznin verilmiş olmasının bütün tarihi binalar için tehdit olacağını
savunmuştu.
'Örnek olacak'
Bebek ve İstanbul'da birçok tarihi binanın restorasyon hatalarına kurban
gittiğini söyleyen Erdem ise, "Restorasyon yapacağız diye binaları alıp
betonarme olarak yeniden yapıp üzerine ahşap döşüyorlar. Tarihi bina
restorasyonu bu değil. Bu yöntem ucuz olduğu için tercih ediliyor, ancak
kandırmacadan ibaret" diyor. Erdem'in amaçlarından biri de İstanbul'lara
mahrum edilen bu yeri herkese açık bir doğa alanı haline getirmek.
Bebek Turizm ve İnşaat Aş Genel Müdürü Lale Göreç, yetimhaneyi oluşturan
irili ufaklı binaların içinde 33 metrekare ile 400 metrekare arasında değişen
yaşam birimleri bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Burası 220 kişi kapasiteli bir tesis olacak.
Amacımız uzun süreli konaklama hizmeti vermek. Gelenler birkaç ay ya da
birkaç yıl kalabilecekler."
Radikal
|