ÇEKÜL , Anadolu
yollarında
Kentlerin, ilçelerin, beldelerin tarihi ve kültürel dokularının korunmasını
amaçlayan gezilerde, bu bilinci Anadolu halkına aşılamak ve lokomotif görevini
üstlenmek de ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen'e düşmüş.
Hemen her hafta dağ bayır demiyor; Anadolu yollarında, çorbaya kendi tuzunu
katmaya çalışıyor.
Erbaa Kalesi'nden aşağı bakıyorum. Görünüm harika... Kale arkamda...
Önümde Erbaa ilçesi inanılmaz yeşilliğiyle gözleri alıyor. Yanımda
Erbaa Belediye Başkanı Ahmet Yeniağa var. Onunla ilçenin nasıl daha hızlı
kalkındırılması gerektiğini ciddi ciddi konuşuyoruz.
Bana Çarşamba Havaalanı yolunun kısaltılması için Hasan Uğurlu Barajı
üzerinden yeni bir yol yapılması gerektiğini anlatıyor. İyi de neredeyse bütün
illerin var da Tokat'ın neden bir havaalanı yok? Yeniağa diyor ki: ''Aslında
bir havaalanı var, ama rantabl olmadığı gerekçesiyle kapattılar. O nedenle
Samsun Çarşamba Havaalanı'nı kullanıyoruz.''
Aslında Anadolu illerinin sorunları çok. Bunların üstesinden
gelinebilmesi için sivil toplum kuruluşları, il, ilçe belediyeleri,
valilikler, kaymakamlıklar, yöre halkı hepsi el ele vermişler, çalışıyorlar.
Kentlerin, ilçelerin, beldelerin tarihi ve kültürel dokularının korunması
en büyük hedef. Bu bilinci Anadolu halkına aşılamak ve lokomotif görevini
üstlenmek de ÇEKÜL Vakfı ve onun başkanı Prof. Dr. Metin Sözen 'e düşmüş.
Hemen her hafta dağ bayır demiyor; Anadolu yollarında, çorbaya kendi tuzunu
katmaya çalışıyor.
Erbaa manzarasını seyrederken dalıp gitmiştim. Yanımda gruptaki arkadaşlardan
birisi beni yaşama döndürüyor: ''Şu leylek gileğinin (leylek çöreği)
tadına bir bak. Parmaklarını da birlikte yiyeceksin.''
Leylek gileği Batılının ''krep'' adını verdiği gözlemeye benzer bir
yiyecek. Üzerine dut pekmeziyle dövülmüş kuru ceviz koyarak yeniyor. Arkadaşlardan
biri kıs kıs gülüyor: ''Anadolu'da nüfus artış oranının bu kadar yüksek
oluşu rastlantı değil herhalde. Bu yiyeceklerin çoğu Viagra'dan beter.''
Viagra ya da değil... Esas Viagralık işler çevrenin korunması, kültür
mirasına sahip çıkılması. Bir de beş ilin ortak bir projesi gelişiyor.
Projenin adı ''Yeşilırmak yeşildi'' .
Bunu paylaşan iller Amasya, Çorum, Tokat, Yozgat ve Kastamonu. Çevre
kirliliği yüzünden kahverengi akmaya mahkûm ettiğimiz Yeşilırmak yeniden
yeşile dönüşürse fena mı? Yeşilırmak'ın geçtiği Kelkit Vadisi zaten
ikinci bir Çukurova gibi... Anadolu insanının hayranlık uyandıran bir sürekli
üretim peşinde koşması. ABD'de ekolojik tarım çalışmalarının alıp yürüdüğü
günümüzde, aynı şeyin Anadolu'da yapılması için kollar sıvanıyor.
Tokat ve ilçelerine geldik geleli toplantıdan baş alamıyoruz. Metin Abi
(Prof. Metin Sözen) beyin fırtınası toplantılarının yararlarına
kesinlikle inananlardan. Diyor ki: ''En değerli kaynağımız insan kaynağı.
Ona sürekli yatırım yapmak zorundayız. Bir yerel yönetim akademisi kurma çalışmamız
var. Çünkü kalkınmada işin aslı sürdürülebilirlik, üretim ve
verimlilik.''
Buralarda dolaşırken birden aklıma Tokat ve ilçelerinde 1999 seçimlerinde
hangi partinin belediye başkanlıklarını aldığını sormak geliyor. MHP almış.
Ama işin ilginç yanı, yerel yöneticilerin hiçbirisinin siyasi kimlik örtüsü
altına sığınmaya çalışmamaları. Yaptıkları işlerden ''Ayinesi iştir
kişinin'' demek istedikleri de çok açık.
Cumhuriyet
|