reklam

10 Haziran 2002 Pazartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Seramiğin 8 bin yıllık öyküsü

Seramiğin 8 bin yıllık öyküsüVitra Murahhas Azası Şadi Burat'a göre dünyanın önemli seramik üreticilerinden biri olan Türkiye bu noktaya dünden bugüne gelmedi. Anadolu'da 8 bin yıl önce de seramik üretiliyordu. Türk seramiği büyük bir tarihin ve kültür birikiminin desteğiyle bu noktaya ulaştı

Türkiye seramik sağlık gereçleri sektöründe, Avrupa'nın ikinci büyük üreticisi ve ihracatçısı. Ancak bu, bir anlık çabanın ürünü değil. Temelinde Anadolu'nun 8 bin yıllık tarihi ve kültürü yatıyor. Çünkü binlerce yıl önce Anadolu'da seramik üretilmiş. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Vitra) Murahhas Üyesi Şadi Burat seramik sağlık gereçleri sektörünü, Türkiye'nin dünya pazarlarındaki konumunu ve kendi şirketi Vitra'yı anlattı:
Seramik sağlık gereçleri sektörünün Türkiye'deki durumu nedir?
Seramik sağlık gereçleri grubuna banyolarımızda kullandığımız hela taşları, lavabolar, lavabo ayakları, rezervuarlar, bideler, mutfaklarımızdaki evyeler, pisuarlar giriyor. İnşaat sektörünün bir alt sektörü. Dolayısıyla oradaki olumsuzluklardan gecikmeli olarak ancak çok daha büyük oranda etkileniyor. İnşaat sektörü 2000 yılında yüzde 11, geçen yıl ise yüzde 12 küçüldü. Bizdeki daralma ise yüzde 30 oldu. Bir diğer önemli özelliği emek yoğun olması.
Yani çok işçi çalıştırıyor.
Evet. Türkiye seramik sağlık gereçleri sektöründe son üç beş yılda dünyada çok önemli bir konuma geldi.
Nasıl oldu bu iş? Nedir bu konum?
Şu anda Türkiye Avrupa'nın en büyük üretim kapasitesine sahip. Bu fevkalade önemli.
Türkiye bütün parayı taşa toprağa yatırdı o zaman.
Taşı toprağı az katma değerle dolara çevirebilecek hale geldik diyebiliriz. Sektör Avrupa'daki en büyük üretim kapasitesinin sahibi. Avrupa her yıl toplam 50 milyon adet seramik sağlık gereci üretiyor. En büyük üretici 9.6 milyon adetle İtalya. Kapasitesi de
o mertebelerde. Türkiye'nin üretimi bu yıl
İtalya'dan biraz daha az ama kapasitemiz 14 milyon adet. 10 milyon civarında üretimimiz olduğunu da dikkate alırsak Avrupa üretiminin yaklaşık yüzde 20'sini Türkiye yapıyor. Tam kapasiteyi kullanır hale geldiğimizde Avrupa'nın bir numaralı üreticisi olacağız.
Böyle bir şey olabilecek mi?
İki üç yıl içinde kesin. Seneye Türkiye Avrupa şampiyonu olacak. Türkiye'de işler de
açılıyor, ihracat da sektörün son dönemlerde yoğunlaşmasıyla çok olumlu bir çizgi izliyor. Kapasite kullanımı da kısa sürede Türkiye'yi üretimde Avrupa birincisi konumuna getirecek. Bir kere önemli bir boyut bu. İkincisi Türkiye Avrupa'nın ikinci büyük ihracatçısı. Ben şunu söylüyorum: Seneye Türkiye en büyük ihracatçı olacak. Bu kesindir. Çünkü gelişim önemli ve onu da biliyoruz. Kendi şirketimin ihracattaki gidişatını biliyorum. Bunları da değerlendirince seneye Türkiye'nin Avrupa'da ihracat şampiyonu olacağı ortaya çıkıyor. Dünyada toplam 200 milyon adetlik üretim var. Türkiye'nin üretimi dünya üretiminin yaklaşık yüzde 5'idir. Konumumuz bu. Sektörün bir diğer önemli özelliği de üretiminin yaklaşık yüzde 50'sini ihraç edebilir hale gelmiş olması. Seramik sağlık gereçlerinin katma değeri çok büyük. 1 dolarlık ithalatla 20 dolarlık ihracat yapıyoruz.
Yani elektronikteki gibi değil.
Değil. Baktığımız zaman yüzde 5'lik bir ithalatla yüzde 100'lük ihracat yapan, katma değeri, istihdamı da göz önüne aldığınızda çok önemli bir sektör çıkıyor karşınıza. Türkiye için çok önemli bir ihracat potansiyeli söz konusu. Bunları dikkate aldığınız zaman seramik Türkiye'nin ihracatında önümüzdeki yıllarda parlayan yıldız olacak diyorum.
Ancak seramikçiler çok yakın bir zamana kadar sürekli ağlıyorlardı.
Genelde ağlamalarımız her zaman olacaktır. Bu işin bir boyutu. Ağlamalarımızın -tırnak içinde söylüyorum- nedeni problemlerimizi azaltmak içindir. Onu da öyle ifade ediyorum. Örneğin bugün Türkiye'de doğalgaz fevkalade yüksek fiyatlarla satılıyor.
Doğalgazı siz istiyordunuz.
Doğalgaz şu anda en ucuz yakıt. Ardından LPG geliyor. Türkiye'nin her yerinde de doğalgaz yok. Bazı bölgelerde ise dağıtım hatları kurulduğu için doğalgaz var. Bizler doğalgaz kullanan şanslılar arasındayız. Ama en ucuz yakıt olmasına rağmen yine de fiyatlar çok yüksek. Ağlamanın ana sebebi budur.
Tüm sanayi bundan yakınıyor.
Evet, Türkiye'de bu önemli bir problem. Sektörümüzde enerjinin toplam maliyetler
içindeki payı çok yüksek. Enerjiye birkaç kat fazla para ödeyeceksiniz sonra gidip İtalya ile rekabet edeceksiniz. Sektörümüzün yarısı doğalgazdan yararlanıyor,
İzmir bölgesindeki diğer yarısı ise hat olmadığı için doğalgazdan kullanamıyor. Onlar bu durumdan daha çok şikâyetçi, çünkü kullandıkları LPG doğalgaza göre iki misli pahalı. Elektrik ve doğalgaz fiyatları dünyanın çok üzerinde. İstediğimiz doğalgazın, enerjinin fiyatının Avrupa ülkeleri düzeyine gelmesi.
Türkiye nasıl bu konuma geldi?
Türkiye'nin seramikteki gelişimini anlatırken
üç dört tane ayağı ifade ediyoruz. Bir kere temelimiz var. Birinci bu temellerde kültürel ve tarihsel bir ayak var. Anadolu'nun 8 bin yıllık tarihinde Bizans'tan
Hitit'e varıncaya kadar birçok medeniyetten süzülmüş bir kültür bize miras kalmış. O çok önemli bir boyut. Seramik kültürü de var bu işin içinde. 8 bin yıl önce Anadolu'da seramik üretilmiş. Bunlara dikkate almanız lazım. Yani iş bu noktaya dünden bugüne gelmiş değil. 8 bin yıllık tarih var bu işin ardında. İkinci önemli ayağı Türkiye'nin bu işin hammaddelerindeki rahatlığı. Feldspat, kil kaolen gibi özellikli hammaddeler Türkiye'de üretiliyor. Hammaddelerin Türkiye'de bulunmasının da çok önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. İşin üçüncü önemli boyutu teknoloji. Yöneticisi olduğum kuruluş bu işin teknolojisi açısından ilk üçte gelir.
Teknolojiyi alıyorsunuz değil mi?
Hayır. Türkiye'deki bütün sanayi için geçerli olmayabilir ama biz Vitra olarak teknoloji üretir hale geldik. Sektördeki bazı kuruluşların teknoloji üretir hale gelmelerinden daha önemlisi Türkiye'de bu sektör son 10 yılda gelişti. Fabrikalara hep en son teknoloji alındı. Bu konuda eli sıkı davranılmadı. Eski teknolojili fabrikalar da yenilendi. Türkiye bu teknolojilerle dünyanın bütün standartlarına sahip olabilecek konuma geldi, iyi yetişmiş işgücüyle, iyi yöneticileriyle, bilinçli patronlarıyla ihracatın da önemini anlayıp dünyanın her yerine satabilecek standart ve kalitede mal üretmeye başladı. Gördüğünüz gibi Türkiye'de seramik olayı bir anda ortaya çıkmış değil. Çok önemli temelleri var.
8 bin yıllık hikâye bu.
Evet 8 bin yıllık hikâye, roman bu. Ben buna çok önem veriyorum ve katıldığımız tüm fuarlarda, görüşmelerimizde bunu anlatıyorum.
Türkiye nereden çıktı diyorlar. Türkiye'yi kimse bilmiyordu. Niye sizinle çalışayım diyor adam. Biz ona Türkiye dünden bugüne ortaya çıkmış bir olay değil, teknolojiyi artı 8 bin yıllık tarihi ve kültürel birikimi satın alıyorsun diyoruz, böyle ikna ediyoruz.

Göbeklerini kendileri kestiler
Seramik sağlık gereçleri üreticileri tanıtım eksikliğinden yakınıp devletin desteğini beklemiyorlar. Onlar işin çözümünü bulmuşlar. Bu çözüm ise oluşturdukları Seramik Ortak Tanıtım Fonu.
Vitra Murahhas Azası Şadi Burat aynı zamanda bu fonun başkanı. Yılda üç dört kez sektörün sorunlarını tartışmak ve çözüm aramak için bir araya geldiklerini belirten Şadi Burat üç dört yıl önce düzenledikleri bir arama konferansında düğmeye bastıklarını anlatıyor:
"Bizim sektör çok organize ve seramik sağlık gereçleri üreticileri de çok bilinçlidir. Düzenlediğimiz bu arama konferansında iki tane önemli proje ortaya çıktı. Bunlardan en önemlisi ise Ortak Tanıtım Fonu adını verdiğimiz projeydi. Şimdi o kararın doğruluğunu çok daha iyi anlıyoruz."
Seramik Ortak Tanıtım Fonu gönüllülük esasına göre kurulmuş. Devlet ihracat yapan tüm kuruluşların ihracatından onay vermeleri durumunda binde 2 oranında bir fon kesiliyor. Bu para tanıtım faaliyetlerinin finansmanında kullanılıyor.
Tanıtım Fonu kurulması kararının çıktığı arama toplantısında bir dizi hedef de belirlenmiş. Bunların en önemlisi toplanacak kaynakla Türkiye"nin değil, Türk seramiğinin tanıtımının yapılmasıymış. Vitra Murahhas Azası Şadi Burat hedefler konusunda şunları anlatıyor:
"Türkiye'nin tanıtımını yapmanın devletin görevi olduğunu düşündüğümüz için böyle bir karar aldık. İkinci olarak Ortak Seramik Tanıtım Fonu'nda toplanacak kaynakları Türkiye'nin seramik ihracatının bulunmadığı ancak potansiyeli olan bir pazarda kullanmayı kararlaştırdık."
Bu özelliklere sahip pazar olarak da Amerika Birleşik Devletleri belirlenmiş.
O güne kadar İtalyan ve İspanyol seramikçilerinin denetiminde bulunan Amerika Birleşik Devletleri pazarına Türk seramikçilerin çıkarması başlamış ve üç yıldır da bu dev pazarda tanıtım faaliyetleri reklamlarla, gösterilerle sürüyor.

İki fuara katıldılar
Geçen yıl Chicago ve Orlando'da düzenlenen iki seramik fuarında 200 metrekarelik standda Türkiye'nin kültür ve tarihi sergilenmiş. Bu yıl ise Sultans of the Dance'ın yaratıcısı Mustafa Erdoğan'ın kapısını çalmışlar. Bu yıl yine aynı fuarlarda 36 kişilik bir kadroyla Sultans of the Dance'ın benzeri bir gösteri düzenlenmiş. Burat, Amerika Birleşik Devletleri'nde Türk şirketlerinin seramik sağlık gereçleri ve kaplama malzemeleri 5 yıl içinde önemli oranda artırılmasını hedeflediklerini belirterek şunları söylüyor:
"O pazarda çok büyük potansiyel var. Hedefimiz 3 yıl içinde ABD'de seramikle ilgilenen mimar, mühendis, müteahhit, dizaynır, show room sahipleri gibi bu konularda karar verici kişilere Türkiye'de çok kaliteli seramik üretildiğini anlatmak."

İhracat, Vitra için 'krizsavar' görevini üstlendi
Vitra seramik sağlık gereçlerinde iç pazarın küçüldüğü bu dönemde ne yaptı?
Türkiye'deki pazar küçülmesinin çok daha altında bir küçülme yaşadı ve pazar payımızı krizde bile artırdık. Tabii krizde pazar kazanma olayının kökünde aldığımız Kalite ödülleri yatıyor. Bu başarıda şirketin değerlerinin ve Toplam Kalite Felsefesi'ne
olan inancın çok büyük payı var. Eczacıbaşı kuruluşları o ödülleri boşuna almadı, onu söylemek istiyorum. Vitra'nın geçmişinde 60 yıllık bir bilgi ve teknoloji birikimi var. Üretim kapasitemiz 3.7 milyon adet. Bu bir dev olduğumuzu gösteriyor. Dünyadaki en büyük beş üretici arasında Vitra. Premier Lig'de oynuyoruz. Almanya'nın toplam üretimi 3.6, Fransa'nın 5.8 milyon adet. Vitranın üretim kapasitesi Almanya'nın toplam üretiminden fazla. İtalya'da ise bu rakam 9.5 milyon adet. Bozüyük'teki fabrikamız 2.5 milyon adetlik üretim kapasitesi ile dünyada tek çatı altındaki en büyük tesis. Yılın ilk üç ayında Türkiye'nin seramik sağlık gereçleri ihracatının yüzde 63'ünü gerçekleştirmişiz. Bu önemli bir oran. Üretimin yüzde 20'sini iç, yüzde 80'ini dış pazara satıyoruz. Krizlerden neden güçlenerek çıktığımızın cevabı bu oranlarda yatıyor. 15 yıldır ihracata emek veriyoruz. Çaba gösteriyoruz, pazar kazanıyoruz, dünyanın dörtbir yanına mal satıyoruz. Dolar yükseldiği zaman Vitra'nın halinin ne olacağı kolaylıkla anlaşılır.
Dolar arttığı zaman parti veriyormuşsunuz doğru mu?
Kesin doğru. Şu anda bir kutlamam var. Bu ay ihracat rekorumuzu kırdık ve 350 bin adet ihracat yaptık. Birazdan fabrikadaki partiye gideceğim, arkadaşlar beklerler beni.
İhracat rekorunu kutluyoruz şu anda. Başka kutlamalar da yapıyoruz ama ihracatta geldiğimiz nokta bence çok önemli. 50'nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz.
En ilginç olarak pazarınız hangisi?
Bugün fabrikadaki odamdan aşağı iniyorum.
İki tane zenci arkadaş gördüm. Kim bunlar diye sordum. Fildişi Sahilleri'nden mal almışlardı, şimdi tekrar geldiler mal almaya, dediler. Çok hoşuma gitti. Bunlar çok keyifli şeyler. Almanya'da Vitra'nın pazar payı yüzde 12. İngiltere'de yüzde 4.5, Fransa'da 2.5 pazar payımız var. Seramikte önemli isim olan İtalyan pazarının yüzde 3.3'ü bizim. İlk girdiğimiz yıllarda İtalya
ilah gibiydi, onlara yetişebileceğimizi düşünemezdik. Bir bir dönem içinde de bunu yüzde 5'e çıkarmayı planlıyoruz. Yeni Zelanda'da pazar payımız yüzde 9. Ne enteresan değil mi? Yeni Zelanda'ya gidiyoruz, pazarın yüzde 9'unu alıyoruz. Lübnan'da yüzde 3, İsrail'de yüzde 5 pazar payımız var ve bunu iki yıl içinde yüzde 10'a çıkarmayı planlıyoruz. Filistin'de yüzde 9 pazar payımız var. ABD'de şu anda yüzde 2.7 pazar payımız var. Son
iki yılda ulaştığımız rakam bu. ABD'de iki yıl içinde yüzde 5 pazar payına ulaşmak istiyoruz. İskandinav ülkelerinde de toplam yüzde 2.5'lik pazar payımız var. 50 ülkenin içinden birkaç ilginç rakam bunlar.
İhracatın artması tabii ki son dönemde bir krizsavar etkisi yaptı. Vitra'nın her geçen gün güçlenmesi, büyümesi, daha kârlı hale gelmesi, güçlenerek yatırımlarını yapabilmesinin temelinde 15 sene önce aldığı ihracata yönelelim kararının etkisi var. Onun için de ihracata krizsavar diyorum ve butün arkadaşlarım da bunun farkındadır.
Dizaynı kim yapıyor, ürünlerinizi kimler geliştiriyor?
Bu konuda dünyada örnek gösterilecek bir özelliğimiz var. Şu anda ürün geliştirme bölümünde 50'ye yakın arkadaşımız çalışıyor. Bildiğim kadarı ile Vitra dünyada en büyük tasarımcı ve ürün geliştirici kadroya sahip. İhracat başarısının nedenlerinden biri de bu. İkinci konu olarak tasarıma geleceğim. Sadece Türk değil dünyanın her yerinden tasarımcılarla çalışıyoruz. Alman,
İtalyan, Amerikalı tasarımcılarımız var. Bunların ötesinde gittiğimiz her ülkedeki tasarımcılarla işbirliği yapıyoruz. Kesinlikle öyle. Kuruluş içindeki tasarımcılarımızla çalışmanın yanı sıra Türkiye'de serbest çalışan tasarımcıları da destekliyoruz. Bize çalışan çok sayıda serbest tasarımcı da var. Yaptıkları tasarımlar her ülkede satıyor. Vitra teknoloji konusunda da dünyadaki birkaç kuruluştan biri. Kendi mühendislerinin yanı sıra üniversitelerle, araştırma kuruluşlarıyla, TÜBİTAK ile işbirliği yapıyor.
Radikal

 

Haziran 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz