Afyon Depremi ve İzmir gerçeği
Toplum olarak son günlerde gündemimizi Filistin'deki olaylar oluşturur
oldu. Bu noktada da kendi önceliklerimizi gözardı etmeye başladık.
Toplumsal hafızamız çok zayıf olduğu için depremi unuttuk mesela.
Afyon'daki depremzedeler ne yapıyor? Yaralar sarıldı mı? Ne bilen ne de
soran var. Bırakın Afyon'u yaşadığımız kentlerin depremselliği konusunu
da rafa kaldırdık. İlgimiz başka alanlara kaydı ve en büyük tehlikeyi aklımıza
bile getirmez olduk. Elbette depremle yatıp depremle kalkmak da doğru değil
ama tamamen boşlamak hiç doğru değil. Ulusal bilinci ayakta tutmak için çırpınanlar
var. İşte Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tahir Emre de bunlardan biri. Doç. Dr.
Emre, uzun zamandır Afyon'da idi. 3 Şubat'ta meydana gelen 'orta şiddetteki'
depremin nasıl bu kadar büyük can ve mal kaybına yolaçtığını araştırdı.
Hazırladığı rapor, Afyon ile İzmir'in zemin yapısının büyük benzerlik
taşıdığını ortaya koydu. Doç. Dr. Emre, Afyon'da kaybın fazla olmasının
ana sebebinin bilinçsizlik olduğunu söylüyor. Ova ve kıyı şeridinde yumuşak
zeminlerde yerleşimin büyük risk oluşturduğu da yine Doç. Dr. Emre'nin önemli
tespitleri arasında.
Afyon'daki durumun İzmir'in sahil şeridiyle aynı olduğunu yine Doç. Dr.
Emre'den öğreniyoruz. Gevşek malzemeyle doldurulmuş yapay ve doğal dolgu
alanlarında yoğun ve çok katlı yapılaşmanın büyük risk oluşturduğu
gerçeği ortada. Bunları öğrendiğimiz halde önlem için herhangi bir girişimde
bulunmamamız felakete davetiye çıkarmak değil de nedir? Biz özellikle
deprem konusunda üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız. Bu sinsi tehlikeyi İzmir'in
gündeminden çıkarmayacağız. Umarım toplum da kendi geleceği için bizim
gibi düşünür...
Akşam
|