İçinde bir 'kent' saklı
14 asırlık Ayasofya'da harç, is, boya ve zaman katmanları arasında
kaybolan eserler bir fotoğraf sergisi ve özel aydınlatma sistemi sayesinde
yeniden gün ışığına kavuştu
Bütün binaların iyi kötü bir hikâyesi, duvarları arasında gizlediği
sırlar var. Ama iki imparatorluğun (Bizans ve Osmanlı) yükselip düşüşünü
gören 1400 yıllık Ayasofya'nın bağrında gizledikleri kadar değil...
Mimar Ahmet Ertuğ, "Ayasofya tabii ki olağanüstü bir bina. Fakat bugüne
kadar insanlar hep bir turist grubu halinde içeri giriyor, kubbeye bakıyor ve
başları dönmüş bir şekilde dışarı çıkıyorlardı. Oysa yapının
içerisinde neredeyse İtalya'nın ünlü Ravenna'sı gibi bir kent saklı.
Bunun içinde meydanlar var, sokaklar var, olağanüstü detaylar var. Biz biraz
da bu detayları ortaya çıkarmak için bu sergiyi hazırladık" diyor.
Asıllar ve suretler
Geçen hafta açılan serginin adı, 'Ayasofya:
İmparatorluklar İçin Bir Vizyon'. Sergi dev binanın içinde, kimi bir
kubbede, kimi bir sütunun tepesinde ya da pencerelerde gizlenmiş çok çeşitli
zaman dilimlerine ait mozaik ve ikonaların fotoğraflarından oluşuyor. Kandil
ışığı
kuvvetindeki aydınlatmalar bu ikona ve
mozaiklerin asıllarının bulunduğu yerleri de aydınlatıyor. Ama arayıp
bulmak ziyaretçiye kalmış.
Sergi, ikinci kat galerilerinde yapılan restorasyonun tamamlanması onuruna açıldı.
Restorasyon Kültür Bakanlığı Anıtlar ve
Müzeler Genel Müdürlüğü ve Döner Sermaye işletmeleri Merkez Müdürlüğü'nün
(DÖSİMM) denetiminde, Ertuğ & Kocabıyık Yayınları ve Borusan
Holding'in katkılarıyla yapıldı. Total Aydınlatma ise Ayasofya'ya çağdaş
bir aydınlatma ortamı kazandırdı.
Çeşitli ülke ve dinlerden temsilcilerin de aralarında bulunduğu 2 binin üzerinde
davetlinin yanı sıra çok sayıda mimar, akademisyen ve sanatçının katıldığı
açılış töreninde, Kültür Bakanı İstemihan Talay'da hazır bulundu.
İstanbul Oda Korosu ve Aziz Mahmud Hüdayi Topluluğu'nun bir araya
getirilmesiyle oluşturulan 'Ayasofya Korosu', Helen, Roma, Bizans, Ortodoks,
Osmanlı ve Klasik Batı müziği kültürlerinden eserler seslendirdi.
Restorasyon 1993'te başladı
Ayasofya Müzesi'nin onarım ve restorasyonu 1993 yılında, Kültür Bakanlığı
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan danışma
kurulu tarafından başlatıldı. Şu ana kadar 6.5 trilyon liraya
mal olan restorasyonun kubbe mozaiklerini içeren bölümü için önümüzdeki
üç dört yıl içinde kullanılmak üzere 2 trilyon lira ayrıldı.
Bu kapsamda açılan galeri bölümünün yeni düzenlemesi, yüksek mimar ve
profesyonel fotoğraf sanatçısı Ahmet Ertuğ'un küratörlüğünde yapıldı.
Tepeden tırnağa temizlik
Tarihi galeri katında, mermer yüzeylerin üzerinde zamanla birikmiş olan kir
ve isler, kâğıt hamuru kullanılarak bilimsel yöntemlerle temizlendi.
Dokuz ay süren temizleme çalışmalarını İTÜ Mimarlık Fakültesi ve
Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı öğrencileri gerçekleştirdi.
Mermer pencerelerdeki kırılmış ve çatlamış telli camlar sökülerek
galerinin aydınlık kalması için kumlu cam kullanıldı. Üzeri sıvalı veya
badanalı olan duvarlardaki mermer taklidi yüzeyler, kuzey ve güney bölümü,
kubbe ve tonozlarındaki süslemelerdeki bozulmalar onarıldı. Tavanla duvar
birleşiminde yer alan alçı kornişler yenilendi. Mermer döşemedeki çatlaklar
giderildi. Pencere altlarındaki ahşap doğramalar ıslah edildi. Yeniden aydınlatılan
yapının kubbe mozaikleri 2006'ya dek bitecek.
300 yıl sonra Ayasofya kandillerle aydınlandı
'Ayasofya: İmparatorluklar İçin Bir Vizyon' sergisini ve aynı adlı kitabı
hazırlayan mimar Ahmet Ertuğ, sergiyi şöyle anlattı:
"Antik bir yapı içinde tarihe saygılı kalarak çok modern ve etkili
faaliyetler yapmak mümkün. Sergideki fotoğraflar, 20'ye 25 kamerayla, klasik
fotoğraf tekniği ve özel aydınlatma yoluyla çekildi, benim için özel
olarak üretilmiş suluboya kâğıtlar üzerine baskı yapıldı. Sergiyi
gezenlere, gözleriyle göremeyecekleri detayları teknolojinin imkânlarını
seferber ederek, bazen gerçeğinden daha büyük bir ölçekte gösterdik. Şeffaf
pencerelerle yapıyı serginin içine çekmeyi denedik.
Esas heyecanımız, İstanbullulara bu yapıyı tekrar kazandırmak ve onun
tekrar sahiplenildiğini görmek oldu. Fark edilmeyen bir mozaik panosu,
sergideki fotoğraflarla ciddi bir refleks yaratıyor ve bu bir heyecan
getiriyor.
Biz restorasyon adına yapıya ruh katılması ve aydınlatma adına katkıda
bulunduk. Aydınlatmayla geçmişin kandil ışığı efektini yaratmaya çalıştık.
Zaten sergi gecesi aydınlatmanın yanı sıra gerçek kandiller de yakıldı.
Ayasofya'da Ayasofya korusundan
özel sesler dinlemek, 300 yıl sonra bu kandilleri yeniden yakmak ve özel
geceler düzenlemek gerek.
Sergideki fotoğrafların yer aldığı ve metnini Bizans tarihçisi Cyril
Mango'nun yazdığı kitap da, bu heyecanlandırma kampanyasının parçası.Ayasofya,
modern Türkiye'nin simgesi. Bu binaya ne kadar bakarsak, medeni seviyemizi de o
ölçüde gösteririz."
Küllerinden doğan dev
Ayasofya, 916 yıl boyunca kilise, 481 yıl cami oldu. 1934'ten beri de müze
olarak yaşıyor.
Yapım yılı hakkında farklı görüşler var. Bizans tarihçileri Theophanes,
Nikephoros, gramerci Leon; Ayasofya'nın İmparator I. Konstantinos (324-337)
zamanında yapıldığını ileri sürüyor. İmparator II. Theodosius, kül
olan Ayasofya'yı ikinci kez yaptırdı ve 415'te ibadete açtı.
Ancak yapı, 532'de Nika ihtilali sırasında yine yandı. İmparator
Justinyanus bugünkü Ayasofya'yı, ünlü mimarlar Miletos'lu
İsidoros ve Tralles'li Anthemios'a yaptırdı. Anadolu'nun antik kentlerinden sütunlar,
mermerler ve renkli taşlar inşaat için
İstanbul'a getirildi. Yapımına 532'de başlanan bina, beş yıl sonra 537'de
tamamlandı.
Ayasofya, Osmanlı döneminde birçok kez onarıldı. Mihrabın çevresi, çini
ve yazı sanatının en güzel örneklerini içeriyor.
İnternette yarışıyor!
UNESCO'nun 'Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Ayasofya, 'Dünyanın Yedi
Harikası'nın yeniden seçilmesi için internette yapılan oylamada da yer alıyor.
6 milyon kez tıklanan sitede, Ayasofya yaklaşık 1 milyon kez tıklandı. Müzenin
gerçek ziyaretçi sayısı ise (Nisan 2001-2002) arasında 1 milyon 51 bin.
Bu arada Kültür Bakanlığı'nın yeni uygulamasıyla ziyaret saatlerinin uzatıldığını
belirtelim. Turizm sezonu boyunca Ayasofya dahil 10 müze haftanın 10 günü
09.00-19.00 saatleri arasında açık olacak. Ziyaret ücreti tuzlu: 15 milyon
lira.
Ama öğrenciler, 65 yaş üzerindekiler, arkeologlar ve sanat tarihçileri müzeyi
herhangi bir ücret ödemeden gezebiliyor.
Gezemesek de göremesek de destek vereceğiz diyenlere 'Yeni Yedi Harika'
oylamasının 2002 sonuna dek sürdüğünü hatır- latalım. Adres şöyle: 'http://www.new7wonders.org'.
(Ayasofya Müzesi: (0212) 522 17 50)
Radikal
|