Mimarlık Ofislerinde Değişenler
Tartışıldı
Soldan sağa:Murat Tabanlıoğlu, Doğan Tekeli, Atilla Yücel, Mehmet Konuralp,
Cem İlhan, Bünyamin Derman
Eylül ayında İnternet'te başlayan Platform toplantılarının ilki 24 Eylül
Salı günü gerçekleştirildi. Yaklaşık bir aydır Arkitera forumda devam
eden "Mimarlık Ofislerinin Değişen ve Değişmeyen Yüzü"nün ele
alındığı toplantının tartışmacıları, ofislerini 90'lı yılların başında
değişimin sınırında kuran pek çok yarışmada başarılı sonuçlar elde
ederek ilerleyen mimarlardan Cem İlhan ve Bünyamin Derman, meslek hayatına
1968 yılında başlayan ve Türkiye'de pek çok önemli sanayi ve idari yapıya
imzasını atan Mehmet Konuralp, babası Hayati Tabanlıoğlu'ndan devraldığı
mirası Türkiye'de ilk ISO 9001 sahibi olan mimarlık ofisini yaratarak büyüten
Murat Tabanlıoğlu, ofisini 1954 yılında kuran ve halen Türkiye'nin önde
gelen ofislerinden birine sahip olan Doğan Tekeli'ydi.
Forumda başlayan tartışmada, geleneksel ofislerden 90'lı yılların
teknolojik ofislerine geçişin mimarlık mesleğinde yarattığı etkiler, usta
çırak ilişkisine dayanan mimarlığın günümüz ofislerindeki uygulanışı,
bilgisayarla tasarım yapmanın getirdiği farklılıklar ve herşeye rağmen
teknolojinin mimarlık ofislerinde hala değiştiremedikleri ele alındı. 24
Eylül'de Deneme Bilim Merkezi'nde, yürütücülüğünü Prof. Dr. Atilla Yücel'in
yaptığı toplantı, İnternet'te başlayan bu tartışmalar ışığında gelişti.
Atilla Yücel, forumda yazılanlardan yola çıkarak, ofislerin sorunlarını,
ofislerde çalışan mimarlara tasarım yapma ve kendini geliştirme imkanı tanınmamasını,
CAD operatörlerinin çok sık iş değiştirdiklerini, ücretlerin düşüklüğünü,
bütün bunlara bağlı olarak mimarlık eğitimindeki standartların da düştüğünü
belirterek, tüm katılımcılardan ofislerini anlatmalarını ve bu sorunlara
bakış açılarını sordu.
Doğan Tekeli, Sami Sisa ile 1954 yılında kurduğu ofisini hala yürüttüğünü,
ilk yıllarda hiç iş alamadıklarını, yaklaşık 10 yıl sadece yarışmalara
katıldıklarını belirtti. Ortalama 8 kişi olan kadrosunu hep koruduğunu,
zaman zaman profesyonel yöneticiye ihtiyaç duyduğunu ama işlerdeki süreksizlik
ve düşük gelir yüzünden idari kadroya hiç bir pay ayıramadıklarından
bahseden Tekeli, zaman zaman yanlarında çalışan mimarlara tasarım yapma özgürlüğü
tanıdıklarını, ancak bunun kendilerine çok büyük zaman kaybettirdiğini
anlattı.
Murat Tabanlıoğlu ise Doğan Bey'in görüşlerini babası Hayati Tabanlıoğluna
benzediğini, ancak kendisinin bambaşka bir zihniyete sahip olduğunu savundu.
Mimarlığın ekip işi olduğunu, ofisinde herkese tasarım yapma şansı verdiğini
anlatan Tabanlıoğlu, eşi ile kurduğu ve sadece ismini babasından devraldığı
ofisinin idari kadrosu ve sistemli organizasyon yapısı daha az kar etmesine
sebep de olsa da kadrosundaki sayıyı hiç değiştirmeden bugünlere gelmiş.
Mimarlık üzerine karamsar bir tablo çizen Mehmet Konuralp ise mimarlık
ofislerinde işlerin süreksizliğinden, ve mimar sayısının fazla olması yüzünden,
aynı işi hep daha ucuza yapan mimarlardan şikayet etti ve Türkiye'de tasarıma
ve mimarlığa müşteri bulunamadığını belirtti.
Cem İlhan ofisini atölye olarak adlandırırken, küçük bir ofis olduklarını,
bu şekilde çalışmaktan mutlu olduğunu belirtti. Yine küçük ve herkesin
her işi yaptığı bir ofis düzeninde çalışan Bünyamin Derman ise 2003 yılından
itibaren yürürlüğe girecek olan GATS anlaşmasının mimarlık ofislerinde
çok şeyi değiştirmesi gerektirdiğini, bütün ofislerin buna hazırlanmasının
önemini vurgularken, bu konuya önem verilmezse Türkiye'deki ofislerin Batı'lı
büyük ofislerin taşeronu konumuna düşeceğine dikkatleri çekti.
İzleyiciler arasında yer alan Emre Arolat'da söz alarak, kendi ofisinin yıllar
önce 35 kişi olduğunu şu anda daha az kişi ve daha iyi bir organizasyon ile
daha verimli işler yaptıklarını savundu.
Bu buluşmanın davetli katılımcılarından olup yurtdışında olması
nedeniyle toplantıya katılamayan ve son dönemde yaptığı projelerin popülerliği
ile gündeme gelen, geleneksel düzenlerin dışında bir ofis ortamında çalışan
Gökhan Avcıoğlu görüşlerini Platform'a internet aracılığı ile aktardı.
Avcıoğlu'na göre değişimler şöyle sıralanıyor: Mimarların, tek başına
çalışmaktansa kendi aralarında daha çok ortak düzenler oluşturma çabası
içinde olmaları, bunun sonucu olarak da daha geniş kadrolarla çalışma ve
bunu besleyebilecek iş hacimleri için çaba göstermeleri, diğer önemli konu
da mimarlığın artık sadece bir erkek mesleği olarak algılanamayacağı,
çünkü kurucu ortaklarının hatta sahiplerinin kadın olduğu ofislerin sayılarının
artmakta olduğu, dijital ilerlemenin yaptığı değişimin mekan düşünme
tarzını değiştirdiğini, bilgisayarın bir çizim aracı asla olmaması, bir
düşünme ve tasarlama protezi olması.
Toplantının deşifre edilmiş haline Ekim ayının ilk haftası içinde www.arkitera.com/platform/
adresinden ulaşmak mümkün olacak. Bir sonraki Platform konusu "Konut
Alanlarının Değişen ve Değişmeyen Yüzü" olarak belirlendi. 22
Ekim'de yapılacak toplantı ile ilgili bilgilere http://www.arkitera.com/platform/konut/
adresinden ulaşabilirsiniz.
Arkitera
|