reklam

9 Nisan 2002 Salı
Ana Sayfa
>
Haberler

Ulusal Fiziksel Planlama ve Eğitim

Geçen yüzyılın ikinci yarısından bu yana yaşanan hızlı endüstrileşme ve ekonomik gelişme olguları, büyük boyutta doğal kaynak tüketimini ve çevre sorunlarını gündeme getirmiştir. Sürekli devinim kazanan bu olumsuz olgu, günümüzde de halen aynı hızla sürüp gitmektedir... Bu nedenle son yıllarda bütün dünya ülkeleri tarafından sosyo-ekonomik gelişmenin mekânın coğrafik ve doğal öğeleriyle uyumu düşüncesi yavaş da olsa benimsenmeye başlamıştır. Dolayısıyla mekânın tanımlanmasında, çözümlenmesinde ve planlanmasında, kesin değişimlerin yapılması ile bu bağlamda mekânın doğal bileşenlerinin incelenmesinde, farklı yaklaşımların ve tekniklerin kullanılması gereği duyulmaktadır.

Çünkü ekonomik kalkınmanın sürekliliğini sağlamak ve yaşam koşullarının niteliğini yükseltmek için doğal çevrenin çok önemli bir sermaye olarak değerlendirilmesi ve ekonomik kullanılması zorunluluğu giderek artmaktadır. Doğada canlı yaşama özgü ekosistem zincirinin evrensel bir bütünlük içinde olması nedeniyle ülkelerin ve bölgelerin gelişme ve kalkınma planlarında, bölgelere ilişkin farklı doğal ve kültürel özelliklere sahip bölge ve alanların planlanması, birbiriyle bütünleşen bir mekânsal düzenlemenin ortaya konulması söz konusu olmuştur.

Bu nedenle dünya ülkeleri kalkınma ve gelişme için aldıkları ekonomik kararların fiziksel mekâna yansıtılması sürecinde coğrafi mekânın doğal kaynaklarının südürülebilir korunması ve kullanılması için hukuken bağlayıcılığı olan uluslararası ölçüt (kriter) ve normlar geliştirmişlerdir. Stockholm Konferansı (1972), Habitat I ve II (1976, 1996), Rio Yeryüzü Doruğu (Zirvesi 1993), Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (2000) ve Avrupa Birliği'nin çevrenin korunması ile ilgili Eylem Planları ve daha birçok uluslararası anlaşmalar doğal kaynak ve arazi kullanımlarını çevre açısından denetim altına alan araçlar olarak geliştirilmiştir. Bu bağlamda söz konusu ölçüt ve normlar, ülkelerin fiziksel mekân planlaması ve politikalarının yeniden yapılanması gereksinimini de gündeme getirmiştir.

Bu nedenle gelişmiş ülkelerde Ülke Kalkınma Planları ile Bölge Planları ''Ekolojik Planlama'' modeli kavramı ile tüm planlama kademelerini içeren bütüncül bir planlama süreci olarak tanımlanmıştır.

Bilindiği gibi sosyo-ekonomik gereksinimleri karşılamak üzere doğal kaynakların bir sermaye olarak kullanılmasında, çevrenin ekolojik sürekliliğinin sağlanması için doğal kaynaklar ile sektörel arazi kullanımları arasında oluşabilecek 'olumsuz ekolojik ilişkiler 'in niteliksel açıdan ölçülmesi ve risklerin tanımlanması, fiziksel planlamadan önce yapılması gerekmektedir.

Bu nedenle bölgelerin ve onlara bağlı havzalar zinciri düzeyindeki karasal ve 'akuatik ekosistem 'lere ilişkin güncel kaynak envanterlerinin çıkarılması, bilimsel ekolojik yöntemlerle hassasiyetlerin ölçülmesi ve yorumlanması ve giderek ekolojik eşiklere özgü haritaların elde edilmesi söz konusudur. Elde edilen bulgular çerçevesinde bölgelere ilişkin kesin koruma ve koruma-kullanma kuralları plan lejandın da tanımlanmış ''ekolojik master planları'' nın elde edlimesiyle uzun süreli perspektifler için amaçlanan ekonomik ve ekolojik gelişme kararlarının sağlıklı verilebileceği açıktır.

Fiziksel planlama ve eğitim
Ülkemizde hızlı kalkınma ve gelişme olgusu çerçevesinde hükümetlerin aldıkları sosyo-ekonomik otonom kararlar ile ekolojik master planları elde edilmeden, birçok değerli arazi ve bölgeler klasik planlama modeliyle kullanıma açılmaktadır. Bu tür planlama yaklaşımının doğal kaynak kaybı ve giderek çeşitli çevre sorunlarının temel kaynağını oluşturduğunu, Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Karadeniz, Güney Antalya, Belek Turizm Projeleri ve benzeri bölge planlarıyla öbür sektörel ve şehir planlarından izlemekteyiz. Dolayısıyla bu olumsuz olgular ülkemizi, bölge-yerel alanlar için amaçlanan sosyo-ekonomik hedeflerin gereği gibi gerçekleşmemesi gerçeği ile karşı karşıya bırakmaktadır.

Konuyu insan ve giderek toplumun ''çevre hakkı'' ve ''kamu yararı'' bağlamında ele aldığımızda sosyo-ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olabilmesi için ülkemizin doğal mekân boyutu ile bütünleşen bir planlama modeli anlayışının kalkınma planlarına, bölge ve şehir planlarına ve çevre politikalarına uyumlandırılması (entegre edilmesi) zorunluluğu bulunmaktadır.

Ayrıca Türkiye'nin imzaladığı doğal çevrenin küresel ekosistem bütünlüğü içinde sürdürülebilir korunması ve kullanılması hususundaki çok sayıdaki uluslararası anlaşmaların çevre ölçütleri ile Avrupa Birliği çevre mevzuatında öngörülen fiziksel planlamalardan önce yapılması gereken stratejik çevre etki değerlendirilmesinin, fiziksel planlama sürecinin hiyerarşik kademelerinde yer alması gereği de söz konusudur.

Bunun yanı sıra 2000 yılında Türkiye'nin de imzaladığı Avrupa Peyzaj Sözleşmesi'nin ana içeriği olan sürdürülebilir kalkınma ve gelişme çerçevesinde tüm doğal kaynakların meydana getirdiği kıtasal peyzajın ekolojik ve biyolojik zincir bütünlüğü ile ''korunması'' ''yönetimi'' ve ''planlanması'' ilkelerini içermekte olup bu bağlamda planlama politikaları içinde peyzaj planlama eğitimi - öğretimine özel önem verilmesi gibi yükümlülükler de önümüzdedir.

Bu nedenle Asya ve Avrupa kıtalarının birleştiği biyocoğrafik noktada yer alan ülkemizin olağanüstü biyoçeşitliliğe ve gen ağlarına sahip olması nedeniyle doğal kaynak ve arazi kullanımlarını yönlendirebilecek ve ekolojik master planları yapabilecek çağdaş bilimsel bilgi ile donanmış peyzaj plancılarına, bölgesel ve giderek ülkesel düzeyde sosyo-ekonomik gelişmeleri, gereği gibi planlayabilecek bölge plancılarına büyük gereksinmesi olduğu açıktır. Bu konu ve eğitim planlaması bir başka yazıda tamamlanabilir.
Cumhuriyet - Prof. Dr. Semra ATABAY Y T Ü Mim. Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

 

Nisan 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Bülent Erkmen 16 Nisan Salı günü  Diyalog bölümümüze konuk oldu...

Bülent Erkmen ve çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya, Diyalog'daki buluşmayı okumak için  buraya tıklayın...

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz