reklam

14 Ağustos 2002 Çarşamba
Ana Sayfa
>
Haberler

İstanbul'un gönüllü gözcüleri

İstanbul'un gönüllü gözcüleriAnadoluhisarı'ndaki Amcazade Yalısı, Boğaz'daki en eski yalı. Karlofça Antlaşması'nın görüşmelerinin bir bölümü 17. yüzyılın sonundan beri camlarında Boğaz'ın sularını yansıtan yalıda yapıldı.

'Bu şehir bize çok şey verdi, bunların karşılığını ödemenin zamanı geldi' diyen bir avuç insan, Şehristanbul adlı bir dernek kurdu. Derneğin ilk faaliyeti, kenti karış karış gezerek tarihi yapıların durumlarını gözlemek

Bir avuç insanlar aslında. Ama büyük hedefleri var. Mimar, gazeteci, yazar, öğrenci, emekli, ev kadını ve sanat tarihçisinden oluşan dernekleri zengin bir yelpaze oluşturuyor. Kısa bir süre önce kurulan 'Şehristanbul' derneğinin üyelerinin hepsi birer İstanbul âşığı ve hedefleri İstanbul'u kurtarmak!

Gerçi onlara 'akıntıya karşı kürek çektiklerini' söyleyenler de var, ama onlar yine de umutlu. İstanbul'un kendilerine çok şey verdiğini, bunun karşılığını şehre ödemenin zamanının geldiğini düşünüyorlar. En son Ortaköy'de yanan Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu'nun önünde karşımıza çıktılar. Yeni bir dernek olmalarına karşın etkin olmaya başladılar. Öyle ki İstanbul Valiliği, Ortaköy'deki tarihi binaların denetimini yakında onlara bırakacak.

Üye olmayanlara da açık
Derneğin bir diğer somut çalışması da üye olmayanlara da açık olan 'İstanbul'u keşfetme' gezileri. Gezilerde 10 milyon lira karşılığında bugüne kadar adını duyduğunuz ancak tarihini, güzelliğini bilmediğiniz semtleri günübirlik gezilerle keşfetmek mümkün. Akşam herkes yorgun ama mutlu ayrılıyor. Kimileri bu gezilerden öyküler çıkarıyor.

Derneğin başkanı Atilla Tuna, sanat tarihçisi ve turizmci. İstanbul'u iyi tanıyor ve yola koyulmalarının nedenini, 'İstanbul'da tarih katliamının önüne geçmek' olarak açıklıyor. Rutin toplantılarını yaptıkları turizm ofisinde Tuna, bir ara camı açarak İstiklal Caddesi'nden gelen gürültüye dikkat çekiyor. Kanuni sınırlara göre 90 desibeli aşmaması gereken müzik sesinin, bunun dört-beş katı olduğunu söylüyor ve buna karşı harekete geçtiklerini belirtiyor.

Bir diğer üye, Jale Sancak. Tekstil sektöründe çalışıyor, aynı zamanda öykü yazıyor. Açık Radyo'da şehir üzerine sohbet programları yapıyor. Sancak İstanbul hakkında sadece konuşmanın bile kendisini heyecanlandırdığını anlatıyor.

Kafasında İstanbul'la ilgili bin bir proje var: "Neden her çöp tenekesi bir sanat eseri olmasın. Floransa'daki gibi boyanmasın. Bir pilot bölge belirleyelim, evlerin tümü boyansın, çiçeklendirilsin. Sonra bunu yaygınlaştıralım. Bunlar küçük şeyler gibi görünebilir ama bir yerden başlamalı."

'Mutsuzluk şehirden değil'
Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Alp Budak ise "Aslında Herkes bir şey yapabilir aslında bu şehir için. İstanbul hâlâ dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Hem de çirkin yapılaşmalara, bunca tarih ve doğa katliamına rağmen. Bu güzelliğin daha fazla yok olmasına hiç kimse izin vermemeli" diyor. Budak, "İstanbul'un güzelliği yerine ekonomik yönü ön plana çıkarılıyor. İnsanların mutsuzluğu şehrin dokusundan değil. Burası çok güzel bir şehir" diyor ve elinden geleni yaptığını ekliyor.

Ailesi 82 yıldır İstanbul'da yerleşik olan bar işletmecisi Ömer Öztürk ise, "İki-üç tarihi mekânım var. 'Ne yapıyorsun?' derseniz, tarihi yapıların günden güne yok olduğu bir zamanda onları koruyorum. Şehir çok göç alıyor, herkes kendi kültürünü getiriyor. Tamam ama, bir de 'İstanbullu' olmak var" diye düşünüyor. Yazar Nalan Barbarosoğlu, kıyıda köşede kalan tarihi yapıların gün yüzüne çıkarılması gerektiğini söylerken, bir diğer üye ressam, gazeteci, yazar Hakkı Sabancalı, "İstanbul ölmekte olan bir şehir ama geride kalanları muhafaza etmek için bir şeyler yapmak lazım" diyor.

Emekli sekreter Leyla Er ise, çok temiz, binasına, tarihine, insanına saygılı bir İstanbul hayal ediyor ve tüm bunların olacağına inanıyor. Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Alp Selçuk Kaya tarihi eserlerin katliamına dur demek için katkıda bulunmak istediğini, dış ticaret uzmanı Işıl Vural da ne kadar kalabalık olunursa katliamın önüne o kadar çabuk geçileceğini söylüyor.

Tarihi evlat edinmek
Derneğin ilginç projelerinden biri de tarihi yapıların evlat edindirilmesi. İlk, orta ve yükseköğrenim öğrencileriyle yapılacak çalışma sonucunda, her öğrenci tarihi bir yapıyı evlat edinecek. Tamamen gönüllülük temelindeki bu çalışmada öğrenci, o yapıyı gözetleyecek, herhangi bir değişiklik ya da hasar gördüğünde derneğe haber uçuracak.
Radikal

 

Ağustos 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz