reklam

22 Temmuz 2002 Pazartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Truva hazinelerinin bir bölümünü Moskova’ya taşımışlar

Çanakkale’den kaçırılan Truva hazinesinin önemli bir bölümü Almanlardan Ruslara geçmiş. Şimdilerde Moskova’da Puşkin Devlet Müzesi’nde özel bir salonda sergileniyor. Müzede gördüğüm beş bin yıllık altın eşyalara hayran oldum.
Truva (İlion - İlium) Çanakkale Boğazı kıyısında, şimdilerde "Hisarlık - Bergama" diye bilinen bölgede çok eski bir yerleşim alanı. Milattan Önce 3.000 - 2.500 yıllarından itibaren burada insanlar yaşamaya başlamış. Truva’da üst üste 9 tabaka farklı medeniyet kalıntısı var. Homeros, "İlyada"sında Truva’yı uzun uzun anlatıyor.
Binlerce yıl toprak altında kalan Truva hazinelerine ilk ulaşan kişi olan Heinrich Schliemann, 1822 yılında Almanya’da doğuyor. 13 yaşında bakkal çırağı olarak hayata atılıyor. 22 yaşında Amsterdam’da bir gemi acentesinde çalışmaya başlıyor. 2 yıl sonra St. Petersburg’a gönderiliyor. Bir süre orada çalışıyor. 28 yaşında ABD’ye gidiyor. 2 yıl California’da kalıyor. Tekrar St. Petersburg’a dönüyor. Bir Rus kızıyla evleniyor. Rus vatandaşı oluyor. 1854 - 1956 Kırım Harbi’nde ticaret yaparak para kazanıyor. 1858 - 1959’da Kahire - Halep - İstanbul - Atina arasında 9 ay süre ile seyahat ediyor. 1863 yılında, 41 yaşında arkeolojiye merak salıyor. Paris’te Sorbone Üniversitesi’nde tarih okumaya başlıyor. En sevdiği kitap Homeros’un İlyada’sı. 1868 yılında Yunanistan üzerinden ilk defa Çanakkale’ye geçiyor. İlyada’da yazılanların izini sürerek Truva hazinelerinin peşine düşüyor.

Schliemann’ın maceralı hayatı
İstanbul’da ABD konsolos yardımcısı ünvanı ile görev yapan Frank Calvet de, Truva hazinesinin peşinde. Hisarlık’ta arazi alarak kazıya başlayan Calvet, Schliemann’a Pınarlık’ta kazı yapmasını tavsiye ediyor.
Schliemann, kazıya başlamadan Paris’e dönüyor. Truva hazinelerini konu alan doktorasını tamamlıyor. ABD’ye gidiyor. ABD vatandaşlığını kazanıyor. Oradan Atina’ya geçiyor. Bir Rum kızı ile evleniyor.
Bütün bu dalgalı ve maceralı hayattan sonra 1870 yılında izinsiz ve habersiz olarak Atina’dan Çanakkale’ye geliyor. 1871 - 1873 yıllarında Hisarlık’taki kazılarda Truva hazinesine ulaşıyor. Bulunan hazinenin, "İliada"da anlatılan, Truva Kralı Priames’un oğlu Paris’e ve de onun kaçırdığı Menelaos’un karısı Helena’ya ait hazine olduğuna inanıyor. İlk olarak çıkartılan 8.830 parça altın eşya Amerikalı konsolos muavini aracılığıyla Atina’ya kaçırılarak bir banka kasasına kilitleniyor.
Bu kazıyla ilgili hatıralarını ve bulgularını 1874 yılında Leipzig’de kitap halinde bastırarak yayımlayınca, Osmanlı hükümeti "izinsiz kazı yaptığı" için dava açıyor. Mahkeme Schliemann’a 10 bin frank ceza veriyor. Schliemann, Osmanlı hükümetine başvuruyor. "10 bin frank yerine 50 bin frank ödeyeyim, bulduklarım benim olsun" diyor. Osmanlı hükümeti bu teklifi kabul ediyor. Sadece o kadar da değil, Osmanlı hükümetinin izni ile 1878 - 1879 yıllarında kazıya ve bulduklarını dışarıya taşımaya devam ediyor. Schliemann, Çanakkale’den kaçırdığı Truva hazinesini önce satmak sonra hediye etmek için çok sayıda ülkeye başvuruyor. Müzeler ve ülkeler bir maceraperestin, izinsiz kazılar sonucu elde ettiği hazineyi kabul etmekten çekiniyor. Ama Schliemann hazineyi 1881 yılında Berlin şehrine hediye ediyor. 1882 ve 1890 yıllarında gene Çanakkale’ye geliyor. Kazıları sürdürüyor. 1890 yılında ölüyor. Atina’ya gömülüyor. Karısı hazinenin ellerinde kalan bölümünü Atina müzesine veriyor.
"Ya bize, ya biz?" diyerek sual eyleyeceksiniz... 1873 yılında Schliemann için çalışan iki işçi hazinenin bir bölümünü çalıyor. Polis çalınan parçalara el koyuyor. Bu parçalar İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne veriliyor. Fakat 1881 yılında müze soyuluyor. Bu parçalar yok oluyor. Çalınan parçalar için Schliemann ödül vaat edince, meçhul kişiler, Arkeoloji Müzesi’nden çalınan parçaları da götürüp ona teslim ediyor.

Ruslar hazineyi depoda buldu
Gelelim Truva hazinesinin Moskova macerasına...
Berlin işgal edilirken Almanlar Truva hazinesini sandıklara koyarak sığınaklarda saklıyor. Rus askerleri Berlin’deki sığınakları araştırırken bu sandıkların bir kısmını buluyor. O zamanlar genç bir arkeolog olan "İrina Antonova" hazinenin önemini askerlere anlatarak sandıkları Moskova’ya taşıtıyor. 1945 - 1995 arası tam 50 yıl bu sandıklar saklanıyor. Herkes bu sandıklardaki eşyaların harpte yok olduğunu sanırken, İrina Antonova’nın müdürlüğünü yaptığı Puşkin Müzesi’nde Truva Hazineleri Bölümü’nde altın eşyaların teşhirine başlanıyor. Almanlar 50 yıl süre geçmesine rağmen "çalıntı" olduğu için dava açıyor. Ruslar 4 bin parça altın eşyayı göndererek anlaşma sağlıyor. Ama biz Türkler hakkımızı arayamıyoruz. İrina Antonova’nın bulup Moskova’ya taşıdıkları Truva hazinesinin sadece bir bölümü... Hazinenin diğer bölümlerinin dünyanın elli müzesinde teşhir edildiği söyleniyor.
Milliyet - Güngör Uras

 

Temmuz 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz