Kapılar şehri Erzurum, kapılarını
bir bir kaybediyor
Yıllarca Anadolu’nun uç kumandanlığını yapan Erzurum’da, düşman
saldırılarından korunmak amacıyla onlarca kapı yapılmış. Bu kapılar içerisinde
en ünlü 7 kapıdan günümüze kalan 3 tanesi ilgisizlik yüzünden tarihin
karanlık sayfalarına gömülmek üzere.
Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Erzurum, bünyesinde barındırdığı
yüzlerce tarihî mekanın yanında kapılarıyla da tarihe ışık tutuyor. Yıllarca
Anadolu’nun uç kumandanlığını yapan Erzurum’da, düşman saldırılarından
korunmak amacıyla onlarca kapı yapılmış. Bu kapılar içerisinde en ünlü
olan 7 kapıdan, günümüze kalan 3 tanesi ilgilizlik yüzünden tarihin karanlık
sayfalarına gömülmek üzere.
Ortaçağ’da hangi medeniyetler tarafından yapıldığı pek bilinmeyen
savunma amaçlı kapılardan Gürcükapı, Tebrizkapı ve Erzincankapı, bugün
yalnızca isimleriyle yaşıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde
Rus saldırılarına karşı şehri savunmak üzere 19. yüzyılın başlarında
yaptırılan İstanbulkapı, Karskapı, Ardahankapı(Kavakkapı) ise bakımsızlıktan
yıkılmak üzere. Erzurum’da şu anda faliyet gösteren MİT binasının
yerinde bulunan Harputkapı ise, dönemin Karayolları tarafından istimlak
edildikten sonra yıkılmış. Erzurum Tarihi Araştırma Derneği Başkanı Ali
Kurt, kapıların günümüzdeki anlamıyla sıradan kapılar olmadığını
kaydetti. Kurt, tarihin eski dönemlerinden bu yana Erzurum’da çok sayıda
kapının bulunduğunu ve bunların zamanla yok olduğunu kaydetti. Rus istilasına
karşı Türkiye’de başka bir örneği bulunmayan toprak tabyalardan
Erzurum’a giriş için şehrin 4 ana yöne bakan kısmına kapıların yapıldığı
ve bu kapıların da baktıkları yönün ismiyle anıldığını kaydeden Ali
Kurt, “Stratejik amaçlı yaptırılan kapılar, şehre giriş ve çıkışları
kontrol altında tutmaktaydı. Askerî mimarisiyle yapılan bu kapılar muntazam
kesme taştan, kireç ve Horasan harçlı dairevî kemer şeklinde, beşik
tonozludurlar. Üzerleri bugünkü silahlara karşı koyabilecek şekilde toprak
örtülüdür. Dışarıdan Erzurum’a, yani iç kaleye girerken iç kapı ağız
kenarlarında kapıların korunması amacıyla moloztaş, kireç harçlı ve beşik
kubbeli çeşitli büyüklüklerde odalar, depo ve koğuş ihtiyaçlarını
gidermek amacıyla yapılmışlardır. Karskapı çift yolluyken diğerleri tek
yolludur. Bugünkü anlamda kamyon ve diğer araçların geçebileceği yükseklikte
ve genişlikte yapılmış olan tarihî kapılar, maaselef bugün yok olma
tehlikesiyle karşı karşıyadır. İstanbul kapı Fosfor Mustafa Paşa tarafından
yapılmışken diğerlerinin kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı
kesinlik kazanmamıştır.” dedi.
Zaman
|