reklam

28 Ağustos 2002 Çarşamba
Ana Sayfa
>
Haberler

Ürgüp'ün 'İmar' (!) Planları

Bu köşede kimbilir kaç kez vurgulandı... ''İmar'' demek, bir yeri mutlaka ''yapılaşmayla doldurma'' demek değil... Hele ''imara açmak'' , aynı zamanda ''yağmaya ve tahribata açmak'' anlamına hiç gelmez...

Türkiye'yi tutsak alan ''rant ekonomisinin'' bu gözde sözcüğü Arapçadan geliyor. Asıl anlamı da ''bakmak, güzelleştirmek...'' şeklinde özetlenebiliyor...

Nitekim, ''imaret'' de bakılan, gözetilen yer değil midir?..
''Mimar'' da imardan gelir; ''imar eden'' , yani güzelleştiren demektir... ''Mamur'' ise imar edilmiş, güzelleştirilmiş, bakılmış, ''yani yaşanılır kılınmış'' yere denir...

Peki, bizde ''imar'' kavramı neden tersine döndü?.. Bakir bir alana ''imar planı'' yapılınca, yani orası ''imara açılınca'' , kafamızda neden hep soru işaretleri uyanıyor; kaygılanıyoruz; hatta çoğu kez de hemen tepki gösteriyoruz?..

Çünkü, denebilir ki 1950'lerden bu yana ''imar mevzuatımız'' hemen hiç ''bakmayı, korumayı ve güzelliği geliştirmeyi'' temel almadı...

Varsa da yoksa da daha çok yapı yapmak, her yere yol açmak, arsa rantlarını yükseltmek ve her ''plan'' yapılan yeri beton yığınlarıyla doldurmak...

Hatta imar planı yoksa bile, yönetmeliklerle, kararnamelerle, dahası Bakanlar Kurulu kararlarıyla, akla gelen her yöntemle tüm bakir alanları ''arsaya'' çevirip, sonra da binaları üst üste, yan yana sıralamak...

''Koruma'' mevzuatı da işte bu nedenle imar mevzuatıyla ''çatışır'' olmadı mı?.. Sonunda bakıldı ki imar ''imha'' demek, hiç değilse SİT'lerde bu ''planlı tahribatı'' durdurabilmek için, ''koruma amaçlı imar planı'' denen yeni bir plan türü geliştirildi...

Yani, SİT olmayan yerde tarihi ve doğal dokuyu ''yıkım planı'' , SİT olan yerde koruma planı!..

''İmar'' adına tam bir talihsizlik olan bu ''absürt'' çelişki, neredeyse 15 yıldır yürürlükte...

Bu giriş belki biraz uzun oldu ama son zamanlarda Ürgüp'de de yaşanan ''imar planı gerilimi'' nin temel nedenini anımsatmak için başka da çare yoktu...

Zaten ÇED Köşesi açısından konunun aslını da bu imar planının ''ayrıntıları'' değil, tavrı ve ''yaklaşımı'' oluşturuyor...

Kapadokya'daki gelişmeleri izleyen ÇEKÜL gönüllülerinin bildirdiklerine göre Ürgüp'ün imar planları ''revize'' edilerek, bu tarih ve doğa beldesinde ''yeni konut alanları'' yaratılıyor...

Üstelik bu ''revizyon'' (değişiklik) daha önce yörenin çevre, peyzaj ve tarımsal-kültürel nitelikleri gözetilerek ''imara açılmayan'' kesimlerin, bu kez ''yapılaşma alanına'' dönüştürülmesiyle yapılıyor...

ÇEKÜL gönüllüleri diyorlar ki: ''Aktepe Dağı'nın siluet etkisi bozulacak; kent Avanos yoluna doğru dengesiz ve çirkin bir yayılma gösterecek; Göreme Milli Parkı, peribacaları ve kırgıbayırları yapılaşma baskısıyla karşı karşıya kalacak...''

Bu saptamalarla düzenlenen ayrıntılı ''itiraz'' raporlarında en çarpıcı vurgulama ise şöyle: ''Ayrıca Ürgüp'ün yeni konut gereksinmesi de bu denli yüksek düzeyde yoktur...''

İşte bu son cümle, bana 1990'lardaki ''Kapadokya Yasası'' ve ''Kapadokya Master Planı'' girişimlerini anımsattı...

Eğer bu çabalar gerçekleşseydi, bölgedeki her yerleşme için bu tür ''keyfi'' kararlarla ''imar başıboşluğu'' yaratılmayacaktı...

Ürgüp'ün de ''Kapadokya'nın bir parçası'' olduğu tüm imar kararlarında temel alınacak, planlama yetkileri rant için değil, ''UNESCO listesindeki evrensel miras'' için kullanılacaktı...

Sakın Kapadokya Yasası'nı ve Master Plan hedefini de işte bu ''imarcılar'' engellemiş olmasınlar?..
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ağustos 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz