En 'sorunlu' zirve
Dünya ormanlarını kaybediyor, havası, toprağı
tehlikeli atıklarla kirleniyor. Yoksulluk ise insanın ömrünü törpülüyor.
Kirlilik, çölleşme, yoksulluk... Dünya kaynaklarının 'sürdürülebilir
kullanımı', Rio Konferansı'nın devamı olan Afrika zirvesinde tartışılacak.
Ancak ülkeler 10 yıl önce verilen ödevleri yapmış değil.
Doğanın tahribi, nüfus artışı, yoksulluk, kaynakların tükenişi, işsizlik
gibi dünya sorunları 26 Ağustos 4 Eylül 2002'de Güney Afrika' nın başkenti
Johannesburg'da yapılacak zirvede tartışmaya açılacak.
Hava, toprak ve su kirliliği, ormansızlaşma, çölleşme, dünya üzerindeki
tüm yaşamı olumsuz etkiliyor. Kaynakların 'sürdürülebilir kullanımı'
ise gelecekteki tüm yaşamların garantisi olarak sunuluyor. İşte, hükümet
temsilcileri, işadamları, sivil toplum örgütleri, uzmanlar, akademisyenler,
çevreciler, önümüzdeki günlerde yaşlı gezegenimizin geleceğini 'Dünya Sürdürülebilir
Kalkınma
Zirvesi' nin (WSSD) gündemi. WSSD'de ekonomik, sosyolojik, ekolojik açıdan sürdürülebilir
kalkınma ve yaşam seçenekleri konuşulacak.
Çok söz verildi
Johannesburg zirvesi, 10 yıl önce 1992'de Rio'da yapılan 'BM Çevre ve Kalkınma
Konferansı'nın devamı niteliğinde. Rio'ya katılan 117 ülke hükümet ve
devlet başkanları, dünyanın bütünü için 'sürdürülebilir kalkınma'
gereğini kabul etmişti. 'Rio Konferansı' olarak anılan BM Çevre ve Kalkınma
Konferansı'nın sonunda beş bildirge öne çıkmıştı. Bunlar, 'Çevre ve
Kalkınma İçin Rio Bildirgesi', 'BM İklim
Değişikliği Çevre Sözleşmesi', 'BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi',
'Orman Bildirgesi' ve 'Gündem-21'di.
Hedef küresel ortaklık 'Çevre ve Kalkınma İçin Rio Bildirgesi', sürdürülebilir
kalkınma için çalışmayı, sürdürülebilirlik sınırları dışında
kalan üretim ile tüketimden vazgeçmeyi ve bu alanda bir küresel ortaklık
kurmayı hedefledi.
'BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi', sera gazlarının
konsantrasyonunun, özellikle karbondioksit salınımların dünyayı tehdit
etmeyecek seviyede tutulmasını amaçladı.
'BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi', dünyadaki tür ve ekosistem çeşitliğinin
korunmasını hedefledi. Türkiye bu sözleşmeye 1997'de taraf oldu.
'Orman Bildirgesi', ormanların dünya üzerindeki yadsınamaz rolünün altını
çizdi. 'Gündem-21' ise 21. yüzyıla geçerken sürdürülebilir kalkınmayla
ilgili alanlarda ülkelerin yapması gereken eylemleri bütünleştiren genel
bir plandı.
Yapılanlar yetersiz
Rio'dan beş yıl sonra, Haziran 1997'de New York'ta ikinci bir dünya zirvesi için
bir araya gelen 160 katılımcı, cesaret veren bazı sonuçlara karşın, yapılması
gerekenleri yeterli bulmadı. Yani, ülkeler gelecek için gerekenleri ve ödevlerini
iyi yapmıyordu. Aynı durum WSSD için de geçerli. Zirve öncesi son hazırlık
toplantısında, hükümetlerin hiçbir konuda uzlaşmaya varamaması, düş kırıklığı
yaratıyor. Çevreciler, Bali'deki son toplantıda hükümetlerin çevreyi hiçe
saydığını vurguladı. İklim değişikliğine yol açan sera etkisi yaratan
gazların en büyük üreticisi konunumdaki ABD'nin Kyoto İklim Anlaşması'nı
tek taraflı iptal etmesi ve Başkan George Bush'un WSSD'ye katılmaması, hükümetler
tarafından imzalanan protokollerin gerisinde kalınması, bazı ülkelerin
imzaladıkları birçok anlaşmayı uygulamaması, dünyanın geleceğinin halen
karanlık olduğunun göstergesi sayılıyor.
Johannesburg'da yapılacak ve 'Rio+10' olarak adlandırılan zirvede,
beslenme, su, barıma, sağlık hizmetleri, enerji ile ekonomik güvence
istemleri tartışılacak. Zirve, nüfus artışını dizginlemeyi, insanların
yaşam kalitesini artırmayı ve doğal kaynakları korumayı hedefliyor. Bir başka
açıdan WSSD, yoksulluğun ortadan kaldırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilir
kalkınma için 'tarihi fırsat' olarak da değerlediriliyor.
Zirvenin programı WSSD'nin gayriresmi toplantıları dün başladı ve yarın
sona erecek. Resmi toplantılar ise 26 Ağustos-4 Eylül tarihlerinde yapılacak.
Yerel Yönetimler Oturumu 27-30 Ağustos, Su Forumu 28 Ağustos-
3 Eylül, Bilim ve Teknoloji Forumu 26 Ağustos-4 Eylül, Uygulama Konferansı
24-26 Ağustos, Sendikalar Zirvesi 24 Ağustos-1 Eylül, Temiz Su ve Hava Çalışma
Toplantısı 29-30 Ağustos tarihlerinde, Parlamenterler Zirvesi 27 Ağustos,
Enerji Konferansı 30 Ağustos, İş Dünyası Zirvesi ise 1 Eylül'de gerçekleştirilecek.
Sezer, Türkiye adına ulusal rapor sunacak
Zirve için Türkiye tüm hazırlıklarını tamamladı. BM'ye üye 189 ülkeden
65 bin katılımın beklendiği zirveye Türkiye, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer başkanlığında bir heyetle katılacak. Sezer ve Çevre Bakanı Fevzi
Aytekin zirveye 2-4 Eylül 2002 tarihlerinde dünya ülkelerinin devlet ya da hükümet
başkanlarının buluşacağı 'Liderler Zirvesi'nde konuşacak. Sezer, 'sürdürülebilir
kalkınma ve çevre' konusunda Türkiye'nin bulunduğu noktayı anlatacak. Zirve
için oluşturulan teknik heyet de Johannesburg'a gitti.
Zirvede gerek 'Gündem 21', gerekse Rio ve sonrasında kabul edilen diğer
uygulama araçlarının ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada
ne kadar hayata geçirdiği değerlendirilecek. Türkiye bu kapsamda Çevre
Bakanlığı koordinasyonda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimler,
iş dünyası ve bilim çevrelerinden oluşan sivil toplum kuruluşları
temsilcilerinin katılımıyla geçen 10 yıllık sürede söz konusu küresel
girişimi ülke politikalarına ne ölçüde yansıttığı ve bundan sonra yapılması
gerekenler ve önceliklerin yer aldığı bir 'ulusal rapor' sunacak. Ulusal
raporda 'yönetişim', 'yoksullukla mücadele', 'iş dünyası ve sanayi',
'bilgi ve iletişim', 'biyolojik çeşitliliğin korunması' ve 'iklim
değişikliği' konularına yer verildi. Ulusal raporda ayrıca, afet yönetimi,
bölgesel denizler ve AB uyum süreci konuları da sürdürülebilir kalkınma açısından
ele alındı. Türkiye'de sürdürülebilir kalkınma konusunda son 10 yılda
yapılan başarılı projeleri kapsayan 'en iyi uygulama' dokümanları da hazırlandı.
Çevrecilerin yoğun tepkisine yol açan İzmit Büyükşehir Belediyesi'nin
atık yakma ve depolama tesisi İZAYDAŞ ve Köykent Projesi, Türkiye'nin en
iyi uygulamaları arasında yer alıyor.
Radikal
|