reklam

08 Ekim 2002 Salı
Ana Sayfa
>
Haberler

25 ton akaryakıt Boğaz’ı kirletirken yetkililer seyretti

İstanbul Boğazı’ndan geçen bir geminin yaptığı kaza sonucu denize dökülen 25 ton akaryakıtı durdurmak için hiçbir önlem alınmadı. Boğaz’da yetkisi olan 14 kurum olaya sessiz kaldı. Akaryakıt, büyük bir kirliliğe yol açtı.

İstanbul Boğazı’ndan geçen Malta bayraklı bir gemi, önceki akşam kaza yapmasına rağmen rotasına devam etti ve 25 ton akaryakıt Boğaz'a döküldü. Yetkililer ise hiçbir önlem almadı. Deniz Trafik Daire Başkanlığı’nın sızıntıdan haberi olmadı; Büyükşehir Belediyesi olay mesai bitiminde gerçekleştiği için müdahale edemedi; İl Çevre Müdürlüğü geminin sigorta işlemleriyle uğraşmayı yeğledi; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ise akaryakıtın yayılmasına karşı önlem almamalarının sebebini Liman Başkanlığı’nın kendilerini davet etmemesine bağladı.

Zincirleme ihmal sonucu dünyanın gözbebeği Boğaz’a yayılan akaryakıt, büyük bir çevre kirliliğine yol açtı. Denizcilik Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk; Boğazlar’da 14 ayrı devlet kurumunun yetkilerinin bulunduğunu belirterek yaşanan olayın bir kaza karşısında bu kurumların ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdiğini ifade etti. Romanya’nın Köstence Limanı'ndan, İtalya’ya üre taşıyan Malta bayraklı Gotia gemisi önceki akşam 19.30’ civarında Emirgan İskesi’ne çarptı. Geminin servis yakıt tankı delinerek 25 ton akaryakıt Boğaz’a akmaya başladı.

Kazayı gören bir şehir hatları vapuru olayı ihbar etti. Kaza yapan gemi bir romörkörle Ahırkapı açıklarına çekildi. Bu arada akaryakıt sızıntısına müdahale edilerek etrafı bariyerlerle çevrilmesi gerekirken bu yapılamadı. Boğaz'daki akıntıyla hızla Marmara Denizi'ne doğru akmaya başlayan akaryakıtın önünü lodos rüzgarı kesince Boğaz sularında zift tabakası oluştu. Birçok tekne zifte bulandı.

İstanbul’da konuyla ilgili en yetkili kişi olan Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Ruhan Çakıroğlu, Zaman’ın görüşme talebini, Deniz Trafik Düzen Başkanı Hüseyin Ertan’a yönlendirdi. Ertan, Gotia gemisinde bir yarık olduğunun teyit edilemediğini ifade ederek şunları söyledi: “Gemide bir yarık olduğunu bana vurguladılar. Denize de bir akaryakıt sızıntısı olmuş onu da doğrulayamadık. Bunun idari soruşturmasını liman başkanı yürütüyor. Kendisi daha detaylı bilgi verebilir.”

Liman Başkanı Muhammet Erdoğan’a ise tüm aramalara rağmen ulaşılamadı. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Böke, kaza yapan gemiyi Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne (TDİ) bağlı bir römorkör çektiği için müdahil olmadıklarını ifade etti. Böke, “Liman otoritesi bizi davet etmedi. Bu sebeple çevre kirliliğini önleyici bir çalışmamız olmadı.” dedi. Kazadan sonra ceza kesme yetkisine sahip olan İstanbul İl Çevre Müdürü Yavuz Çengel, geminin sigorta kulübüyle yaptıkları görüşmelerden sonra müdahale edeceklerini ifade etti. Çengel; “Bir kazayla ilgili ilk defa hukuki süreç başlatıyoruz. Gemiyle ilgili işlemler bitti. Sigortasıyla görüşmeler sürüyor. Seferden men edilmesini isteyeceğiz. Sigorta kulübüyle konuyu görüşmeye çalışıyoruz. Tespitleri yapıldı. Büyükşehir bariyer çekme işlemini durdurdu. Arkadaşlar, sigortayla görüşerek gerekli belgeleri düzenledikten sonra müdahale edecekler.” şeklinde konuştu.

Adının açıklanmasını isteyemeyen bir Büyükşehir Belediyesi yetkilisi ise kazanın olduğu saatte çalışmadıklarını; bariyer döşemek için olay yerine ancak sabah gittiğini dile getirdi. Yetkili şunları aktardı: “Biz sabah gittiğimizde denize dökülen akaryakıt çoktan yayılmıştı. Ama lodos önünü kestiği için Galatasaray Adası civarında toplanan akaryakıt yatları, kodraları berbat etti. Bariyerleme için akaryakıtın bir yerde sıkışması gerekiyor. 08.00–17.00 arası çalıştığımız için sabah olaydan haberimiz oldu. Kazanın üzerinden fazla bir zaman geçmeden müdahale edebilseydik kirlilik bu kadar büyümezdi. Bu gibi durumlarda acil müdahale timleri hazır olmalı.”

Aynı yetkili, kurumlar arasında rekabet olduğunu dile getirerek, “TDİ, Liman Başkanlığı’nın kendi kurumudur. Kıyı Emniyeti’ne çektirseydi para ödeyecekti. Bu nedenle böyle bir yola gidilmiş olabilir. Kurumlar arası rekabet yaşanıyor.” dedi. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Boğazlar’da 14 ayrı devlet kurumunun bulunduğunu belirterek yaşanan olayın bir kaza karşısında kurumların ne kadar hazırlıksız olduğunu gösterdiğini ifade etti. Öztürk şunları söyledi: “Kirliliğin Boğaz ve Marmara’da deniz canlıları ve doğal hayat üzerindeki etkilerini anlatmaya gerek yok. Büyükşehir Belediyesi ve Denizcilik Müsteşarlığı’nın da takip yapmadığını gözledik. Marmara Denizi gibi bir iç denizin hoyratça kullanılması ayıptır. Bu iş memur ve bürokrat zihniyetiyle hallolmuyor. Düzenleyici bir kanun olmalı. ‘Marmara Acil Eylem Planı’nın da bir an önce Meclis’ten geçmesi gerekiyor.”
Zaman

 

Ekim 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

Konut Alanlarının Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 22 Ekim'de Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Yiğit Gülöksüz, Murat Güvenç, Hakan Kodal, Nevzat Sayın, Yıldız Sey, Levent Turan, Han Tümertekin


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz