3. yıl...
Yalçın Pekşen
Gazetelerin yazdığına göre depremlerin 3. yıldönümü yaklaşırken,
Adapazarı'nda kalıcı konutları dağıtılan depremzedeler isyan etmişler.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nce (TOBB) hibe edilen ve Bayındırlık
Bakanlığı'nca dağıtılan 520 konutta oturmaya hak kazananlar yeni evlerini,
benzetmek gibi olmasın, 'depremden çıkmışa' benzetmişler.
Henüz hiç kimsenin oturmadığı konutların parkeleri kabarmış, bazılarının
çatıları çökmüş, kapı ve pencereler açılıp kapanmaz durumdaymış. Sıhhi
tesisatların çoğu hiç kullanılmadan kırılmış veya çatlamış..
Bunları görünce isyan etmişler..
Bence etmesinler; bizim Anayasamızda 'devletin eli tez olur' şeklinde bir
kural yok.
Tersine devletin elinin epey ağır olduğunu gösteren birçok örnek var.
1966 Varto depreminde evleri yıkılanların kalıcı konutları ne zaman
verildi, biliyor musunuz?
Depremden 32 yıl sonra, 1998 yılında..
Depremde evleri yıkılanların çoğu artık hayatta olmadıkları için
evler çocuklarına, hatta bazı örneklerde çocuklar da öldükleri için
torunlarına verilmişti.
Neye isyan ediyorsunuz? Böyle yürür bizde deprem işleri..
Kırık dökük bile olsa 3 yılda teslim edilen konutlar bence büyük bir
gelişmenin işaretidir..
1998 yılında Adana-Ceyhan depreminde evlerini kaybedenlerin bir kısmı
hala çadırlarda..
İstanbul'a gelince..
1999 yılında iki büyük depremden sonra yazdığım bir yazıda olası
Marmara depremi için hiçbir hazırlık yapmayan İstanbul Belediyesi
yetkililerini şaka yoluyla uyarmak istemiş ve
-En ucuz çözüm deprem mi ?.. diye sormuştum.
Meramım şuydu; Belediye veya yetkili makamlar tehlikeli oldukları ortaya
çıkan yapıları onarmak (veya onartmak) için ne bekliyorlardı?
Depremler daha yeni olmuştu; belki biraz aceleci davranmıştım. Ne var ki,
depremin üçüncü yılında resmi makamların benim formülümü ciddiye aldığını
gösteren işaretler ortaya çıkmıştı.
Başkan Gürtuna önceki gün 'İstanbul hazır değil..' dedikten sonra, 'işe
başlamak için hukuk ve yetki desteği ile birlikte 1 milyar dolar kadar finans
desteği' gerektiğini söylüyordu.
Geçen üç yıl içinde sadece ihtiyaçlar saptanmış, bir de harita yapılmıştı.
Eylül ayında internetten ulaşılabilecek haritada herkes kendi evinin
zemin durumunu ve hangi şiddette depreme dayanabileceğini öğrenecekti.
Bu harita işe yarar mı?
Bence yarar.. En azından İstanbul Belediyesi'nden 'derde deva' bir çözüm
beklemenin hayal olduğunu bir kez daha kafamıza dank ettirir.
Söz konusu harita zorunlu deprem sigortasını yaptırmayanları sigorta
yaptırmaya zorlasa bile faydalı olabilir.
Biliyorsunuz, 'Zorunlu Deprem Sigortası' yaptırmak 'zorunlu' değil..
Akşam
|