İskenderiye Mısır'a
yine hayat verecek
İki bin yıl sonra yeniden kurulan kütüphane 16 Ekim'de törenle açılacak.
Tarihin en büyük ve rakip iki bilgi yuvası İskenderiye ve Bergama Kütüphaneleri
'ydi. Birbirinden değerli, ender görülen elyazmalarının yer aldığı bu
iki kütüphaneden I. Attalos 'un yaptırdığı Bergama Kütüphanesi tamamen
unutuldu, Demetrios de Phalere 'nin M.Ö. 297 yılında yaptırdığı İskenderiye
Kütüphanesi ise yirmi yüzyıldan uzun bir süre belleklerden silindikten
sonra yeniden inşa edilerek dünya kültür kervanına katıldı.
İki binyıl sonra yeniden kurulan İskenderiye Kütüphanesi, 16 Ekim'de Mısır
Başkanı Hüsnü Mübarek ile Fransa Başkanı Jacques Chirac tarafından törenle
açılacak.
Bütünüyle yıkılan rakibinin 2002'de 85.000 metrekare alan üzerine 11
katlı ultramodern görkemli bir yapı olarak yeniden doğmasına karşılık günümüze
kadar gelmeyi başaran Bergama Kütüphanesi, yıkıntı olarak varlığını sürdürüyor.
Dört binadan oluşan gelecekçi bilginin tapınağı İskenderiye Kütüphanesi'nde,
dört konferans salonu, 14-18 yaşlar için tasarlanan bir kitaplık, yaklaşık
250 parçanın sergileneceği küçük bir müze, 99 kişilik bir gezegen gözlemevi
var. Fransa tarafından inşa edilen kütüphane yapılarının içinde bir gökbilim
enstitüsü ve bir doğa bilimleri müzesi de bulunuyor. 17 asansörlü binanın
okuma salonlarında ses geçirmeyen özelliğinden dolayı meşe parke kullanılmış.
Bazı duvarları ses geçirmeyecek biçimde hava boşluklu ya da siyah Zimbabwe
graniti kaplanmış olan kütüphanenin çatısı ise 98 görkemli kolonun üstünde
duruyor.
Dünyadaki ilk halk kütüphanesi
İnsanların bilgi toplama eğiliminin ilk somut örneği olan İskenderiye Kütüphanesi,
geçmişin izlerini en üst düzeyde koruma isteğini ortaya çıkarıyor. Dünyadaki
ilk halk kütüphanesi olan İskenderiye Kütüphanesi'nin yok olması değişik
dönemlerde gerçekleşmiş. İ Ö 47 yılında Julius Cesar 'ın İskenderiye'ye
girişi sırasında 40.000 ila 400.000 rulo yakılıp kül edildiği biliniyor.
İ.S.4. yüzyılda, İskenderiye piskopozu Theophile de 'putperest kalıntılar'
olarak nitelendirdiği kütüphanenin yıkılmasına katkıda bulunur. VII. yüzyılda
ise Halife Ömer zamanında kalan 700.000 rulo halk hamamlarını ısıtmak amacıyla
yakılır.
Projenin Genel Koordinatörü Mohsen Zahran , kütüphanenin sonsuz bir güneşin
doğuşu gibi su yüzüne çıkan bilgi ışığı olduğunu ve Mısır'ın gelişmesi
için bir kaldıraç görevi üstleneceğini söylüyor. Al Ahram gazetesinin
yazarı Ahmad Youssef ise kütüphanenin kente hayat vermesi gerektiğini
vurguluyor.
Fakat eleştiriler de yok değil: özellikle Mısırlılar kütüphanenin açılışının
sürekli ertelenmesini eleştiriyor, 1,4 milyar frankı bulan inşaat maliyetini
de çok yüksek buluyorlar. Ayrıca, kafalarda işleyişle ilgili bazı soru işaretleri
de var. Kütüphanede, Mısır'da ve Arap dünyasında yasaklı olan bazı
bilgileri içeren kitaplar da bulunacak mı? Başka öncelikler yok muydu? Örneğin,
Kâhire Müzesi'nin depolarında gizlenen arkeolojik parçaları halka tanıtacak
ve kazı depolarındaki yapıtları yağmadan koruyacak yeni bir müze kurulamaz
mıydı?
Cumhuriyet
|