reklam

27 Ağustos 2002 Salı
Ana Sayfa
>
Haberler

Kalkınma Zirvesi ile ilgili olarak TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu bir basın açıklaması yaptı

"Sürdürülebilir Kalkınma" Konferansı 26 Ağustos 2002 Tarihi'nde Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde başladı. Kalkınma Zirvesi, 10 yıl önce Brezilya'nın Rio kentinde toplanmış, dünya ulusları çevre ile uyumlu bir kalkınmanın stratejisi arayışları üzerine anlaşmalar imzalamışlardı. Bu seneki zirvede, 10 yıl önce verilen sözlerin ne kadar tutulduğu izlenecek ve çevrenin korunması için alınacak tedbirler ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gözden geçirilecek. Bu sene toplanan zirveye yönelik olarak "Yoksulluk, Açlık, Barınma En Önemli Çevre Sorunu..." başlığı altında "TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim 
Kurulu" nun değerlendirmesi şöyle:

"1992 yılında, Brezilya'nın Rio kentinde "BM, Çevre ve Kalkınma Konferansı" toplanmış ve dünya ulusları çevre ile uyumlu bir kalkınmanın stratejisi arayışları üzerine şekillenen anlaşmalar imzalayarak, temel ilkeleri belirlemişlerdi. Aradan geçen 10 yılda, çevresel değerlerin korunması ve geliştirilmesi, ekonomik politikaların, sosyal yaklaşımların çevre ile uyumunda kat edilen mesafeler Johannesburg Zirvesi'nde masaya yatırılıyor.

26 Ağustos - 4 Eylül 2002 tarihleri arasında Güney Afrika'nın, Johannesburg kentinde toplanacak olan "Sürdürülebilir Kalkınma" Konferansı dünya ülkelerinin 10 yıl önce verdiği sözler ve aradan geçen zaman içerisinde sergiledikleri performansla yüzleşecek olmaları açısından önemli olmakla birlikte, birçok açmazı içerisinde barındırmaktadır.

1972 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından toplanan Stockholm Konferansı ile "Çevre ve İnsan" kavramı ilk kez uluslararası düzeyde gündeme alınırken, mevcut kalkınma paradigması sorgulanmış, dünyanın doğal dengesinin korunması için; insan ve doğal varlıklara öncelik veren bir anlayışın egemen olması gereği ortaya koyulmuştur. Bu konferansta, kapitalist kalkınma anlayışını sorgulayan dönemin Hindistan Devlet Başkanı Indra Gandhi bu gün hala
geçerliliğini koruyan tespiti ile en önemli çevre sorununun, yoksulluk, açlık ve barınma olduğunu dile getirmiştir.

Bu gün, Johannesburg zirvesine katılan tüm uluslardan delegelerin yanıtlaması gereken soru aradan geçen 30 yılda dünya uluslarının üretim kapasiteleri çok büyük oranlarda artmış olmasına karşın Gandhi'nin tespitinin neden hala geçerli olduğudur? Ve elbette bu durumun sorumluları kimler olduğu da tartışılmalıdır.

Beşeri ve doğal tüm boyutları ile insanın organik bir bütünlük içerisinde olduğu çevre ile uyumlu bir yaşam biçimi geliştirebileceğine inanan Çevre Mühendisleri Odası, böylesi bir yaşam biçiminden insanlığın mahrum edilmesini meşrulaştırmaya yönelik üretilen ve tüm dünya ölçeğinde dolaşıma sokulan şifreleri aydınlatma görevi gereğince, 1972 - 2002 döneminde yaşanan birçok değişim ve alt-üst oluşa karşın çevre paradigmasındaki temel değişimini açığa çıkarma kararlılığındadır.

1972 yılında dönemin uluslararası politika dengeleri çerçevesinde oluşan "Çevre ve İnsan" merkezli çevre politikaları, 1992 yılına ulaşıldığında "Çevre ve Kalkınma" anlayışına evrilmiştir. Bu gün ise temel çevresel söylem "Sürdürülebilir Kalkınma" kavramı çerçevesine daraltılmıştır. Bu açıkça felsefi/ideolojik kırılma, çok açıktır ki, çevresel değerleri ve doğal varlıkları temel alan değil, ekonomik kalkınmayı, serbest piyasayı ve kar dürtülerini temel alan bir yaklaşımdır. Bu noktada, "sürdürülebilir kalkınma"nın halihazırdaki kapitalist bir kalkınma anlayışının bir retoriği olduğu gerçeği vurgulanmak ve böyle bir kalkınma anlayışının da mecvut uluslararası eşitsizlik koşullarında özellikle gelişmekte olan ülkeleri için "sürdürülemez" olduğu ortaya koyulmak durumundadır.

1996 Habitat II. Kent Zirvesi'nde, İstanbul'da Küba Devlet Başkanı Fidel Castro "Dünya Biziz..." derken, aslında insanlığın büyük çoğunluğunun yoksul güneyin, kuzeyin ezilmişlerinin adına sesleniyor ve emperyalistleri dünyanın kaynaklarını tükettikleri ve yok ettikleri için eleştiriyordu.

1996'dan bu yana da bir şey değişmedi! Ancak tükettikçe var kalabilen bir sistem dünyanın ekolojik sınırlarını zorlamaya devam ediyor...

26 Ağustos günü Johannesburg'da insanlığın çevre ile ilişkilerinde gerçek bir dönüşümü başlatacak gelişmeler görüşülmeye başlanacak ise öncelikle işe açlık ve yoksulluğa mahkum edilen insanlığın önündeki uluslararası eşitsizlik ve sömürü engelinin nasıl aşılacağının tartışılması gerekir.
Ancak böylece insanlığın kaderi dünyayı kendisinin sananlardan dünyanın
kendisi olanlara geçebilir."
Arkitera

 

Ağustos 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz