reklam

11 Temmuz 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

MOMA’ya sofra takımı sokan adam

Mimarlık ve tasarım disiplininin kuzeyden gelen ‘kült’ imzası Arne Jacobsen’in 100. doğum yıldönümü, Proje 4L’de kutlanıyor. Eserlerini ‘tepeden tırnağa’ tasarlayan ustanın tasarımları, hâlâ binlerce evde bulunuyor.
İki Dünya Savaşı görmüş geçirmiş Danimarkalı tasarımcı, doğa tutkunu ve mimar Arne Jacobsen, doğumunun 100. yılı vesilesiyle tertiplenen özel bir kutlama sergisiyle, ülkesi Danimarka’nın hemen ardından Proje 4L - İstanbul Güncel Sanat Müzesi’nde. Özellikle özel yaşamında estetiğin açlığını çeken bilumum mimarlık, tasarım ve ‘lifestyle’ meraklılarına yönelik bu sergi, sanatçının mesleki ve kişisel kimliğini analitik bir yaklaşımla ortaya koymaya çalışıyor.
Jacobsen sergisinin girişinde (ve çıkışında), sanatçının bizzat içinde yer aldığı retrospektif karelerin, Jacobsen’in yaşamı ve üretim sürecine tanıklık etmiş imzaların sohbetleriyle harmanlandığı bir belgesel de, Jacobsen stili modern sandalyelere oturularak izlenebiliyor. Ancak bu belgesel yalnızca İngilizce...
1902 ve 1971 yılları arasında ‘dünyayı ziyaret eden’ Arne Jacobsen’in adı, bugün de üretim bandından geçen birçok sandalye, metal ev eşyası ve aydınlatma ürününde, değeri ve sayısı katlanarak yaşatılıyor.
Bu anlamda bazı örnekler vermek gerekirse, Arne Jacobsen isminin baş harfleriyle üretilen ‘AJ Sofra Takımı’, ‘AJ Sofa’, ‘AJ Kapı Kolu’, ‘AJ Discus’ lambaları veya karınca omurgasından esinlenilen formuyla ‘Karınca’ iskemleleri, ‘Oxford’ iskemleleri, ‘Yumurta Koltuk’, ‘Dil Sandalye’ ve ‘Kuğu Koltuk’ gibi ‘kült’ tasarımlar, Proje 4L’nin çeşitli koridorlarında adeta birer sanat eserinin çekiciliğiyle kendini sunuyor.

Sergilenen eserler arasında Jacobsen’in 1964’te tasarladığı, temel şekli silindir olan paslanmaz çelik sofra takımı serisi Cylinda - Line da bulunuyor. Bu özel serinin bazı parçaları ise, halen New York Modern Sanatlar Müzesi’ndeki (MOMA) koleksiyonda bulunuyor!

Eve götürebileceğiniz eserler
Jacobsen’in kariyerinin çeşitli dönemlerine ait geçmiş yapılar için özel olarak tasarladığı bu ürünler, günümüzde dahi aynı güzelliği ve sadeliği içinde barındırdığı gibi, sergiye Türkiye’den destek veren Mozaik, Bishop ya da Total Aydınlatma gibi çeşitli tasarım firmalarından da sipariş edilebiliyor.
Müzenin zemin katının tamamına yayılan sergi, Jacobsen’in kariyerini ‘Erken Dönem’, ‘Savaş Sonrası Yılları’, ‘Uluslararası Üslûp Dönemi’ ve ‘Son Dönem İşleri’ adı altında özetlemiş. Sergi, kurgusunu, Danimarka’daki sergiden ithal bir yaklaşımla, Jacobsen binalarına ayrılmış ‘Mihenk Taşları’ ve ‘ölümsüz’ Jacobsen tasarımları için tanımlanan ‘Yaprak Dökmeyenler’ başlıklarıyla tamamlıyor. Sergide ‘Arne Jacobsen’ kimliği toplam sekiz dev panoda özetleniyor.
Dostlukla gelen sponsorluk
Bu noktada, serginin İstanbul ve Danimarka’da gerçekleşmesinde büyük emeği geçen Danimarkalı Novo Nordisk firmasının Jacobsen ile ilişkisi, 1930’lara uzanıyor. Sergide ve sergi için hazırlanan Türkçe kitapta, Jacobsen’in Novo Nordisk diabet firması için Erken Dönem’de ortaya koyduğu Novo Terapeutisk Ek Binası ve son dönem işleri arasında dikkat çeken Novo Industry Binası da tanıtılıyor. Arne Jacobsen sergisi bu bakımdan, ana sponsorun 100. yaş gününde ustasına karşı bir tür ‘saygı duruşu’ olma özelliği de kazanıyor.

‘Topyekün’ tasarlanmış dünyalar
Erken Dönem yapıtları arasında, daha 1929 Kopenhag Fuarı’nda "Geleceğin Evi"ni düşlemiş biri Jacobsen. Tepesine helikopter kondurmuş, mektuplar için otomasyon ağı döşemiş.
Usta mimar, bunun yanı sıra geometriyi demokrasiyle seviştiren ‘Bellavista - Bellevue’ (Güzelyaşam / İyihayat) konutları ya da ‘Uluslararası Üslûp’ döneminde, kapısından tuzluklarına, aydınlatmasından armatürüne kadar tepeden tırnağa tüm öğeleriyle tasarım yöneticiliğini yaptığı Kopenhag SAS Royal Oteli’yle de estetiği ekonomi ve etikle kaynaştırmış.
Öte yandan sanatçıya adanan bu sergi, kariyerinin zirvesinde ortaya koyduğu ve bugün modern bir ‘klasik’ halini alan St. Catherine Koleji ya da Danimarka Ulusal Bankası gibi yapıt örnekleriyle de, modernizmi Türkiye sınırlarında bilerek telaffuz etmemize ve anlayarak tartışmamıza sağlam bir zemin kazandırıyor.

Milliyet

 

Temmuz 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz