Kültür bakanları
neye karar verdi
UNESCO'ya dahil ülkelerin kültür bakanlarının 16-17 Eylül tarihlerinde
İstanbul'da Çırağan'da yaptıkları toplantının konusu, Somut Olmayan Kültürel
Miras, Kültürel Çeşitliliğin Aynası idi.
İki günlük çalışma sonunda, kültür bakanlarının yayınladıkları
ortak bildirgede; somut olmayan kültürün korunmasının gereği savunuluyor.
Bildirgenin ilk maddesi şöyle özetlenebilir:
‘‘Kültürel mirasın çoklu anlatımları, insanların ve toplumların kültürel
kimliğinin ana kaynağını oluşturuyor. Kökleri yerel tarih ve doğal çevrenin
içinde olduğundan, pek çok dünya görüşünü bize farklı dillerle
ilettiklerinden, UNESCO'nun Kültürel Farklılıklar Evrensel Bildirgesi'ne
paralel olarak da önem taşıyor.’’
Son yıllarda kültürel farklılık üzerinde çok duruluyor. Ayrıca sözlü
kültürün, geleneklerin, bir ulusun kişiliğinin, kimliğinin
belirlenmesindeki esaslı öğelerden biri olduğu gerçeği vurgulanıyor.
Somut olmayan mirasla somut diye nitelendirilen miras arasında, aynı coğrafyada
yakın etkileşimde bulunulduğu da belirtiliyor.
Türkiye gibi somut olmayan ya da geleneksel ya da sözlü kültürün köklü
ve yaygın olduğu ülkelerde, bu kültürün korunmasıyla ilgili önlemlerin
daha da artması ya da devletin daha etkin bir rol alıp kendi koruması altına
alması gerekiyor.
‘‘Somut olmayan kültürel miras’’ın ortadan kalkmasına, kaybolmasına
neden olan öğelerin başında, şehirleşme ya da kırsal bölgelerin ortadan
kalkması geliyor.
Burada hükümetlere çok iş düşüyor; çünkü bunların yayınlanması,
saptanması, korunması için programlar yapılması, yönetmelikler hazırlanması
gerekiyor.
Sanırım bizde gelenekler, oyunlar, yerel ádetler, el sanatları bu konuda
son yıllarda özel ilgiyle korunuyor.
Küreselleşme karşısında ne yapmalı, ya da somut olmayan kültürlerin
korunmasında küreselleşmenin konumu nedir? Bakanlar bu iki önemli soruya da
cevaplar aradılar. Bunlar bildirgeye de yansıyor:
‘‘Küreselleşme tüm insanlar için aynı olan bir dizi referansın
ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Ve böylelikle dayanışma ve hoşgörüyü
artırarak insanların diğerlerini daha iyi anlamasına ve farklılıklara saygı
duymasına neden oluyor.
UNESCO Kültürel Farklılıklar Evrensel Bildirgesi'nde belirtilen ilkeleri
destekleyeceğiz.
Ulusal ve yerel politikaların çerçevesi içinde, araştırma ve dokümantasyonun
teşvik edilmesini, envanter ve kayıtların geliştirilmesini, kanunların ve
uygun koruma mekanizmaları oluşturulmasını, manevi kültürel mirasın önemi
ve değerinin, eğitim ve bilinçlendirme ile yayılmasının sağlanmasını
diliyoruz.’’
UNESCO kültür bakanlarının İstanbul bildirgesi, bizim gibi yerel, sözlü
kültürlerin zengin olduğu bir ülke için önemli bir özellik taşıyor.
Hürriyet - Doğan Hızlan
|