Hititler sergisi
Almanya'da
Berlin'in Martin-qropıus galerilerinde yıl sonuna
kadar açık kalacak olan Hititler sergisi için ilk ay gösterilen ilgi
azalmayacak gibi görünüyor... ''Darısı bizim müzelerin başına'' diyerek
biz de geziyoruz...
Yıllardır Türkiye'nin antik tarihini ünlü Bergama Müzesi'nden öğrenen
Berlinliler, 12 Haziran 2002 tarihinden bu yana da ''Die Hethiter'' (Hititler)
sergisiyle birlikteler..
Kültür Bakanlığı (Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü) tarafından;
''Das volk Der 1000 götter'' (bin Tanrılı halk) başlığı altında düzenlenen
sergi, Berlin'in bir başka ünlü kültür merkezi ''Martin-qropıus-Bau''
binasında 2002 yılı sonuna kadar izlenebilecek...
Yine bu günlerde Berlin'deki ''Türkevi'' binasında Mimarlar odası tarafından
açılan ve Uluslararası Mimarlar Birliği'nin (UIA) 22-29/Temmuz/2002
tarihleri'ndeki ''Dünya Mimarlık Kongresi'' ne katılan 100'ü aşkın ülkeden
binlerce mimara tanıtılmakta olan ''Anadolu'da Sivil Mimarlık ve ev geleneği''
sergisi de aynı kültürel buluşmaya eşlik ediyor...
Böylece Berlin'de, bir yandan Bergama Müzesi, bir yandan Hititler sergisi
ve bir yandan da Anadolu evleri çıkarmasıyla, Türkiye'nin binlerce yılılk
tarihsel geçmişinin zengin bir yelpazesi kentin kültür yaşamına katılıyor...
Hüzün ve merak yan yana
2005 yılında Mimarlar Odası'nın İstanbul'da ev sahipliğini yapacağı Dünya
Mimarlık Kongresi'nden zaman ayırıp ''Hititleri izlemeye'' gittiğimizde,
tarihi Martin-qropıus binasının hemen yanındaki ''Terörün Topoğrafyası''
sergisiyle karşılaşıyoruz.
''Berlin duvarı'' ndan arta kalan bir parçanın önünde ve aynı duvar
''fon'' yapılarak düzenlenen sergi, ''Nazi Dönemi'' ndeki insanlık dışı
olaylarla birlikte II. Dünya Savaşı'ndaki bombalanan Berlin'i fotoğraflar,
grafikler ve bilgi panolarıyla anlatıyor...
Kentteki ilan panolarında yer alan; ''Don't Never Forget'' (Asla Unutma) yazılı
afişler de etkili olmuşlar ki faşizmin ve savaşın dramını her yaştan
kalabalık gruplar izliyor...
Berlinlileri ''hüzünleriyle'' baş başa bırakıp galeri binasına girdiğimizde
ise Hititlerle tanışmaya gelenlerin daha kalabalık olduğunu görüyoruz...
Gaziantep, Kayseri, Adana, İstanbul, Kastamonu İzmir ve diğer bazı
illerdeki müzelerden derlenen Hitit sanatı ve mimarisine ait antik eserleri
dakikalarca izleyen Almanların, her parçaya ait bilgi yazılarını dikkatle
okumaları ise Anadolu uygarlıklarına duyulan ilgiyi kanıtlıyor...
Sergiyi birlikte gezdiğimiz Adanalı mimar ''Erkan Karakaya'' ise giriş ücreti
olarak ödediğimiz 6 Euro'ları (10 milyon lira) da anımsatarak diyor ki; ''Türkiye'de
turistler de olmasa müzeler bomboş kalacak..."
''Biz bile Anadolu tarihini kendi müzelerimizde göreceğimize, ancak burada
görmeye zaman ayırıyoruz...''
Hititler sergisi, yaklaşık 45 dakika süren bir belgesel filmle de
desteklenerek düzenlenmiş... Galerideki bir salonda, Hattuşa'nın canlandırıldığı
kent maketiyle aynı mekânda gösterilen film başlayınca oturacak boş
sandalye kalmıyor... Öyle görünüyor ki serginin kapanış tarihi olan 29
Aralık 2002'ye kadar Hititleri tanımayan Berlinli pek kalmayacak...
Martin-qropıus'un eski Doğu Berlin'e bakan kapısından ''Darısı bizim başımıza''
diyerek çıkıyoruz...
Gaziantep, Kayseri, Adana, İstanbul, Kastamonu İzmir ve diğer bazı
illerdeki müzelerden derlenen Hitit sanatı ve mimarisine ait antik eserleri
dakikalarca izleyen Almanların, her parçaya ait bilgi yazılarını dikkatle
okumaları Anadolu uygarlıklarına duyulan ilgiyi kanıtlıyor.
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|