Truva hazinelerinin bir
bölümünü Moskova’ya taşımışlar
Çanakkale’den kaçırılan Truva hazinesinin önemli bir bölümü
Almanlardan Ruslara geçmiş. Şimdilerde Moskova’da Puşkin Devlet Müzesi’nde
özel bir salonda sergileniyor. Müzede gördüğüm beş bin yıllık altın eşyalara
hayran oldum.
Truva (İlion - İlium) Çanakkale Boğazı kıyısında, şimdilerde
"Hisarlık - Bergama" diye bilinen bölgede çok eski bir yerleşim
alanı. Milattan Önce 3.000 - 2.500 yıllarından itibaren burada insanlar yaşamaya
başlamış. Truva’da üst üste 9 tabaka farklı medeniyet kalıntısı var.
Homeros, "İlyada"sında Truva’yı uzun uzun anlatıyor.
Binlerce yıl toprak altında kalan Truva hazinelerine ilk ulaşan kişi olan
Heinrich Schliemann, 1822 yılında Almanya’da doğuyor. 13 yaşında bakkal
çırağı olarak hayata atılıyor. 22 yaşında Amsterdam’da bir gemi
acentesinde çalışmaya başlıyor. 2 yıl sonra St. Petersburg’a gönderiliyor.
Bir süre orada çalışıyor. 28 yaşında ABD’ye gidiyor. 2 yıl
California’da kalıyor. Tekrar St. Petersburg’a dönüyor. Bir Rus kızıyla
evleniyor. Rus vatandaşı oluyor. 1854 - 1956 Kırım Harbi’nde ticaret
yaparak para kazanıyor. 1858 - 1959’da Kahire - Halep - İstanbul - Atina
arasında 9 ay süre ile seyahat ediyor. 1863 yılında, 41 yaşında
arkeolojiye merak salıyor. Paris’te Sorbone Üniversitesi’nde tarih okumaya
başlıyor. En sevdiği kitap Homeros’un İlyada’sı. 1868 yılında
Yunanistan üzerinden ilk defa Çanakkale’ye geçiyor. İlyada’da yazılanların
izini sürerek Truva hazinelerinin peşine düşüyor.
Schliemann’ın maceralı hayatı
İstanbul’da ABD konsolos yardımcısı ünvanı ile görev yapan Frank Calvet
de, Truva hazinesinin peşinde. Hisarlık’ta arazi alarak kazıya başlayan
Calvet, Schliemann’a Pınarlık’ta kazı yapmasını tavsiye ediyor.
Schliemann, kazıya başlamadan Paris’e dönüyor. Truva hazinelerini konu
alan doktorasını tamamlıyor. ABD’ye gidiyor. ABD vatandaşlığını kazanıyor.
Oradan Atina’ya geçiyor. Bir Rum kızı ile evleniyor.
Bütün bu dalgalı ve maceralı hayattan sonra 1870 yılında izinsiz ve
habersiz olarak Atina’dan Çanakkale’ye geliyor. 1871 - 1873 yıllarında
Hisarlık’taki kazılarda Truva hazinesine ulaşıyor. Bulunan hazinenin,
"İliada"da anlatılan, Truva Kralı Priames’un oğlu Paris’e ve
de onun kaçırdığı Menelaos’un karısı Helena’ya ait hazine olduğuna
inanıyor. İlk olarak çıkartılan 8.830 parça altın eşya Amerikalı
konsolos muavini aracılığıyla Atina’ya kaçırılarak bir banka kasasına
kilitleniyor.
Bu kazıyla ilgili hatıralarını ve bulgularını 1874 yılında Leipzig’de
kitap halinde bastırarak yayımlayınca, Osmanlı hükümeti "izinsiz kazı
yaptığı" için dava açıyor. Mahkeme Schliemann’a 10 bin frank ceza
veriyor. Schliemann, Osmanlı hükümetine başvuruyor. "10 bin frank
yerine 50 bin frank ödeyeyim, bulduklarım benim olsun" diyor. Osmanlı hükümeti
bu teklifi kabul ediyor. Sadece o kadar da değil, Osmanlı hükümetinin izni
ile 1878 - 1879 yıllarında kazıya ve bulduklarını dışarıya taşımaya
devam ediyor. Schliemann, Çanakkale’den kaçırdığı Truva hazinesini önce
satmak sonra hediye etmek için çok sayıda ülkeye başvuruyor. Müzeler ve ülkeler
bir maceraperestin, izinsiz kazılar sonucu elde ettiği hazineyi kabul etmekten
çekiniyor. Ama Schliemann hazineyi 1881 yılında Berlin şehrine hediye
ediyor. 1882 ve 1890 yıllarında gene Çanakkale’ye geliyor. Kazıları sürdürüyor.
1890 yılında ölüyor. Atina’ya gömülüyor. Karısı hazinenin ellerinde
kalan bölümünü Atina müzesine veriyor.
"Ya bize, ya biz?" diyerek sual eyleyeceksiniz... 1873 yılında
Schliemann için çalışan iki işçi hazinenin bir bölümünü çalıyor.
Polis çalınan parçalara el koyuyor. Bu parçalar İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne
veriliyor. Fakat 1881 yılında müze soyuluyor. Bu parçalar yok oluyor. Çalınan
parçalar için Schliemann ödül vaat edince, meçhul kişiler, Arkeoloji Müzesi’nden
çalınan parçaları da götürüp ona teslim ediyor.
Ruslar hazineyi depoda buldu
Gelelim Truva hazinesinin Moskova macerasına...
Berlin işgal edilirken Almanlar Truva hazinesini sandıklara koyarak sığınaklarda
saklıyor. Rus askerleri Berlin’deki sığınakları araştırırken bu sandıkların
bir kısmını buluyor. O zamanlar genç bir arkeolog olan "İrina
Antonova" hazinenin önemini askerlere anlatarak sandıkları Moskova’ya
taşıtıyor. 1945 - 1995 arası tam 50 yıl bu sandıklar saklanıyor. Herkes
bu sandıklardaki eşyaların harpte yok olduğunu sanırken, İrina
Antonova’nın müdürlüğünü yaptığı Puşkin Müzesi’nde Truva
Hazineleri Bölümü’nde altın eşyaların teşhirine başlanıyor. Almanlar
50 yıl süre geçmesine rağmen "çalıntı" olduğu için dava açıyor.
Ruslar 4 bin parça altın eşyayı göndererek anlaşma sağlıyor. Ama biz Türkler
hakkımızı arayamıyoruz. İrina Antonova’nın bulup Moskova’ya taşıdıkları
Truva hazinesinin sadece bir bölümü... Hazinenin diğer bölümlerinin dünyanın
elli müzesinde teşhir edildiği söyleniyor.
Milliyet - Güngör Uras
|