reklam

2 Nisan 2002 Salı
Ana Sayfa
>
Haberler

Prof.Dr.Tezcan'dan uyarı: Boğaz Tüp Geçit projesi bu şekliyle dünyanın en büyük tünel faciasına yol açabilir

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Semih S. Tezcan boğazın iki yakasını raylı sistem ile birleştirmeyi amaçlayan ve "Milenyumlu yılların yıldız projesi" olarak nitelendirilen Tüp Geçit projesinin "milenyumlu yılların en sorunlu, en güvensiz ve en pahalı" projesi olduğunu iddia etti.
Prof.Dr. Tezcan, bugünkü DÜNYA Gazetesi'nin Yorum-İnceleme bölümünde yayınlanan yazısında geoteknik verilerin, batırma tüp tünelin geçeceği Üsküdar-Sarayburnu arasındaki 1800 metre uzunluğundaki yerin 'korkunç' derecede tehlikeli ve sakıncalı olduğunu bir bakışta gösterdiğini ve ince daneli, suya doygun bu kum tabakasının şiddetli bir depremde 'sıvılaşmaya' mahkum olduğunu savundu.

Prof.Dr.Tezcan yazısında bu güzergâh üzerine batırma tüp tünel inşa edilmesinin, dünyanın en büyük denizaltı tünel faciasına davetiye çıkarmaktan başka bir şey olmayacağını da ifade etti.

Proje çok pahalı

Projenin yapılış şekli itibariyle de çok pahalı olduğunu kaydeden Tezcan, yazısında "Ulaştırma Bakanı Sayın Oktay Vural, Söğütlüçeşme-Yenikapı arasında kalan 13.2 kilometre uzunluğundaki inşaatın 800 milyon dolara mal olacağını tahmin etmektedir.(5) Bunun yaklaşık 220 milyon doları 1.8 kilometre uzunluğundaki batırma tüp tünelin bedelidir. Eğer bu tünel batırma tüp tünel yerine delme tünel olsa idi, maliyeti sadece 1.8 km (35) = 63 milyon dolar edecekti. Çünkü, Türkiye'de 1990-2000 yılları arasında tamamlanan delme tünel projelerinin 1 kilometre başına maliyeti, istasyon ve araçların bedelleri hariç, 35 milyon dolardır.(6) Görülüyor ki, 63 milyon dolara geçilebilecek bir yeri, 250 milyon dolar ödeyerek geçmek hiç de akıllıca değildir." ifadelerini kullandı.

Batırma tüp tüneli inşa edebilecek tecrübe, bilgi ve ekipmanın dünyada sadece Japonya, Amerika ve Hollanda'da olduğunu belirten Tezcan, yurtdışından borçlanılarak elde edilen 250 milyon doların hemen hemen tamamının tekrar yurtdışına çıkacağını vurguladı.

Akıntı inşaata engel

Bu şekilde bir inşaatın yüksek risk ile yüklü olduğuna da dikkat çeken Tezcan, bu konudaki sakıncaları da şöyle ifade etti:

"Çünkü, İstanbul Boğazı'ndaki türbülanslı akıntı, Çanakkale Boğazı'ndan daha hırçındır. Hatırlanacağı üzere, 4 Nisan 1953 gecesi Naboland isimli bir İsveç şilebi, Ege Denizi'ndeki NATO manevralarından dönen donanma gemilerinin arasına girerek, Dumlupınar Denizaltısı'na çarpmış ve onu Çanakkale Boğazı'nın Nara Burnu açıklarında denizin 60 metre derinliğine göndermişti. Seyir hidrografinin ve TC Deniz Kuvvetleri'nin en tecrübeli dalgıç ekipleri çift yönlü akıntı ve bu iki yön arasındaki şiddetli türbülans nedeni ile bu derinliğe inememişler ve denizaltımıza ulaşamamışlardır. Denizaltı gemisinden şamandra ile su yüzüne çıkan telefon bağlantısı da bir süre sonra kesilmiş, çünkü bu şamandıranın çelik telleri, türbülansın şiddetine dayanamayarak kopmuştur.

Ortada bir vahim deniz faciası tecrübesi var iken, İstanbul Boğazı gibi akıntısı çok daha şiddetli olan bir yerde, 50 metre derinlikte, tünel parçalarının birbirine eklenmesini, bulon, conta, vb. işlemler yapılmasını hangi dalgıçlar gerçekleştirebilir? Şemsipaşa ve Sarayburnu gibi akıntının en şiddetli olduğu bu bölgelerde, en az 50 metre derinlikte, dalgıçların saatlerce mekanik işlemler yapabileceğine dair hiçbir deneme dalışı yapılmamıştır. Bu eksiklik çok büyük bir tasarım ve mühendislik hatasıdır."

7 yılda amorti edilebilir

Tüp tünelin metrosundan günde en az 700.000, yılda 250 milyon yolcu geçeceğini belirten Prof.Dr.Tezcan, "Yolcu başına alınacak ücretle 7 yılda kendisini amorti edebilecek bir yatırım için Hazine'yi gereksiz yere niye borçlandıralım?" diye sordu vce BOT sistemi ile bir kuruş borçlanmadan, bu projenin rahatlıkla finanse edilebileceğini belirtti.

Denizdeki tüm canlılar ölecek

Tüp Geçit'in çevreye etkilerini de değerlendiren Tezcan, kazı ve dolgunun yaratacağı çamur deryasının denizde tüm canlıları öldüreceğini, çıkacak çamuru koyacak yer bulunamayacağını veya Marmara Denizi'nin ortalarında en az 15 top sahası kadar başka bir yerde yeni bir çamur deryası yaratılacağını iddia etti.
Dünya

 

Nisan 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Haydar Karabey 2 Nisan Salı günü  Diyalog bölümümüze konuk oldu.

Haydar Karabey hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya, yapılan Diyalog'u okumak  için  buraya tıklayın...

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz