reklam

13 Haziran 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

Zaman tersine aktı

Zaman tersine aktıYıllardır Ankara'nın tarihi ilçesine gidenler, zamana yenilen tarihi evlerin hüzününü izledi. Sıvalar duvarları terk ediyor, ahşaplar çürük diş gibi ortada kalıyordu. Evler, tarihi değerlerin ilgisizlik karşısında yok oluşunu anlatıyordu. Artık tarihi ilçenin üzerindeki karanlık bulutlar dağıldı. Beypazarı Belediye Başkanı avukat Mansur Yavaş ile tarih ve kültür bilincinde olan dostların çabasıyla zaman tersine çevirildi. Restore edilen 350 tarihi evle Beypazarı'nda geçmiş canlanmaya başladı.
Beypazarı ile 1987 yılında tanıştım. Bütün bir gün; yeni tanıdığımız bu dostlarımızla iç
içe yaşadık. Hem sevinçliydiler, hem üzgün. Hüzünleri, içinde yaşadıkları tarihin yok oluşuydu. Sıvalar duvarları terk etmiş, ahşaplar çürük diş gibi ortada kalmıştı. Hatta bir-iki ev de yangına esir düşmüştü.

Korumaya para engeli
Dönemin belediye başkanı, parasızlık nedeniyle tarihlerine sahip çıkamadığını anlatıyordu. İlçedeki eski zaman evleri, kaderlerine terk edilmiş yetim yavrular gibiydi.
Şimdilerde havalar günlük güneşlik, başkentin bu şirin ilçesinde. Yeni, tertemiz, bembeyaz urbalarını giyen yaşanası evler, son derece mutlu. Bahar dallarıyla sarmaş dolaş olmaları, yeşil yapraklar arasından gülümsemeleri mutluluklarının birer göstergesi.
Böylesi güzelliklerin mimari Beypazarı Belediye Başkanı avukat Mansur Yavaş,
'Beypazarı yeniden' kitapçığında geçmişe yolculuğu anlatmış:
"Atalarımız 3 bini aşkın ahşap ev, 250 dükkândan oluşan 200 yıllık bir çarşı, dokusu bozulmamış bir görünüm bıraktı. Bizler de atalarımıza şükran borcumuzu bir an önce ödemeye başlamalıydık. Kimseye yük olmadan (belediye bütçesinden harcama yapmadan) tarih ve kültür bilincinde olan dostların yardımıyla 95 Beypazarı evinin en azından dış görünümünü aslına uygun olarak yeniledik. 2001 için 400 evin yenileme çalışmaları sürüyor."
Başkan sözünün eri... Kendilerine destek verenlerle birlikte 350 civarında evi dış cephesi itibarıyla restore etmiş. Edilecekler de ilgi ve destek bekliyor.

Elektrik direkli kirlilik
Diğer kentlerimizde olduğu gibi, Beypazarı'nda da, elektrik direkleri hem görsel kirlilik yaratmış hem de tehlike arz ediyor. Ama zamanı tersine döndüren kent Beypazarı'nı iyi bir gelecek bekliyor.
Beypazarı'nın görülmeye değer bir de müzesi var. 1996 yılında 'Tarih ve Kültür Evi' olarak açılan müze, bugün, ayrıcalıklı bir eski zaman evi. Karasabandan kağnıya, ekmek teknesinden yer sofrasına, kömürlü ütüden bebe beşiklerine, oturma odasından gelin
odasına (yöresel giysiler dahil) varıncaya kadar her şeyi hayranlıkla izleyebilirsiniz.
Geçmişin güzelliklerini günümüze taşıyan ve her sokakta beyaz güller gibi açan Beypazarı evlerinden başka, çok değerli tarihimizi yansıtan kervansaray, cami ve türbeler; sizi gizemli derinliklerine çeker.
Her köşesinde bir tarih olan Beypazarı'nda; Camii Kebir ya da diğer adı ile Paşa Camii (1221-1225), Akşemseddin Camii, Selçuklu Türbesi (1300), Suluhan Kervansarayı (1613), Kurşunlu Camii (17. yy.), Karaca Ahmet Sultan
Türbesi, Karadavut Türbesi, Osman Gazi'nin dedesi Gazi Gündüzalp Türbesi ve Yediler Türbesi gibi türbe ve camiler, ziyaret edilmesi gereken yerlerden....
Beypazarı'ndaki güzel oluşumlardan biri de
'Tarihi Taş Mektep', 'Beypazarı Sofrası' adı altında konuklarına hizmet veriyor. Mektebin sınıfları otantik bir atmosfer içinde lokanta
haline getirilmiş. Yöresel yemekler, cümbüş eşliğinde söylenen nostaljik şarkılar unutulmaz anlar yaşatıyor.
Tarihle iç içe yaşamanın tam zamanı şimdi. Beypazarı'nda geçmişi yeniden yaşamak, yaşamı zenginleştiriyor.

Moloz taş üstüne ahşap
Beypazarı'nın evleri, bazı mahallelerde iki katlı üstü kuşkunalı, bazı mahallelerde ise üç katlı. Genellikle alt kısımları moloz taş; üst katlar ahşap. Bu katlar dar çıkmaların üstüne oturtulmuş. Kimi evlerin ortasındaki cumba ve balkonlar; çatıdan yükselen kuşkunalarla (guşgana) bütünleşerek,
mimariyi daha da güzelleştiriyor. Bazı pencereler, yatay dikdörtgen olup, dört ve üç bölmeli. İki kanatlı, sürgülü (giyotin) pencereler de dikkat çekiyor. Yamaç ve tepelerde bitişik nizam yoğunluk kazanırken; düzlüklerde geniş bahçeli evler yer alıyor. Bol pencereli üst katlar asıl yaşama yerleri.
Odalar, sofaların çevresinde dizili halde. Haremlik-selamlık katları, esas katların bir üstünde bulunuyor. Katlararası ulaşım ise farklı merdivenlerle sağlanıyor. İlçede sayıları az olan ferforjeli, ahşap dikmeli balkonlar ise günboyu göğün mavisini seyrediyor.

Birçok uygarlıktan iz var
Beypazarı'nda önce Hititler gelip yerleşmiş. Sonra onları Frigler ve Galatlar takip etmiş. Romalılar (Bizanslılar) bu topraklarda
hükümlerini sürdürürken, tarihi süreçlerini, önce Anadolu Selçukluları, sonra da Osmanlılar sona erdirmiş. Romalılar zamanında
bir piskoposluk merkezi olan Beypazarı;
İstanbul, Ankara ve Bağdat gibi tarihi geçit yolları üzerinde bulunduğundan, önemini hep korumuş. Osmanlı topraklarına, Kütahya beylerinden Yakup Şah'ın veziri Dinar Hezar tarafından katıldığı zaman kasabayı fetheden beyin anısını yaşatmak için 'Bey Pazarı' adını almış.
Radikal

 

Haziran 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz