Tarihi binada okul olur
mu?
Ortaköy sahilinde Gaziosmanpaşa İlköğretim
Okulu olarak hizmet veren 119 yıllık Naime Sultan Yalısı, cumartesi günü
çıkan kuşkulu bir yangında kül oldu. Benzer olayların daha önce de yaşanması,
"Tarihi binaların okul olarak kullanılması doğru mu?" sorusunu gündeme
getirdi.
Ömer Balıbey (İl Milli Eğitim Müdürü):
Eğitim amaçlı kullanılmalı
Buralar misyonu olan okullar. Tarihe mal olmuş, ünlülerin yetiştiği okullar
olduğu için eğitim yeri olarak kalmalı. İçlerinde tarihi yaşayan çocuklarımız,
ileride bu okullardan mezun olmanın hazzını taşıyacak. Bina en kısa sürede
onarılacak ve okul olarak kullanılmaya devam edecek. Okulda güvenlik önlemi
alınmıştı. Otoparkı da 20 gün önce kapatılmıştı. Çünkü işletenlerin
araç giriş çıkışlarında usulsüzlük yaptıkları tespit edilmişti. İstanbul’da
40’a yakın okul, tarihi binalarda hizmet veriyor. Tarihi binaların eğitim
amaçlı kullanılması, çok daha faydalı.
Orhan Silier (Tarih Vakfı Başkanı):
Sorun açgözlülük
Tarihi binaların okul olarak kullanılmasında sorun olmadığını düşünüyorum.
Sorunun, bu binalara göz dikmiş, bunların bahçelerine, hatta tüm alanlarına
asfalt döküp otopark yapmak isteyen, kimi kamu görevlileriyle işbirliği içindeki
mafya olduğunu düşünüyorum. Sorunu eğitim kurumu olarak kullanmada değil,
bu binalarda görevli kişilerin gerçekten sahip çıkmasında aramamız
gerektiğine inanmaktayım. Büyük bir açgözlülükle buranın okul dışı işlevlerle
kullanılmaya başlanması, yakılmasıyla sonuçlandı. Şehrin birçok noktasında
benzeri tarihi bina yakılarak otopark mafyası tarafından işgal edildi.
Prof. Dr. Gül İrepoğlu (Sanat tarihçisi):
Müze olması daha doğru
Ben tarihi binaların tamamen işlevsiz bırakılmasından yana değilim.
Gerekli tüm önlemler alınırsa sağlıklı koşullar altında tarihi binalara
uygun bir işlev verilmesinden yanayım. Tarihi bir bina okul olabilir ama tüm
önlemler alınır. Ama görülüyor ki, bu okulda yeteri kadar önlem alınmamış.
Bahçenin otopark olarak kullanılması da hiç hoş değil. "O binanın
okul olarak kullanılması doğru mu?" diye sorarsanız. Böyle yerler daha
çok müze ya da aynı anda çok fazla insanın giremeyeceği mekânlar olarak
kullanılırsa daha doğru olur.
Metin Sözen (ÇEKÜL Vakfı Başkanı):
Envanter çıkarılmalı
Tarihi mirasın ve kültür varlıklarının kullanımı yıllardır tartışılan
bir konu. Her tarihi bina kül olduktan sonra bu tartışmalar tekrar gündeme
geliyor. Son yangınlar dikkate alınarak kamunun elinde olan varlıkların tam
bir envanterinin ve ‘Hangi işlevi verirsek yapının kimliğine uygun sonuç
alabiliriz?’in irdelenmesi gerekiyor. Tarihi binaların taşıyamayacağı bir
kimlikle donatılmaması gerekmektedir. 1925 yılı ve sonrasında mülkiyetler
yaşatılsın diye kamuya verilmiştir. O dönem için bu önemli bir karardır
ancak 21. yüzyıldayız. Tarihi binalarımızın nasıl kullanılacağının
tekrar karara bağlanması gerekir.
Milliyet
|