reklam

25 Temmuz 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

ABD Kızılhaç'ı için deprem riski raporu hazırlandı

ABD Hızılhaç'ının talebi üzerine, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nce hazırlanan deprem riski raporunda, İstanbul'da 7.5 büyüklüğündeki muhtemel bir depremde çok sayıda can kaybı ve yaralı olacağı belirtilerek, deprem sonrası için sağlık kurumlarını içeren sistemli bir yapısal güçlendirme kampanyası başlatılması gerektiği vurgulandı.

Amerikan Kızılhaç örgütünün, muhtemel İstanbul depremi sonrasında gereksinim duyulacak acil yardım, barınma ve sağlık hizmetlerinin lojistik planlamasında kullanılmak üzere hazırlanmasını istediği rapor, Deprem Araştırma Enstitü'sünün Deprem Mühendisliği Bölümü'nce tamamlandı.

Prof. Dr. Mustafa Erdik başkanlığında, Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu, Prof. Dr. Özay Yüzügüllü ve ölümünden önce Prof. Dr. Aykut Barka ile Doç. Dr. Bilge Siyahi ve Doç. Dr. Eser Durukal'ın yanısıra çok sayıda araştırma görevlisinin de katkısıyla hazırlanan, ‘‘İstanbul Metropolitan Alanında Deprem Riskinin Değerlendirilmesi’’ başlıklı 400 sayfalık raporda, Marmara Denizi'nden geçen ana fayın kırılması ile oluşabilecek 7.5 aletsel büyüklüğünde bir depremin sonuçları ele alındı.

Muhtemel depremde meydana gelebilecek her türlü hasar, öngörülen ölü ve yaralı sayısı ile sağlık üniteleri ve barınma birimleri, hazırlanan haritalar üzerinde ayrıntılı olarak gösterildi.

Raporun ‘‘sonuç’’ bölümünde, çalışmanın, uluslararası camiada kabul gören bilimsel yöntemler kullanılarak gerçekleştirildiği belirtilerek, şu görüşlere yer verildi:
‘‘Rapor, özellikle deprem sonrası acil yardım ve sağlık hizmetleri ile geçici barınma gereksinimlerinin lojistik planlaması için rasyonel bir veri tabanı oluşturmaktadır. Lojistik planlamada, kullanıcıların raporda üretilen tüm sayısal bilgilere ‘Coğrafi Bilgi Sistemi' (GIS) platformunda yaklaşık 400 metre x 600 metre boyutundaki küçük bölgeler bazında erişebilmesi olanağı sağlanmıştır. Ancak gözardı edilmemesi gereken önemli bir husus, İstanbul'daki hastane ve sağlık tesislerinin, büyük bir deprem sonrasında kendilerinden beklenen yoğun sağlık hizmetini kesintisiz bir biçimde yerine getirebilecek düzeyde deprem dayanımına sahip olup olmadıkları konusudur. Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı, üniversite, SSK ve özel sağlık kurumlarını içeren sistemli bir yapısal güçlendirme kampanyasına vakit geçirilmeden başlanmalıdır.

Ayrıca, İstanbul'da Sağlık Bakanlığı'na bağlı 26 hastane kompleksinde yer alan binalar için Dünya Bankası kredisiyle hazırlatılmış bulunan güçlendirme projelerinin, yine Dünya Bankası'ndan sağlanması mümkün olan kaynaklarla hayata geçirilmesi özel bir önem taşımaktadır.’’

Yığma binalara dikkat
Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi görevlisi İnşaat Yüksek Mühendisi Nejat Bayülke'nin ‘‘Depremlerde Hasar Gören Yapıların Onarım ve Güçlendirilmesi’’ adlı kitabında, yığma binalarda oluşabilecek hasarlar ile onarım yöntemleri de anlatılıyor.

Yığma yapılarda en çok görülen hasar türünü ‘‘oturma çatlak ve hasarları’’ oluşturuyor. Söz gelişi, orta bölümde oturma varsa, çatlaklar temele yakın bölümlerde oluşuyor. Oturma çatlakları, özellikle killi zeminlerin taşıma gücünün, su kaçakları sonucu zayıflamasıyla oluşuyorlar. Killi toprak üzerindeki yığma yapılarda, ağaçlar bile oturma çatlaklarına neden olabiliyor, Özellikle kurak yaz aylarında, bina çevresindeki kavak ve söğüt tipi ağaçlar, topraktan su çekerek, zeminin sıkışmasına yol açıyor. Bu da temelde oturmaya neden oluyor.

Yığma binaları güçlendirirken, duvarların içine ve dışına, içinde donatı olan güçlendirme bantları eklenebileceği gibi, duvarın tümü donatı hasırı ile de kaplanabiliyor.
Hürriyet

 

Temmuz 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz