Dünyanın en manzaralı müzesi
Atlı Köşk, 80’li yıllar boyunca en sık gittiğim
yerlerden biriydi.
Özal’ın başbakanlığıyla birlikte dünyaya kapılarını hızla açan Türkiye,
peş peşe gelen birbirinden ünlü yabancı konukları ağırlıyor, o dönemde
sayıları pek de fazla olmayan yabancı dil bilen gazeteciler de, dilleri dışarda
bir toplantıdan diğerine koşuşturuyorlardı.
Sakıp Sabancı’nın Emirgan’daki enfes manzaralı
evi (Atlı Köşk), o sıralar ekonomiyle uzaktan - yakından ilgili yabancı
konukların baş uğrak yeriydi. Bahçede yemekler yenir, üst kattaki salonda
video seyredilir ve Sakıp Bey her seferinde evin orta yerinde duraduran,
duvarlardan adeta fışkıran değerli sanat eserleri hakkında konuklarına
bilgi verirdi. Sakıp Bey’in ne söyleyeceğini adeta ezbere bilirdik.
Yabancılar şaşırırdı
ABD ve Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen, aralarında bakan ve başbakanların
da yer aldığı son derecede üst düzey konuklar, Atlı Köşk’ün sadece eşsiz
manzarasına değil, yaşam biçimine de şaşakalırlar, "Burası sahiden
ev mi? Gerçekten bu kadar sanat eseri arasında mı yaşanıyor?" diye
sormaktan kendilerini alamazlardı. Atlı Köşk’ün bu hızlı trafiği, sanırım
90’lı yıllarda da devam etti.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler
Sabancı ve Rektör Prof. Tosun Terzioğlu’nun daveti üzerine 10 yılı aşkın
bir aradan sonra önceki akşam yeniden Atlı Köşk’e gittiğimde her nedense
ilk aklıma gelen, 20 yıl önce ilk kez girdiğim küçücük misafir
tuvaletinde klozete oturduğumda tam karşımda duran değerli tablo oldu, ayağa
kalktığımda ise sifonun üzerine asılmış ünlü bir ressamımıza ait bir
başka tablo vardı. Atlı Köşk, Sabancı’nın satın aldığı eserlere o günlerde
bile dar geliyordu...
Bu eserler şimdi dünya standartlarında yapılmış
bir müzede sergileniyor. Toz, nem ve ısı açısından müze koşullarında
iyi korunamayacağı için bugüne kadar Türkiye’ye gelmeyi reddeden dünya
çapında en fazla ses getiren sergiler ve milyon dolarlık tablolar, bundan böyle
Türkiye’deki sanatseverlerle de buluşabilecek. Sabancı Üniversitesi Sakıp
Sabancı Müzesi Müdürü Emin Mahir Balcıoğlu bizlere bunu vaat etti.
Türkiye’nin ilk ve tek müze mimarı olan, bu
alandaki doktorasını MİT’te yapan Ayşen Savaş’ın başkanlığında
projelendirilen yeni mekanı gördüğünüzde (eğer sizler de benim gibi gittiği
her ülkede belli başlı müzeleri mutlaka görmeye meraklı biriyseniz),
Sabancı Müzesi’nin bir Monet, Matisse ya da Chagall sergisine pekala ev
sahipliği yapabileceğini derhal aklınız keser. Hatta Atlı Köşk’ün, dünyanın
en harikulade manzaralı müzesi olduğunu bile düşünürsünüz. Karşınızda
Kanlıca, Hıdiv Kasrı, Anadolu Hisarı, 2. Köprü... Zaten dünyanın kaç ülkesinde
Boğaziçi gibi nadide manzaralı bir doğal güzellik var ki, oraya tepeden yeşillikler
arasından bakabilen bir müze yapılsın!
Öğrenci 1 milyon lira
Evet Sabancı Müzesi, tartışmasız dünyanın en güzel manzaralı müzesi.
İçindeki eserler kadar, dış mekanıyla da müthiş çekici. Bu arada sırf
Sakıp Sabancı gibi medyatik bir patronun nasıl bir ortamda yaşadığını görmek
için müzeyi ziyaret edenler bile varmış. Giriş yetişkinlere 4 milyon, öğrenciler
ve 60 yaş üzeri için 1 milyon lira. İstanbulluysanız hemen bu hafta sonu
gidin.
Benim gibi modern resme meraklıysanız, üstü teras
olan yeni binadan başlayın. Enfes birkaç Fikret Mualla, çok sayıda Nazmi
Ziya ve Avni Lifij’den Osman Hamdi’ye İbrahim Çallı’dan Cevat Dereli ve
Bedri Rahmi’ye kimler yok ki...
Eğer hat sanatına meraklıysanız, o zaman Sakıp Bey’in evinden, yani Atlı
Köşk’ten başlayın. Metropolitan ve Louvre gibi dünyanın en ünlü müzeleri
tarafından kabul edilip sergilenmiş koleksiyonu görün.
Bu arada Atlı Köşk’ün hemen girişinde, Hacı Ömer
Sabancı’nın eşi, çocukları ve torunlarıyla Adana’da oturup köşkü
yazlık olarak kullandıkları dönemden kalma eşyaların sergilendiği bölümde
yer alan büyük tabloya (yukarıdaki fotoğraf) da iyi bakın. Bakalım küçük
Güler Sabancı’nın kuzeni Ömer Sabancı ile kılıç kalkan oynarken bu
tabloya sapladığı kılıç darbesini fark edebilecek misiniz?
Milliyet - Meral Tamer
|